Sultanahmet Camisi Koruma ve Restorasyon Çalışmaları Sözleşmesi imza töreni Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başladı. Bir hafta içinde başlaması planlanan restorasyon çalışmalarının ziyaretleri engellemeyecek şekilde yaklaşık 4 yıl sürmesi planlanıyor.
Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak, “Vakıflar Genel Müdürlüğümüz bakımından önem arz eden eserler olursa Orta Avrupa’ya kadar genel müdürlüğümüzün hinterlandını uzatmayı hedefliyoruz inşallah.” dedi.
Sultanahmet Camisi avlusunda Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından yürütülecek Sultanahmet Camisi Koruma ve Restorasyon Çalışmaları Sözleşmesi imza töreni Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başladı.
Sponsorluğunu Starwood Orman Ürünleri AŞ’nin üstlendiği restorasyon çalışmaları sözleşmesi imza töreninde konuşan Kaynak, Sultanahmet Camisinin dünya kültür mirası olduğunu ama aynı zamanda medeniyetin şaheseri olduğunu, 1617’de tam ikmalinin yapıldığı caminin 400 yıldır ayakta olduğunu anlattı.
Kaynak, “Bu eser bizim arda bıraktığımız kültürümüzün, medeniyetimizin adeta timsali olan bir şaheser. İstanbul deyince İstanbul’dan asla ayrı düşünülemeyen bir şaheser. İstanbul’a gelen müminler, muhakkak surette en az bir kez ibadet etmek için uğradığı gibi, yabancı misafirlerimiz de bizim medeniyetimizin seviyesini görmek için buraya gelirler.” diye konuştu.
Her medeniyetin mimarisiyle kendini gösterdiğini vurgulayan Kaynak, İstanbul’un da kendine has bir mimarisi olduğunu, fotoğrafta da filmde de olsa İstanbul’un mimarisiyle hemen tanındığına işaret ederek, “Bu vasfı ve bütün Türkiye’nin vasıfları, maalesef çeşitli erozyonlara uğradı. İşte Vakıflar Genel Müdürlüğümüzün son 15 yıldaki faaliyetlerine bir de bu gözle bakmamız gerekir. Vakıflar Genel Müdürlüğümüz 4 bin 500’den fazla ecdat yadigarı eseri, yeniden insanlığın hizmetine sunmuştur, kendi orijinal mimarisiyle orijinal tarzıyla…” ifadelerini kullandı.
Vakıflar Genel Müdürlüğünün sadece İslami eserleri değil, diğer dinlerin ibadethanelerini de restore ettiğini anımsatan Kaynak, şöyle devam etti:
“Bursa’da bir kilise var. Kiliseyi vakfeden bir Nakşibendi vakfı. Yani Bursa’da başka dine mensup olan Hristiyanlar için bir kilise arazisini vakfedip, üzerine bir kilise yaptıran bir ecdada sahibiz. Asla bizim bu yapılarımızın tahrip edilmesine ve zaman içinde yok olmasına müsaade edemeyiz. Biz bundan büyük bir sorumluluk duyuyoruz. Çünkü ecdadımızdan tevarüs eden bu miras, içinde yaşanarak gelecek nesillerimize aktarılmalıdır. 2002’den bu yana 4 bin 500’den fazla vakıf envalinin restorasyonunu gerçekleştirdik. Bu eserler sadece yurt içinde değil, Balkanlar’da, özellikle Bosna Hersek’te önemli çalışmalara imza atıldı. Bosna Hersek’te tamamen yok olan ve şu anda temelleri kalan ibadethaneler, medreseler ayağa kaldırıldı. Bunlar için bizlere hedef koyan, yol gösteren, ufuk açan Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ı hepimizin hayırla yadetmesi lazım. Gerçekten bu işler için önemli finansman imkanlarını, önemli yeni metodları o devreye sokmuştur.”
Hayırsever katkılarının da önemine işaret eden Kaynak, İstanbul’da bu bilincin yüksek olduğunu ifade etti.
İstanbul’da Fatih Belediyesinin de Kapalıçarşı’yı restore ettiğini hatırlatan Kaynak, “O da dünyada benzeri olmayan bir eserdir. Fatih’te belediye başkanlığı yapmak Allah’ın lütfudur ama sorumluluğu da büyüktür.” dedi.
