Türkiye’de barajlar ve hidroelektrik santralleri mecburiyet!

veysel eroğlu

Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, “Türkiye’de mevsimlere ve bölgelere göre yağış durumu çok değiştiği için barajların ve hidroelektrik santrallerinin yapılması bir mecburiyettir” dedi.

Eroğlu, TBMM Genel Kurulu’nda, HDP’nin kendisi hakkında verdiği gensoru önergesinin gündeme alınıp alınmamasına ilişkin görüşmeler sırasında söz aldı.

Türkiye’nin yarı kurak iklim bölgesinde bulunduğunu, dolayısıyla su ihtiyacının yüksek olduğunu belirten Eroğlu, baraj ve HES yapımının gerekliliğine işaret etti.

Eroğlu, “Türkiye’de mevsimlere ve bölgelere göre yağış durumu çok değiştiği için, genelde yaz aylarında yağış olmadığı için barajların ve hidroelektrik santrallarının yapılması bir mecburiyettir. Göletler de yapacağız. Bin günde bin gölet yaptık, şimdi 2019 yılı sonuna kadar bin 71 gölet, baraj ve sulama tesisi yapacağız. Vatandaş istiyor çünkü. Baraj ve HES’ler bir mecburiyet. Baraj olmazsa hiçbir şehre su veremeyiz. Daha önce şehirlerde niye su yoktu? Mardin’de Diyarbakır’da, Şanlıurfa’da, İzmir’de, Sinop’ta, Mersin’de. 76 şehirde su yoktu. Biz 76 şehre suyu barajlar sayesinde getirdik” diye konuştu.

-“HES’lerin faydaları saymakla bitmez”

Barajların ve HES’lerin zorunluluk karşısında inşa edildiğini belirten Eroğlu, Türkiye’nin enerjide dışa bağımlı olduğunu da kaydetti. Eroğlu, “26 milyar kilovatsaatten aldığımız hidroelektrik enerji üretimini 91 milyar kilovatsaate çıkardık. Bu sayede yılda 11 milyar TL özellikle dışarıya doğalgaz parası vermekten kurtulduk. Bu HES’lerin faydaları saymakla bitmez. Barajlı HES’ler elektriği depolayabiliyor. Elektriği depolamak mümkün değildir. Ama barajlarda suları biriktirdiğin zaman enerjiyi biriktiriyorsun dolaylı olarak” değerlendirmesinde bulundu.

Barajların ve hidroelektrik santrallarının Türkiye’de elektriğin sigortası olduğunu ifade eden Eroğlu, AK Parti iktidarı döneminde enerji üretimi kapsamında hayata geçirilen hizmet ve tesislerin takdiri hak ettiğini söyledi. Eroğlu, şöyle devam etti:

“Ama şunu ifade edeyim; geç kalmışız. Eğer bize arkadaşlar ‘niye bu kadar geç kaldınız’ deseler, tamam, onu anlayışla karşılarım. Çünkü maalesef bundan 30 yıl önce Amerika ve Avrupa’daki bütün ülkeler hidroelektrik santral potansiyelinin neredeyse yüzde 80, 90’ını kullanmış. Biz hala yüzde 15’deydik. Şimdi yeni yeni yüzde 50’ye çıkarabildik. Bu konuda sizlerden yardım bekliyorum. Hep birlikte inşallah yüzde 100’ünü gerçekleştirmek için gayret ederiz.”

Daha önce barajların yapımının ikili anlaşmalarla yabancı firmalara verildiğini, iktidarlarının bu uygulamayı sona erdirecek yasal düzenlemeleri yaparak, yap-işlet-devret sistemine geçildiğini anlatan Eroğlu, bunun önemli bir kazanç olduğunu vurguladı.

Bazı sivil toplum kuruluşlarının, “HES’ler çay bahçelerini kurutuyor” iddiasıyla bunlara karşı çıktığını anımsatan Eroğlu, “Öyle bir şey yok. HES’lerden çıkan su çok daha temizdir. Herhangi bir zehirli madde yoktur. Hatta oksijeni daha boldur.” ifadesini kullandı.

