Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, yabancıya 1923’ten 2012’ye kadar yaklaşık 70-80 bin civarında konut satışı gerçekleştirildiğini belirterek, aslında bu kişilere yabancı değil “Yeni Türkiyeli” denilmesi gerektiğini anlattı.
Zeybekci, Bakanlığın, döviz kazandırıcı hizmetlerin yeniden tanımlanması konusunda önemli çalışmaları olduğunu belirterek, “Konutun buraya alınmasıyla ilgili, artı, ihracat sayılmasıyla ilgili de sonuna kadar sizinleyim, sizin taraftayım, bunu bilmenizi istiyorum” dedi.
Cityscape’in bilgi ortaklığı, Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK), İstanbul Ticaret Odası (İTO), Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) ile Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin (TİM) desteğiyle sektöre yeni bir ivme kazandırmak için “Türk Gayrimenkul Sektörünün Körfez Yatırımcıları ile Buluşması” etkinliği gerçekleştirildi.
Katar, Kuveyt, Dubai, Suudi Arabistan gibi Körfez ülkelerinden gelen 50’ye yakın yabancı yatırımcı ve aracılık şirketinin katıldığı ve üç gün süren etkinliğin değerlendirme toplantısında konuşan Zeybekci, 2016 Avrupa Futbol Şampiyonası (EURO 2016) Elemeleri’nde Türkiye’nin İzlanda’yı yenip Fransa’daki finallere direkt katılma hakkı elde etmesine değindi.
Zeybekci, ülkenin, milletin gayret ettiğinde neler başarabileceğinin cüzi bir göstergesi olan galibiyetinden dolayı futbolcuları, teknik ekibi ve seyircileri tebrik etti.
Zeybekci, Türkiye’nin en önemli ihraç kalemlerinden bir tanesinin konut olduğunu dile getirerek, “Türkiye’nin en önemli ihraç kalemlerinden, yurtdışı döviz gelirlerinden birisi olarak görülmesi isteğinde son derece haklısınız. Döviz kazandırıcı gelirler kategorisine alınması kadar da doğru bir istek olmaz” dedi.
Ekonomi Bakanlığının döviz kazandırıcı hizmetlerin yeniden tanımlanması konusunda önemli çalışmaları olduğu bilgisini veren Zeybekci, “Konutun buraya (döviz kazandırıcı hizmetler) alınmasıyla ilgili, artı, ihracat sayılmasıyla ilgili de sonuna kadar sizinleyim, sizin taraftayım, bunu bilmenizi istiyorum. Bu konuda değerli kardeşim Mehmet Şimşek’in tam karşısındayım” diye konuştu.
– “Yabancıya konut satışında yüksek potansiyel var”
Zeybekci, yabancıya 1923’ten 2012’ye kadar yaklaşık 70-80 bin civarında konut satışı gerçekleştirildiğini belirterek, aslında bu kişilere yabancı değil “Yeni Türkiyeli” denilmesi gerektiğini, 2012’den sonra mütekabiliyet düzenlemesiyle bu tarihten önceki toplam rakam kadar satış gerçekleştirildiğini anlattı.
Gelecek yılların bu anlamda yüksek potansiyel taşıdığını dile getiren Zeybekci, Körfez ülkelerinden gelen yatırımcılara hitaben, “Burası sizin ülkeniz” dedi.
Zeybekci, Türkiye’nin bütün tarihin, dinlerin, kültürlerin buluştuğu yer olduğunu belirterek, şöyle devam etti:
“Onun için bu ülke hepimizin ülkesi. Sizlerin de ortak tarihinin mutlaka bazı esintilerinin ve parçalarının olduğu yerdir. Yabancılara konut satışı denmemeli. Her kim ki bu ülkeye gelip de üzerinde benim şanlı bayrağımın olduğu, Türkiye Cumhuriyeti yazan tapuyu gelip de alıyorsa, bu ülkenin gelecek tarihinde, kaderinde benimle beraber olmayı tercih ediyorsa o benim birinci sınıf vatandaşımdır, kader ortağımdır. Bu coğrafya çok büyük. İnançların, kültürlerin, milletlerin harman olduğu ve yeni bir kimliğin ortaya çıktığı coğrafya. Burada bütün kısıtlamalara karşı olduğumu söylemek istiyorum. Bu coğrafyada herhangi bir ülkeden çekinecek durumumuz yok. Artık o geçti. Tartışmaları başka yere götürmeden akılla düşünmeliyiz.”
