TOKİ 3 yılda 260 bin konut rakamına ulaşacak!

TOKİ Tuzla 374 konut ihalesi bugün!

Barınma ihtiyacının şifrelerini yeniden çözdüklerini belirten Başbakanlık Toplu Konut İdaresi (TOKİ) Başkanı M. Ergün Turan ile kurumun 20 bini aşan konut uygulaması ile İstanbul’daki en büyük konut bölgesi olan Kayaşehir’i ziyaret ettik ve yeni projeleri konuştuk. TOKİ, kâr amacı gütmeden, dar ve orta gelir grubuna 240 aya varan vadelerle konut arzı yapıyor. 1984-2002 yılları arasında inşa edilen konut sayısı 43 bin iken 2002-2015 arası bu rakam 700 bine ulaşmış. Turan, “Konut üretim süreçlerimizi insanı odağa alan yem disiplinlerle, bir üst ölçekte ele aldık. Edindiğimiz tecrübe ve milletimizin beklentisi doğrultusunda yürüttüğümüz çalışmayla, konut ihtiyacını karşılamanın ötesinde yeni yerleşim alanları, şehirler oluşturuyoruz” diyor. Mimarlar, kent. bilimcileri hatta sektörün hemen her kesitinden eleştiri alan TOKİ’nin “sosyal konut’ ürettiğini ve sadece Urla ili örneği ile 168 konut için 15 bin müracaat olduğunu unutmadan, yani İstanbul’dan değil Anadolu’dan bakarak, hiçbir zaman ev sahibi olamayacak gelir grubunun birincil ihtiyacı “barınma” olduğundan hareketle yeni perspektifi dinlemekte yarar olduğunu düşünüyorum. Konut mimarinin en zor sorusu. Karı koca bile aynı evin içinde ortak ihtiyaçlarına aynı cevabı veremez iken, mimarların başkaları için yaşam alanı tasarlaması ve bunun devlet eliyle sunulması sadece proje ve inşaat süreci ile açıklanamaz şüphesiz. İstanbul için 3 bin 700, diğer iller için 3 bin 200 Türk Lirası hane halkı geliri ile daire sahibi olmak, üç yıldır “Evinizi Geziyorum” köşesinden sizlerle paylaştığım yaklaşık 300 markalı konut tecrübesi ile mümkün değil. O yüzden sosyolojik, psikolojik, antropolojik, kentsel, işlevsel tartışmaların odağına TOKİ yerine milyon dolarlık evleri alsak mı diyorum!

TÜM PROJELERİNDE YAĞMUR SUYUNU TOPLUYOR
Milyon dolarlık evler kent için ne katkı koyuyor ise az ya da çok bugüne kadar yapılan sosyal konutlar için de neredeyse aynı cümleleri kurabiliriz. Evet yoğun ve tek tip, evet kentsel dil gözetilmedi. evet sorunlu bloklar yapıldı. Lakin birisi de sektörün bu sorunları çözdüğünü iddia edebiliyor mu? Üstelik amaç, kâr, finans modeli olarak arada uçurumlar varken… Üst üste yığılmış tip daireler ile yükselen konutlar estetik kaygılar bir yana kişiselleşemeyen yerleşimler. Her şehirde yüksek yapılar birincil ihtiyaca cevap verip barınma sorununu çözmüş olabilir lakin keııt. silueti. ışık, yön, yer kaygısı gütmeden göklere yükselmek şüphesiz rahatsız edici.Yükselmenin kaçınılmaz olduğu yerler de olabilir. Lakin bloklar arası boşluklar, yerleşim planına özel durumlar gözetilmeden konut ormanı yaparak betona boğmak çözüm. Başkan Turan’ın cümleleri ile “artık hiçbir şehirde en yüksek bina TOKİ binası olmayacak”. Bu başlangıç çok kıymetli. Daha insani ölçekte, çok katlı olmayan, yere, yöne, yöreye duyarlı çözümler önümüzdeki yılların ana hedefi. Diğer önemli konu ise doğal kaynakların kullanılması. TOKİ hemen tüm projelerinde yağmur suyunu topluyor. 2009 yılından beri güneş enerjisini projelerine aktarıyor. Mardin’e yapılan projelerde yarı kapalı geniş balkonlar, Antalya’daki projelerde Akdeniz mimarisi çağrışımları estetik kaygılardan ziyade yöreye ait malzemenin, iklime ait verilerin dikkate alınması adına önemli. “Estetik veya güzellik” başka bir tartışmanın boyutu lakin “sağlam, kaliteli, sağlıklı” sosyal konuta erişebilmek çok önemli ve değerli. Çeşme’ye yapılan yeni sosyal konutlar ise bazı tabuları kökünden yıkar nitelikte.

YENİ YERLEŞİMLER VE 4 ANA UNSUR
-Yerel mimarı yaklaşımlar
-Az katlı konut üretimini benimseyen yatay mimarı yaklaşım
-Geleneksel semt kültürünün gelişimine zemin hazırlayan mahalle konsepti
-Mutlak kalite
ŞEHİR’DEN ÖNCELİKLİ HEDEF 7.500 SOSYAL KONUT
20 bini aşan konut uygulaması ile TOKİ’nin İstanbul’daki en büyük konut bölgesi olan Başakşehir İlçesi’ne bağlı 3 bin 500 konut üretiminin devam ettiği bölge, güçlü altyapısı, gelişen toplu ulaşım ve sosyal imkânları ile İstanbul’un en yeni ve dinamik yerleşimi olma yolunda hızla ilerliyor. Yeni yerleşimlerde dikkat edilen en önemli unsur ise konut yapıp “yaşama dair dokunuşları” olmadan evleri teslim etmek yerine “semt sakini” elde edebilmek, Mekânsal karşılığı ise çok katlı konut yığınları yerine yatayda gelişen kendi avlusu etrafında kişiselleşmiş, mahalle meydanında buluşulan, ana caddesinde alışveriş yapılıp kahve ıçilebılecek, gross market yerine sokak bakkalının samimiyetine odaklı, okulu, kreşi, camisi ile mahallelerin kurgulandığı çözümler. Kayaşehir’in teslime giden ilk etaplarında da cadde konsepti bu hedefle geliştirilmiş.

Esin TÜMER/Habertürk