Rusya’nın Türkiye için açıkladığı ekonomik yaptırımların ardından, ticari anlamda kayıpların alternatif pazarlar yoluyla kapatılması öngörülürken, AB ülkeleri başta olmak üzere Afrika, Güney Amerika ve Uzakdoğu ülkelerinin Türkiye için yeni pazarlar olabileceği belirtiliyor.
Türk hava sahasını ihlal eden Rus savaş uçağının düşürülmesinin ardından Rusya’nın Türkiye’ye yönelik açıkladığı ekonomik yaptırımlar, birçok sektörde alternatif pazarları gündeme getirdi.
Rusya, 1 Ocak 2016 itibarıyla Türkiye’den beyaz et ürünlerinin yanı sıra, domates, soğan, brokoli, karnabahar, salatalık, portakal, elma, armut, çilek, üzüm ve mandalina ithalatını durduracağını açıklamıştı. İthalatı durdurulacak ürünlerin toplam değerinin yıllık bazda 750 milyon doları aşacağı belirtiliyor. Türkiye’nin Rusya’ya yaş meyve ve sebze ihracatı ise 1 milyar 270 milyon doları buluyor. Başta narenciye olmak üzere bu ürünlerin öncelikle Doğu Avrupa ve Uzakdoğu olmak üzere diğer ülkeler ile iç pazara sunulabileceği ifade ediliyor.
Beyaz et sektörü yetkilileri, Rusya’nın önemli bir pazar olmadığını belirterek deri, tekstil ve konfeksiyon sektörleri ihracatında yaşanabilecek sorunların diğer ülkelerle telafi edilebileceğini dile getiriyor.
-Müteahhitlikte rota sahra altı Afrika ve Güney Amerika
Öte yandan Rusya’da milyarlarca dolarlık yatırımı ve 10 bine yakın işçinin bulunduğu Türk inşaatsektörünün olası kayıplarının telafisi için sahra altı Afrika ve Güney Amerika ülkelerindeki potansiyel yatırımlar alternatif olarak görülüyor. İran’a uygulanan ekonomik ambargoların kalkmasının ardından, bu ülkenin yatırım ortamında gerçekleşecek olumlu seyrin de Türk müteahhitleri için fırsat yaratabileceği düşünülüyor.
Katar, Suudi Arabistan, Umman, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) , Irak (Kuzey Irak) gibi ülkelerin de hem müteahhitlik hizmetleri, hem tarım ürünleri ihracatında yeni rotalar olabileceği de ifade ediliyor.
Rus turist sayısındaki düşüş ile turizm sektöründe yaşanabilecek muhtemel olumsuzlukların da AB ülkelerinden gelecek turistlerle kapatılması bekleniyor. Yetkililer, vize uygulamasının kaldırılmasıyla AB’den Türkiye’ye gelen turist sayısında da artış olacağına ve harcama düzeyi yüksek turist kitlesinin Türkiye’ye çekileceğine dikkati çekiyor.
-“Asıl önemli katkının AB ülkelerinden gelmesini bekleyebiliriz”
Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Cihad Vardan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Rusya’nın ticari alanda uygulamaya başlayacağı söylenen engellemelerin iki ülke için de yarar getirmeyeceğini düşündüklerini söyledi.
Türkiye’nin Rusya’ya ihracatında bu yıl itibarıyla zaten yüzde 40’lara varan bir düşüş yaşandığına işaret eden Vardan, bunun da tamamıyla Rusya’nın kendi iç ekonomik sorunlarından kaynaklandığını vurguladı. Vardan, şöyle devam etti:
“Bugünkü ihracat rakamımız ile turizmden oluşabilecek muhtemel kayıplarımız göz önüne alındığında bunun Türkiye’nin GSMH’sinin yüzde 1’ine bile ulaşmadığı görülecektir. Türkiye de bu kayıpları 2008’de başlayan küresel krizde olduğu gibi farklı alternatif pazarlara ulaşarak telafi etme yolunu deneyecektir. Bunlar Afrika ülkeleri olabilir, Güney Amerika ülkeleri olabilir ve hatta komşumuz İran olabilir. Ama asıl önemli katkının da AB ülkelerinden gelmesini bekleyebiliriz.”
AB zirvesinden sonra AB’nin Türkiye’ye farklı bir gözle bakmaya başladığını gördüklerini dile getiren Vardan, “Bu coğrafyada Türkiye’siz çözümün mümkün olmayacağını anlayan AB, bilhassa vize serbestisini devreye soktuğunda, Türkiye’nin AB ile ticari ve yatırım ilişkilerinin çok daha farklı boyutlara ulaşacağını ümit ediyoruz” ifadelerini kullandı.
-İthalat için de alternatifler hazır
Öte yandan Türkiye’nin Rusya’dan en fazla ithalat yaptığı ürünler arasında ayçiçeği tohumu yağı yer alırken, ekim ayı sonu itibarıyla gerçekleştirilen söz konusu ürün grubunda Rusya’dan 601 milyon dolarlık dış alım yapıldı. Anılan tutar, Türkiye’nin 1 milyar 465 milyon dolarlık toplam hayvansal ve bitkisel yağ ithalatının yüzde 41’ini oluşturuyor.
Bitkisel Yağ Sanayicileri Derneği (BYSD) Başkanı Tahir Büyükhelvacıgil, Türk işadamlarına yapılan muamelenin insanlıkla bağdaşmayacağını ifade etti.
Rusya’nın ayçiçek yağı tohumu ithalatı açısından Türkiye için alternatifsiz bir ülke konumunda bulunmadığına işaret eden Büyükhelvacıgil, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Türkiye’nin bu alandaki üretimi yıllık 1,2 milyon ton, ihtiyacı ise 2,5 milyon ton seviyesinde. Rusya ve Ukrayna bu alanda önemli iki ülke konumunda ancak Rusya, Türkiye açısından ithalat yapılacak tek ülke konumunda değil. Başta Ukrayna olmak üzere Romanya, Bulgaristan ve Moldova gibi ülkelerden de ihtiyaç karşılanabilir. Çok zorda kalırsak, geçmişte olduğu gibi, Arjantin’den ithalat da gündeme gelebilir.”
Türkiye ile Rusya arasındaki dış ticaret ilişkilerinde bu ülkeden yapılan hububat ithalatının da önemli yeri bulunuyor. Türkiye ekim ayı sonu itibarıyla Rusya’dan 718 milyon dolarlık hububat ithalatı gerçekleştirirken, söz konusu tutar 1 milyar 446 milyon dolarlık toplam hububat ithalatının yaklaşık yarısını oluşturuyor.
Hububat Tedarikçileri Derneği (HUBUDER) Başkanı Gülfem Eren de Türkiye’nin en ucuz buğday ve mısırı Rusya’dan ithal ettiğini belirterek, bu alandaki ticarete kısıtlama getirildiğinde Türkiye’nin başka pazarlara yönelmek durumunda kalacağını söyledi. Eren, “Rusya’dan ithalatın durması durumunda alternatif menşeler Ukrayna ve AB ülkeleridir” dedi.
AA