– “Nerede ecdat yadigarı varsa…”
Vakıflar Genel Müdürlüğünün ilk kez bu ramazan ayında, Ramazan Bayramı’na yetişmek üzere Osmanlı bakiyesi topraklardan Gazze’de 50 bin gıda kolisi dağıttığını kaydeden Kaynak, şunları söyledi:
“İlk defa sınırlarımızın dışında Vakıflar Genel Müdürlüğümüz böyle bir organizasyona imza attı. Bunlar Balkanlar’da, Ortadoğu’da ecdat yadigarı nerede ne varsa bunların hepsi için çalışmalar devam edecektir. Geçtiğimiz hafta Macaristan Başbakanı ile görüştük. Orada bildiğiniz gibi Kanuni Sultan Süleyman’ın iç organlarının gömüldüğü alan meydana çıkarılmıştı. Orada Vakıflar Genel Müdürlüğümüz bakımından önem arz eden eserler olursa Orta Avrupa’ya kadar genel müdürlüğümüzün hinterlandını uzatmayı hedefliyoruz inşallah.”
– “Turizme minimum müdahale”
Vakıflar Genel Müdürü Adnan Ertem ise Sultanahmet Camisinin restorasyonunu yapabilmek ve bu çalışmaları görebilmenin her idareci için bir zirve olduğunu ve bunu başarmanın da kendileri için bir şans olduğunu dile getirdi.
Sultanahmet Camisinin ardından gelecek yıl da Selimiye Camisini restorasyon programına alacaklarını belirten Ertem, “Bugüne kadar genel müdürlük olarak yaptığımız işler sadece bizim kendi işlerimiz olarak değerlendirilmesin. Hayırseverlerimiz bize destek oluyor. Sultanahmet Camisi de bu bağlamda, Vakıflar Genel Müdürlüğü tarihi noktasında hayırsever vasıtasıyla gerçekleştireceğimiz en büyük, en kapsamlı işlerden birisi. Bu işlerin artmasını temenni ediyorum.” değerlendirmesini yaptı.
Restorasyon çalışmalarının camiyi ziyaretleri etkilemeyeceğinin altını çizen Ertem, şöyle konuştu:
“Kesinlikle bu restorasyonun İstanbul turizmini etkileme noktasında minimum müdahaleyi sonuçlandıracak bir tarzda gerçekleşmesini sağlayacağız. Yani ibadete kapatarak, yurt dışından gelen ziyaretçilerin, yurt içinden gelen ziyaretçilerin ziyaretini engelleyecek mahiyette bir restorasyon öngörmüyoruz. Aşama aşama gerçekleştirilecek, ibadete kapatılmadan restorasyon esnasında izlenebilecek, gezilebilecek mahiyette bir restorasyon gerçekleştireceğiz.”
– “Kullanırken korunuyor”
İstanbul Valisi Vasip Şahin de Sultanahmet’in sadece İstanbul’a değil, tüm millete, tüm Müslümanlara, ümmete ve insanlığa ait olduğunu belirterek, İstanbul’un sahip olduğu eserlerinin fazlalığı dolayısıyla şanslı bir şehir olmasına rağmen, koruma ve muhafaza etmenin maliyetinin yüksekliği açısından dezavantajlı olduğunu anlattı.
Şahin, “Her ne olursa olsun bu devlet, bu millet bütün kurumlarıyla bu eserlerin onarımı, muhafazası noktasında elinden gelen gayreti geriye bırakmıyor. Son yıllarda birçok tarihi eser hem ayağa kaldırıldı hem kullanıma açıldı. Artık mantık da değiştirildi, kullanarak koruma yoluna geçildiği için insanlarımız artık bir yandan bu eserlerden istifade etmeye başladılar.” diye konuştu.
– 4 yıl sürmesi planlanıyor
Konuşmaların ardından sözleşmeye Vakıflar İstanbul Bölge Müdürü Mürsel Sarı, yüklenici firmalardan Taşyapı İnşaat’tan Temel Taşkın, Kara İnşaat’tan Halil Kara imza attı.
Yaklaşık bir hafta içinde başlaması planlanan restorasyon çalışmalarının, ziyaretleri engellemeyecek şekilde yaklaşık 4 yıl sürmesi planlanıyor.
Restorasyon kapsamında caminin üst kurşun örtüsü sökülerek yenilenecek. Cami genelinde cephe temizliği yapılacak, iç ve dışındaki taş ve mermer kaplamalarının raspa, sağlamlaştırma ve ıslah çalışmaları gerçekleştirilecek, minareler restore edilecek, çinilerin konservasyonu yapılacak.
Ahşap ve sıva yüzeylerinde bulunan mevcut kalemişleri raspa edilecek, özgün kalemişleri temizlenecek ve ihya edilecek. Revaklı avluda özgün sıvalar sağlamlaştırılacak. Cami içi döşeme kaplamaları tamir edilecek ayrıca iç avludaki mermer döşemelerin, sütunların, cami bünyesindeki ahşap kündekarilerin kapsamlı konservasyonları yapılacak.
Gerekli görülmesi durumunda güçlendirme çalışmalarının da yapılacağı restorasyon kapsamında, klasik lokmalı demir parmaklıklar tamir edilecek, dış avluda çevre düzenlemesi gerçekleştirilecek ve tuvaletler yenilenecek.
AA