Muvazaanın ispatlanması halinde muvazaaya dayalı tasarrufun iptali davası açılabiliyor. Peki muvazaa nedeniyle tapu iptali ve tescil davasında zamanaşımı süresi nedir? diyorsanız işte yanıtı…
Muvazaa, üçüncü kişileri aldatmak amacı ile yapılan gizli anlaşmalar olarak karşımıza çıkıyor. Bazı kimseler gayrimenkul alım satım işlemlerini muvazaalı olarak yapabiliyor.
Bu gibi durumların ispatlanması durumunda muvazaaya dayalı tasarrufun iptali davası açılabiliyor.Muvazaaya dayalı tasarrufun iptali davası Taşınmazın bulunduğu yer Asliye Hukuk Mahkemesinde açılabiliyor.
Bu dava tapuda adına tescil yapılmış kişiye yöneltiliyor. Peki muvazaa nedeniyle tapu iptali ve tescil davasında zamanaşımı süresi nedir? diyorsanız işte yanıtı…
Muvazaa nedeniyle tapu iptali ve tescili davasında zamanaşımı süresi bulunmuyor. Konu ile ilgili Yargıtay Kararı örneği şu şekilde;
T.C.
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU
E. 1981/1-497
K. 1983/719
T. 22.6.1983
• TAPU İPTALİ ( Taşınmazın İntikalini Sağlayan İşlemin Muvazaalı Olması)
• ZAMANAŞIMININ SÖZKONUSU OLMAMASI ( Muvazaaya Dayanılmış Olması )
• MUVAZAALI İŞLEM ( Hiçbir Hüküm Doğurmaması )
• HAKİMİN MUVAZAALI İŞLEMİ RE’SEN GÖZÖNÜNDE TUTMASI ( İşlemin Hiçbir Hüküm Doğurmaması Nedeniyle )
• MUVAZAA NEDENİNİN ORTADAN KALKMASI VEYA BİR ZAMANIN GEÇMESİ ( Görünüşteki İşlemin Geçerli Hale Gelmemesi )
818/m.18
1086/m.240,293
ÖZET : Danışıklı ( muvazaalı ) işlem hiçbir hüküm doğurmaz, bu nedenle hâkim danışığı doğrudan doğruya gözönünde tutar. Danışık nedeninin ortadan kalkması veya bir zamanın geçmesiyle görünüşteki işlem geçerli hale gelmez, danışık iddialarında zamanaşımı sözkonusu değildir.
DAVA : Taraflar arasındaki “tapu iptali” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; ( Edirne İkinci Asliye Hukuk Mahkemesi )’nce davanın reddine dair verilen 6.6.1980 gün ve 561-232 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay Birinci Hukuk Dairsi’nin 22.9.1980 gün ve 10378-10977 sayılı ilamıyla; ( ..Davacı dava konusu taşınmazın davalıya intikalini sağlayan işlemin muvazayaa dayandığından bahisle iptalini istemiştir.
Mahkemece, 10 yıllık zamanaşımı gerçekleştikten sonra açıldığından davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı, açıkca muvazaa hukuksal nedenine dayandığına göre, dava zamanaşımı söz konusu olamaz.
Davanın esası incelenip, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı nedenden ötürü reddedilmesi yolsuzdur.. ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Temyiz eden: Davacı vekili.
Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere ve özellikle, muvazaalı işlemin hiçbir hüküm doğurmayacağı ( butlanı ) konusu gerek uygulamada ve gerekse bilimsel görüşlerde oybirliği ile benimsenmiş bulunduğuna; bu nedenle hakimin muvazaayı istek olmaksızın re’sen gözönünde tutması gerektiğine; muvazaa sebebinin ortadan kalkması veya bir zamanın geçmesi ile görünüşteki işlemin geçerli hale gelmeyeceği kuşkusuz bulunduğuna; muvaazanın gerek def’an ve gerekse dava yoluyla herzaman ileri sürülebileceğine, bir başka ifade ile muvazaa iddialarında zamanaşımı sözkonusu olmadığına göre ( Kenan Tunçomağ – Türk Borçlar Hukuku – İclt: 1, Genel Hükümler, Sayfa: 300 vd., özellikle dipnotile ilgili metin ve bu dipnotta anılan eserler ), ( Becker – Borçlar Kanunu Şerhi – 87 ), Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen özel daire bozma kararına uyulmak gerekirken önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulu ile, direnme kararının özel daire bozma kararında gösterilen sebeplerden dolayı HUMK.nun 429. maddesi gereğinc ( BOZULMASINA ), istek olursa temyiz peşin harcının geri verilmesine, 22.6.1983 gününhde oybirliği ile karar verildi.
Özge ÖZDEMİR/Emlaktagundem.com