İzmir Körfezi’ne hakim Buca sırtlarında inşa edilen ve iklimsel özelliklerin avantaja dönüştürüldüğü bir mimari anlayışla ele alınan Oyak Buca Konutları, kullanıcılarına sunduğu mekansal zenginlikler ve komşuluk ilişkilerini geliştirecek potansiyelde planlanan sosyal alanlar sayesinde, mimarları Murat Aksu ve Umut İyigün’ün “insan odaklı mimarlık” yaklaşımının iyi örneklerinden biri olarak ayrışıyor.
Türkiye’nin birçok kentinde birbirinden farklı ölçeklerde önemli mimari ve iç mimari projelere imza atan MuuM tarafından tasarlanan ve İzmir Körfezi’ne hakim Buca sırtlarında bir vadinin iki yamacına yayılmış, farklı etaplarda hayata geçirilecek bir konut yerleşimi olarak ele alınan Oyak Buca Konutları’nın 1. etabında yerleşim başladı.
MuuM kurucuları Y. Mimar Murat Aksu ve Y. Mimar Umut İyigün tarafından, kullanıcıların konut ve sosyal yaşantılarına yönelik olanaklarının geliştirilmesi temel düşüncesiyle sosyal alanların yer aldığı ana avlu etrafında gelişen bir kurgu dahilinde planlanan Oyak Buca Konutları’nın erişimi kolay, sosyal donatıları ve geçiş mekanları ile kullanıcılarına farklı olanaklar sunan bir yapı grubu olması hedeflenmiş.
Tasarımlarını sosyal, kültürel ve çevresel bağlamları gözeterek yapan MuuM, tamamlanmış olan 1. etapta sosyal alanlar ve yüzme havuzu, avlu ortasında kullanıcıların bir araya gelebilecekleri, arazinin farklı kotlarından kolayca ulaşılabilen bir platform oluşturmuş.
Çağdaş ve mekana bağlı tasarımlarıyla ön plana çıkan MuuM kurucu ortaklarıY. Mimar Murat Aksu ve Y. Mimar Umut İyigün, yaz aylarındaki iklimin zorlayıcı etkilerini hafifletmek üzere hakim rüzgarı kesmeden, manzaraya açılan bir tasarım ortaya koymayı hedeflemiş. Topografyanın getirisi olarak ortaya çıkan eğime oturan bloklar için alt zemin ve üst zemin katlardan girişler sağlanmış. Tüm katlar galeri ve ışıklıklar ile birbirine bağlanmış ve bu ışıklıkların aynı zamanda rüzgar bacası olarak blok içlerindeki doğal hava sirkülasyonunu hızlandırması kurgulanmış. İklimsel özellikleri avantaja çevrilecek şekilde ele alınan konut yerleşkesi tam da bu nedenle tasarımcıları tarafından “rüzgarlı bahçe” olarak anılıyor.
Araç trafiği arsa çeperinde çözümlenerek, bloklar arasında mümkün olduğunca büyük yeşil alanlar elde edilmiş. Tasarımlarında avlu, taşlık, cumba gibi geleneksel öğeleri sıklıkla kent ölçeğinde yeniden yorumlayan MuuM, bu projesinde de yerleşke genelinde ele aldığı “avlu-bahçe” kurgusunun sonucu olarak avlularda başlayan yeşil dokunun, blok hollerinde oluşturulan galerilerde sürekliliğini sağlamış.
Tünel kalıp sisteminin alışılagelen kısıtları, yapı kütlesinde oluşturulan boşluklar, geniş açıklıklar ve konsollar gibi akılcı çözümlerle esnetilmiş. Cephe düzenindeki tekrar etkisi ve gridal kompozisyonun sürekliliği, kullanılan kontrast renkler ve dolu-boş oranlarıyla monotonluktan sıyrılarak yapıların nitelikli bir dokuya bürünmesini sağlamış.
Tüm projelerinde olduğu gibi Oyak Buca Konutları’nda da insan odaklı bir çevre yaratma ilkesiyle yola çıkan Y. Mimar Murat Aksu ve Y. Mimar Umut İyigün, bu hedefi projede nasıl somutlaştırdıklarını şu sözlerle dile getiriyor: “Oyak Buca Konutları’nda bloklardaki kat hollerini, günlük hayattan özel hayata geçiş mekanı olarak ele aldık; cepheye açılan ve gün ışığıyla yaşayan hacimler olarak planladık. Kat hollerinde oluşturduğumuz galeri boşlukları ve ışık bacalarıyla elde edilen mekansal zenginliğin bloklardaki komşuluk ilişkilerini daha da güçlendireceğine inanıyoruz.”