– “Körfez ülkelerinin beklentisini gözden kaçırmayalım
Zeybekci, “Artık konut satmak değil o coğrafyalarda inanılmaz fonların olduğu, rakamların biriktiği, insanların üretimin, ticaretin içinde olmak istedikleri bir beklentiyi de gözlerden kaçırmamalıyız. Bizim oradaki kardeşlerimizle ortaklık kapısını açmamız lazım” diye konuştu.
Körfez yatırımcılarıyla birlikte Türkiye’nin her noktasında konut üretilebileceğini dile getiren Zeybekci, Umman’dan Katar’a, Dubai’den Irak’a, İran’a, Orta Asya ülkelerinden, Balkanlar’dan, Avrupa’dan, Afrika’dan, Rusya’dan kişi ve şirketlerle ortak işler yapılması gerektiğini vurguladı.
Zeybekci, şehirlerin kendilerine atalarından, dedelerinden, anne-babalarından miras olmadığını, geleceğe bırakacakları emanet olduğunu kaydederek, bu konudaki görüşlerini aktardı.
Bakan Zeybekci, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Tükettiğiniz zaman yani toprağı, doğayı, çevreyi bir kere tüketebiliyorsunuz. Ama korursanız ilelebet onun size kazandırmaya devam etmesini sağlıyorsunuz. Bu alanda da ben iğneyi devlet olarak kendimize batırmamız gerektiğini düşünüyorum. Yetkiler anlamında büyük bir dağınıklık var. Herkese ait olan şey hiç kimseye aittir. Bu anlamda imar, çevre, yapı ve nüfus yoğunluğuyla ilgili Türkiye’nin doğusundan kaldırıp da batıya doğru akmasını sağlayacak ve ona sessiz kalacak bir pozisyonda olamazsınız. Türkiye’nin sadece konut, yapılanma, yoğunlaşma veya imarla ilgili değil, Türkiye’nin sanayileşmesi, yeniden ekonomik yapısının dizayn edilmesi de şehirleşme anlamında önemli.
Trakya, Marmara, Kuzey ve Batı Ege, Akdeniz ağırlıklı bir sanayileşme ve ekonomileşme, mecburen Türkiye’nin tüm nüfusunu batıya doğru akmaya zorluyor. Bunun için büyük gayret içerisindeyiz. Yeni teşviklerde, bölgesel teşviklerde işaret ettiğimiz yerler hep başka yerler. Bunlarla ilgili yoğun çalışmamız var. 25 ayrı büyük alanda 1200 civarındaki dönüşüm programıyla çok farklı yaklaşımları önümüzdeki günlerde göreceksiniz.”
– “Körfez sermeyesi AB’den geleceğine direkt gelsin”
Zeybekci, kentsel dönüşümle ilgili bölünmüşlüğün bir araya gelerek ortadan kaldırılması gerektiğini vurgulayarak, konut üreticileriyle beraber diğer bileşenlerin de bir araya gelerek her şeyi şeffaf ve açık bir şekilde konuşarak bir denge kurması gerektiğini söyledi.
Hükümetin ve bütün yetkililerin sorunları dinlemek için 7 gün 24 saat hazır olduğunu dile getiren Zeybekci, bu konuda ellerinden gelen her şeyi yapmak istediklerini ifade etti.
Zeybekci, “Daha güzel ve geniş şeyler yapalım. Bugün gittiğimiz ülkelerde, Körfez coğrafyasında ekonomi ve ticaret bakanlarıyla oturduğumuzda ‘Bize somut projelerle gelin’ diyorlar. Bunu değerlendirmeliyiz. Niye Körfez sermayesi Avrupa Birliği’ne gidip oradan Türkiye’ye gelsin?” diye konuştu.
Avrupa Birliği’nden gelen doğrudan sermaye girişinin hepsinin Avrupa sermayesi olmadığını, buradan Körfez sermayesinin de geldiğini dile getiren Zeybekci, “Onun için bizim Körfez’deki dostlarımıza proje üretmemiz gerekiyor. Onların hassasiyetlerini iyi değerlendirmemiz gerekiyor” ifadelerini kullandı.
AA
Bir yanıt bırakın