Sayıştay, ihaleye çıkarılan kamu arazilerinde satış sonrası imar planı değişikliği yapıldığına dikkat çekerek, bu yüzden kamuda kalması gereken değer artışlarının üçüncü kişilere bırakıldığı uyarısında bulundu.
Antalya’da yapılan bazı özelleştirme satışlarına dikkat çeken Sayıştay, örnek olarak; 237 bin 679, 39 bin 71 ve 23 bin 359 bin metrekare yüzölçümlü üç taşınmazı gösterdi. Söz konusu taşınmazların herhangi bir imar uygulaması yapılmadan pazarlık usulüyle sırasıyla; 5,9 milyon, 250 milyon ve 224 milyon TL bedellerle satıldığı belirtilerek, ihale sonrası alıcıların yaptığı ve kabul edilen imar planı değişikliğinin taşınmazların değerinde ciddi artışa yol açacak mahiyette olduğu vurgulandı.
Sayıştay Başkanlığı, ÖİB 2014 Yılı Düzenlilik Denetim Raporu’nu tamamladı. Kurumun yaptığı denetim sonucunda ÖİB tarafından imar planı değiştirilmeksizin satılan bazı taşınmazlarla ilgili dikkat çekici tespitler yapıldı. Özelleştirme kapsamına alınan kuruluşlara ait taşınmazlar ile bazı Hazine taşınmazlarının satış işlemlerinin ÖİB tarafından gerçekleştirildiği belirtilen raporda, “Bu işlemler gerçekleştirilmeden önce ise söz konusu taşınmazlardan en yüksek getirinin sağlanabilmesi amacıyla Başkanlık tarafından bir proje etüdü yapılmakta ve bunun sonucunda mevcut imar planının değiştirilip değiştirilmeyeceğine, değiştirilecekse ne şekilde değiştirileceğine karar verilmektedir.” denildi.
Mezkur proje etüdünde varlıkların; konumu, büyüklüğü, çevresel etkileri, imar durumu gibi birçok faktör yönüyle değerlendirildiği kaydedilen raporda bu değerlendirme sonucunda en uygun imar planının belirlenerek kamuya maksimum getiri sağlanması amaçlandığı dile getirildi.
Yapılan incelemelerde mülkiyeti Maliye Hazinesine ait iken satılmak üzere ÖİB’ye devredilen ve Başkanlık tarafından imar planı değiştirilmeksizin satılan bazı taşınmazlarla ilgili olarak satış sonrasında imar planı değişikliklerine gidildiğinin görüldüğü vurgulanan raporda şunlar belirtildi:
“Mülkiyeti Maliye Hazinesine ait Antalya ilinde bulunan 109 ada 10 parsel nolu 237 bin 679 metrekare yüzölçümlü taşınmaz ÖİB tarafından herhangi bir imar uygulaması yapılmadan pazarlık usulüyle 5 milyon 950 bin TL’ye satıldı. Satış kararı sonrasında Encümen kararı ile İmar Kanununun 18’inci madde uygulaması yapılmış, 2 Ocak 2014 tarihinde askıya çıkan plan ve dağıtım cetvelleri ise 30 gün içerisinde herhangi bir itirazın gelmemesi sonucunda kesinleşmiştir. Herhangi bir imar uygulaması yapılmaksızın satışı gerçekleştirilen söz konusu taşınmaza yönelik olarak, üçüncü kişiler tarafından özelleştirme ihalesi sonrası gerçekleştirilen 18’inci madde uygulaması çok önemli bir değer artışına sebebiyet vermektedir.”
Ayrıca mülkiyeti Maliye Hazinesi’ne ait iken satılmak üzere ÖİB’ye devredilen Antalya ilinde bulunan 39 bin 71 metrekare ve 23 bin 359 metrekare yüzölçümlü taşınmazların herhangi bir imar uygulaması yapılmadan ihaleler sonucunda 250 milyon ve 224 milyon TL bedellere satıldığı vurgulayan raporda, şöyle denildi:
“Her iki taşınmaz için de alıcılar tarafından 6 Kasım 2014 tarihinde gönderilen dilekçelerde; mevcut imar planlarının gereği olan yapılaşma koşullarının, turizm faaliyetlerini destekleyici fonksiyonların yapılamamasına sebebiyet verdiği gerekçesiyle imar planının ‘T1 Tanımlı Turizm Tesis Alanı’na dönüştürülmesini talep ettiler. Başkanlık tarafından yazılan cevabi nitelikteki yazılarda ise, söz konusu alanlarda ÖİB tarafından satış öncesinde bir imar planı değişikliği yapılmadığından, talebin ilgili kuruluşlarca yerine getirilmesi hususunda kendilerince bir sakınca bulunmadığı belirtilmiş. Sonuç olarak gerçekleştirilen mezkur imar planı değişikliği ise taşınmazın değerinde bir artışa yol açacak mahiyette.”
Öte yandan konuyla ilgili olarak ÖİB’den Sayıştay’a şu cevabın geldiği aktarıldı:
“Mevcut durumuyla değerlendirilmesi uygun bulunan imar planlarının özelleştirme devir tarihinden itibaren 5 yıl süre ile değiştirilemeyeceğine ilişkin herhangi bir kısıtlamanın bulunmaması nedeniyle İdaremizin bu konuda bir yaptırımı bulunmamaktadır. Dolayısıyla İdaremizden görüş alınsın ya da alınmasın imar planı onaylayacak mercilerin bu görüşlere ya da mevcut imar planına bağlı kalma zorunluluğu bulunmamaktadır. Yasalarda bulunmayan bir hususta ilgili idarelerin plan değiştirme taleplerine karşı idaremizce olumsuz cevap verilmesi mümkün değildir.”
Raporda, söz konusu incelemeler sonucunda elde edilen bulgulara göre; plan değişikliğinden kaynaklanan ve kamuda kalması gereken değer artışının, üçüncü kişilerce elde edilmesinin önüne geçilmesi gerektiği belirtildi ve imar planı değiştirilen taşınmazlar için olduğu gibi plan değişikliği yapılmaksızın satışı gerçekleştirilen taşınmazlar için de 5 yıl süreyle plan değişikliğinin kısıtlanması için mevzuat düzenlemelerine ihtiyaç olduğu vurgulandı.
Zaman
Bir yanıt bırakın