Ortak Kültürel Miras Türkiye ile Avrupa Birliği Arasında Koruma ve Diyalog” projesi kapsamında Türkiye ile AB Arası Koruma ve Diyalog Proje lideri Prof. Dr. Manfred Wehdorn ve beraberindeki heyet, Sinop’a geldi.
Tarihi Sinop Cezaevi içerisinde kurulan bir ofiste gazetecilere açıklama yapan Wehdorn, cezaevi içerisinde kapalı ve açık kültürel alan oluşturulması, kale surlarının gezilebilmesi için asansör ve terasların yapılması, cezaevinin deniz tarafındaki kapıların yeniden açılması, oluşturulacak müzelerin yanı sıra cezaevinin yan tarafında bulunan Sebahattin Ali Caddesi’nin yeniden düzenlenmesi çalışmaları hakkında bilgi verdi.
Cezaevi alan yönetimi projesinin, Avrupa Birliği tarafından ilk defa Türkiye’de eğitim amaçlı bir projeye yapım işi olduğunu anlatan Wehdorn, bu projenin Türkiye’de örnek olduğunu söyledi. Projeyi öncelikle Sinop halkı için hayata geçirmeyi istediklerini, kente gelen turistlerin halkla buluştukları, bütünleştikleri sosyal ve kültürel bir merkez olacağını bildiren Wehdorn, şöyle devam etti:
“Tarihi Sinop Cezaevi’ne şu anda yaşlılar ve engelliler giremiyor. Alanda çok fazla kot farklılıkları bulunuyor. Bu nedenle alanda asansör kulesi yapılmasını önerdik. Bu sayede herkes buraya ulaşabilecek. Ayrıca bu alan Sinop’un ana merkezi olacak. Burası sadece bir müze olarak değil, kültür merkezi olarak öne çıkmalı, özellikle gençler bu alanları kullanmalı. Asansörle en üst noktaya çıkıp tüm cezaevi rahatlıkla görebildiği gibi etrafa baktığınızda da Sinop’un dünya tarihi mirası listesinde olması gerektiğini buradan anlayabilirsiniz.”
Tarihi Sinop Cezaevi’nin yıl içerisinde 2 ay gibi bir yoğunluk oluşturduğunu, bunun 12 aya yayılması gerektiğinin altını çizen Wehdorn, “Burada benim öngörüm ve amacım, 12 ay boyunca kullanılır hale getirilmesi yönünde. Burası Sinop’a gelen turistlerin halkla buluştuğu bir merkez olacak. Bu proje sayesinde bunu gerçekleştireceği” dedi.
UNESCO Başkan Yardımcısı Francesco Bandarin’e bu konuda proje sunumu yaptığını dile getiren Wehdorn, UNESCO’nun kültür dairesi yöneticisi de olan Bandarin’in projeden çok heyecanlandığını, daha sonra Cezaevi Projesi kapsamında yeni bir sayfa açtığını ileten bir yazı gönderdiğini kaydetti.
Projenin yeni ile eskinin birlikte buluşacağı bir proje olduğunu vurgulayan Wehdorn, “Yeni fonksiyonlar, yeni binalar ve yeni fikirlerin oluşması gerekir. Biz bunu hedefledik. Bu proje gerçekten uluslararası ölçekte ve kalitede bir proje. Biz bu projeyi yapabilir durumdayız. Proje gerçekleştirildiğinde sadece ülkesel değil, dünya basınında da yer bulacağını düşünüyorum. Ayrıca bu proje kapsamında uluslararası konferanslar ve eğitimle ilgilide AB bize destekte bulundu” diye konuştu.
Şehir planlamacısı Christoph Luchsinger ise eski ile yeni arasında bir bağ kurmayı amaçladıklarını söyledi. Burada kültürel mirasın kalitesine yeni bir takım tasarımlarla cevap vermek istediklerini dile getiren Luchsinger, “Bu ölçekteki master planlarda önemli olan konular, trafik, turizm, kültürel miras ve günlük yaşam, arkeolojik buluntular… Bu master planın içerisinde bunların hepsinin buluşması gerekiyor. Bizim şu anda yapmaya çalıştığımız da bu” ifadelerini kullandı.
Öte yandan Tarihi Sinop Cezaevi alan yönetim projesi için AB hibe fonlarından 2,6 milyon avro alındığı öğrenildi.
Hürriyet