Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, Ilısu Barajı nedeniyle Hasankeyf’in sular altında kalacağına yönelik iddialar hakkında “Hasankeyf’in tamamı su altında kalmıyor. Ilısu Barajı’nı yapmasaydık, tarihi şehir altındaki yamaç tamamen kayıyordu, tamamen yok olacaktı. Baraj vesilesiyle orayı da güçlendiriyoruz, yukarıdaki tarihi kenti tamamen koruyoruz” dedi.
Eroğlu, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, Bakanlığının, 2016 yılı bütçesi üzerindeki görüşmelerde milletvekillerinin soru ve eleştirilerini yanıtladı.
Kanal İstanbul Projesi’nde güzergahların halen belli olmadığını belirten Eroğlu, bu konuyla Çevre ve Şehircilik ile Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme bakanlıklarının ilgilendiğini kaydetti.
Güzergahların belirlenmesindeki prensipler hakkında ise Eroğlu, “Prensip; su kaynaklarına zarar vermeyecek. Bu konuda üniversitelerden oluşturulan bir ekip var. ÇED raporları hazırlanıyor. Hiçbir şekilde yeraltı sularının, su kaynaklarına ve tarihi sit alanlarına zarar vermeyeceği çalışma yapılıyor” dedi.
Eroğlu, dere yataklarının ıslah çalışmalarında estetiği ön plana çıkardıklarını söyleyerek, Hopa’daki dere yataklarında sorun olmadığını, bölgede tamamen heyelan nedeniyle problem yaşandığını kaydetti.
– “Dünyada güvenlik barajı diye husus yok”
Güvenlik nedeniyle baraj yapılıp yapılmadığı konusunda ise Eroğlu, dünya literatüründe “güvenlik amacıyla baraj” tanımlaması olmadığını, barajların taşkın koruma, su veya çok maksatlı hidroelektrik santral amaçlı yapıldığını dile getirdi.
Eroğlu, “Mardin’de, Şırnak’ta su yoktu, biz getirdik. Kilometrelerce dağları, taşları aşarak suyu biz getirdik. Dünyada güvenlik barajı diye husus yok. Bu maalesef uyduruldu” diye konuştu.
Ilısu Barajı’nın suları altında kalacağı iddia edilen Hasankeyf hakkında ise Eroğlu, şunları söyledi:
“Hasankeyf’in tamamı su altında kalmıyor. Ilısu Barajı’nı yapmasaydık, tarihi şehir altındaki yamaç tamamen kayıyordu, tamamen yok olacaktı. Baraj vesilesiyle orayı da güçlendiriyoruz, yukarıdaki tarihi kenti tamamen koruyoruz. Ayrıca birtakım tarihi eserler var, dünyada ilk örnek olacak. Orada Zeynel Bey Türbesi vardır. Onu, çok özel bir şekilde taşıyacağız.
Hasankeyf neydi, şimdi ne olacak? Dört dörtlük bir ilçe kuruyoruz. Arkeolojik kazıların tamamını bitirdik. Barajın yapıldığı alandaki Ilısu Köyü için ‘Buradaki vatandaşları, buradaki kardeşlerimizi, etnik kökeni Kürt olanları, onları bölgeden atacaklar’ diyorlardı. Orada mağara gibi evler vardı. Bin metrekare üzerine sosyal donatılarıyla birlikte villa gibi evler yaptık. İstanbul’daki tarihi yarımada gibi bir yarımada oluşuyor. Orada muhteşem bir açık hava müzesi yapıyoruz.”
Kıbrıs’a su götürülmesiyle ilgili ise Eroğlu, şunları kaydetti:
“Suyu Geçitköy Barajı’na aktardık ancak KKTC’deki arıtma tesisi, su depoları, ana dağıtım hatları KKTC Sular İdaresi tarafından yapılacaktı ama onlar projeleri daha yapamadılar. Bunun üzerine Sayın Cumhurbaşkanı ‘Bunları da siz yapın’ dedi. Bunun üzerine arıtma tesisi, 477 kilometre dev isale hatları, depoları büyük ölçüde tamamladık. Kıbrıs tarafına bunun nasıl işletileceğini sorduk. Görüşmeler yaptık. Neticede, belli bir noktaya gelindi. Belli bir süre biz işleteceğiz.”
Orman yangınlarına müdahale ile ilgili ise Eroğlu, “Tunceli’den bahsettiniz. Bizim orman yangınlarına giden ekipler ateş altında kaldı. Tüm ekip araçları yakıldı. Netice itibarıyla orada terörü sonlandırmadıkça bunlar mümkün değil. Arkadaşlarımız can pahasına gidiyor” ifadelerini kullandı.
– Yeşil Yol projesi
Karadeniz Bölgesi’nde 8 ilin yaylalarını birbirine bağlayacak 2 bin 600 kilometrelik Yeşil Yol Projesi ile ilgili şimdiye kadar izin verdikleri alan miktarının 1,6 hektar olduğunu dile getiren Eroğlu, Yeşil Yol’da, ormanlık alanda kesilen ağaç sayısının sadece 13 olduğunu söyledi.
Projeye tepki gösteren ve kamuoyunda “Havva Ana” olarak tanınan Rabia Özcan ait binanın ruhsatsız olduğunu dile getiren Eroğlu, “Ruhsatsız, izinsiz bina yapıldığından dolayı Çamlıhemşin Belediyesi tarafından mühürlenip imar planının 32. maddesi gereğince işlem yapılarak faaliyetleri durdurulmuş. Kendi çocuklarının birtakım kaçak yapılar yaptığı, pansiyon işlettiklerine yönelik bilgiler var” dedi.
– “HES’ler elektriğin sigortasıdır, tabiatı tahrip etmiyor”
Fidan ithal edilmesine karşı olduğunu söyleyen Eroğlu, Türkiye’de yılda 333 milyon fidan üretildiğini, geçen yıl fidan ve süs bitkilerinden 40 milyon liralık ihracat yaptıklarını anlattı.
Eroğlu, hidroelektrik santraller (HES) hakkında ise, “HES’ler elektriğin sigortasıdır, tabiatı tahrip etmiyor. HES’lerden firmaların su kullanması söz konusu değil. HES’ler şu anda dünyada yenilenebilir temiz enerji kaynağı olarak biliniyor. Türkiye’de işletme safhasında toplam 561, devam eden inşaat safhasında DSİ’nin 4, özel sektörün 101, projesi planlanma safhasında olan 636 adet HES var” bilgisini verdi.
Bakan Eroğlu’nun konuşmasının ardından Bakanlık tarafından milletvekilleri adına dikilen fidanların sertifikaları komisyon üyelerine dağıtıldı.
Öte yandan, Eroğlu sorulara cevap vermeden önce söz alan HDP İstanbul Milletvekili Garo Paylan, Komisyon Başkanı Süreyya Sadi Bilgiç’ten, bugün cuma namazı nedeniyle komisyon çalışmalarına ibadet arası verildiğini, kendisinin de pazar günü ibadet amacıyla izin kullanmak istediğini söyledi.
Başkan Bilgiç, Paylan’ın talebini pazar günü oylamaya sunacağını belirti.
Konuşmaların ardından, Orman ve Su İşleri Bakanlığının bütçesi kabul edildi.
AA