Bakan Eroğlu, HES’lerin, sel baskınlarını engellediğini, yenilenebilir ve çevreci olduğunu bildirdi.

– “3 milyar 500 bin 34 fidan toprakla buluşturuldu”

TÜİK verilerine göre, şu ana kadar 3 milyar 500 bin 34 fidanın toprakla buluşturulduğunu aktaran Eroğlu, Türkiye’nin bu alanda büyük bir başarıya ve destansı bir çalışmaya imza attığını vurgulayarak, “Biz, Türkiye’de her yeri ağaçlandırıyoruz.” dedi.

Geçmişte yılda 75 milyon fidan üretilirken, şu anda 360 milyon fidan üretildiğini ve bunların vatandaşlara dağıtıldığını anlatan Eroğlu, İstanbul’da da 18 milyon fidanın toprakla buluşturulduğunu hatırlattı.

Doğu ve Güneydoğu bölgelerinde ormanlık alanları çoğaltmak için GAP Orman Bölge Müdürlüğünün kurulduğunu ve hızla ağaçlandırma yapıldığını aktaran Eroğlu, ancak bölgedeki ormancılık faaliyetlerinde kullanılan araçların terör örgütü mensuplarınca yakıldığını söyledi.

Eroğlu, “Biz 113 dev eserle 36 baraj, 6 içmesuyu tesisi, 6 sulama tesisi, 22 dere ıslahı, 11 ağaçlandırma, milli park ve meteoroloji projesi, 2 de atıksu ileri biyolojik arıtma tesisi açtık. 3 milyar 250 milyon lira.” açıklamasında bulundu.

Artvin Cerattepe’de açık işletmeye müsaade etmediklerini dile getiren Eroğlu, “Kaldı ki biz ruhsat vermiyoruz. Ruhsatı veren başka bir kurum. Biz sadece Orman Kanunu’na göre izin veriyoruz. Biliyorsunuz yol açılmaması, teleferikle taşınması kararlaştırıldı. Bütün bunlara rağmen sadece 3 bin 500 ağaç dikilmesi, kesilen ağaçların yerine en az 3 misli bir fidan dikilmesi karar alındı. Neticede mahkeme kararını bekliyor. Mahkeme kararına göre geri yapılacak.” diye konuştu.

İstanbul’da bir 3. havalimanının şart olduğunu vurgulayan Eroğlu, “Çünkü İstanbul, dünyanın merkezidir, bütün dünyaya çok kolay ulaşmak mümkündür. Nitekim THY, dünyada en çok noktaya ulaşan bir havayolu olarak gururumuzdur. Bu bakımdan bu havaalanı yapılıyor. En az 5 katı bir ağaçlandırma yapılması şartı koyduk. İnşallah İstanbul’un yeşilliğine zarar vermeden bu yollar ve havaalanı yapılacaktır.” ifadesini kullandı.

Yeşil Yol konusuna da değinen Eroğlu, “Yol zaten mevcut. Orada 8 adet 84 kilometre mevcut orman yolunun bakımı yapıldı. 4 adet 49 kilometre yeni yol yapılmıştır. Yol genişliği burada 6 metredir. Tüm yolda 204 adet ağaç karşılığı 91 metreküp kesim oldu. Ama bunun mukabilinde 13 bin tane fidanı Yeşil Yol’un etrafına dikeceğiz. Yeşil Yol, orada mevcut yolları birleştiriyor. Doğa turizmini patlatacak bir yoldur.” değerlendirmesinde bulundu.

Eroğlu’nun konuşmasının sonuna doğru, HDP Grubu’nda bulunan milletvekilleri Genel Kurul Salonu’nu terk etti.

Yapılan oylama sonucunda, Eroğlu hakkındaki gensoru önergesinin gündeme alınması kabul edilmedi.

Birleşime verilen aranın ardından, Genel Kurul’da, kolluk görevlilerinin işledikleri iddia edilen suçlar ve disiplin cezası gerektiren eylem ve davranışlarıyla ilgili Kolluk Gözetim Komisyonu kurulmasına ilişkin tasarının görüşülmesine geçildi.

AA