İmardaki ani değişiklikler müteahhidin elini kolunu bağlıyor. Sektör, “Müktesep hak sorunu yasayla çözülmeli. Yoksa bırakın yatırımı, plan bile yapamıyoruz. Konut imarlı arazi yeşil alan olabiliyor” şeklinde konuştu.
Milyarca dolarlık projeye imza atan inşaat şirketlerini kazanılmış ‘müktesep’ hakların yapılacak imar değişiklikleriyle yok olma ihtimali rahatsız ediyor. SABAH’ın toplantısına katılan tüm şirketler müktesep hakların garanti altına alınması konusunda düzenleme yapılması gerektiğini belirtiyor. Yatırım ortamının iyileştirilmesinin temelinde müktesep hak konusunun öncelikli olduğunu belirten sektör temsilcileri, imar durumunun ilan edilmesinden sonra artık bir daha geriye dönüşün olmaması gerektiğine vurgu yapıyorlar. Kanunlar çıkarken, hazırlık aşamasında sektörle ilgili sivil toplum kuruluşlarının görüşlerinin alınmasını isteyen işadamları, kanunların hazırlandığı ‘mutfaklarda’ işverenin tuzunun olması gerektiğini belirtiyor. Milyarlarca liralık yatırımın altına girerek risk alan yatırımcılar, hükümetten haksız rekabetin önlenmesi, sektörün yurtdışı çalışmalarının tek çatı altında yönetilmesinin gerektiğini belirtildi.
DAP Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Ziya Yılmaz:
BİZİM ricamız var. Bu konuda da 10 yıldır konuşuyoruz ama patinaj yapıyoruz. Bu sorunları daha önce Başbakanımıza da anlattık ama çok yol kat edemedik. Örneğin bir müktesep hak sorunumuz var. İmar durumu belli olan arazilerle ilgili daha soma plan değişikliği olabiliyor.
Sorunlar çok dile getirildi ama çözülemedi. Bunun için kanunlar çıkıyor ama mutfakta sektörden insanlar olmadığı için kanun ya da yönetmeliklerin çıkmasından soma sorunlar oluşuyor. Tekrar bunları ilgili makamlara anlatıyoruz. Yine patinaj başlıyor. Onun için bu kanunlar yapılırken sektörel derneklerin görüşlerinin alınmasında büyük fayda var.
Örneğin kamudan, özel sektörden, belediyelerden bir heyet oluşturulursa sorunlar daha başlamadan masada çözülebilir. Biz de hız kazanırız.
Sinpaş Holding Yönetim Kurulu Başkanı Avni Çelik:
BUNDAN bir süre önce Lyon’da cami yaptırdık. Caminin projesi 3 yılda onaylandı. O projede caminin minaresine Fransız hükümeti izin verdi, belediye izin vermedi. Biz de minareyi yapmadan belediye ile konuştuk. Eğer minareyi yaptıktan sonra yıkmaya kalkarsanız ‘Türkiye Fransa ilişkileri de zarar görür’ dedik.
Başkan ne demek istediğinizi anlamadım dedi. Biz oraya ruhsat verirsek Fransız Cumhurbaşkanı bile değiştiremez dedi. Bu yapılan projenin yani müktesep hakkın sonradan değiştirilemeyeceğinin en güzel örneği. Bana göre yatırım ortamının iyileştirilmesinin temelinde Müktesep Hak Kanunu var. Öncelikle onu bir yere getirmeliyiz. İmar durumu aldıktan sonra artık değiştirilmesin. Biz imar durumunu aldıktan sonra bir bedel ödeyelim ve kanun değişmesin. Bu çözülmeli yoksa işi içinden çıkamayız. Ayrıca bir de sanayiye verilen teşviklerin bize verilmesini istiyoruz. Çünkü rekabetin talebe bağlı olarak azaldığı bir dönemi yaşıyoruz. Buraya gelmeden önce işyerinde hiçbir çıkarmaya gitmeyeceğimize dair talimat verdim. Biz sanayici kimliğimizle ihracat seferberliğine gittiğimizde Ekonomi Bakanlığı’nm ciddi teşviklerini alıyoruz. İhracatta 95 milyon dolar kazandırdık. Ancak yapı grubu olarak da 665 milyon dolar katkı sağlıyoruz. Eğer bunu artırmak istiyorsak sanayiciye verilen teşviklerin bir kısmının yapı sektörüne de verilmesi gerekiyor. Bizi ihracatçı saymıyorlar ancak yurtdışında ofis açmak, personel çalıştırmak, fuarlara ve etkinliklere katılmak adına sanayicilere verilen teşvikleri bize de verirseniz ihracatı da artırırız.
Artaş Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Çetinsaya:
İNŞAAT sektörü, şu an yüzde 10 kârlılıkla çalışıyor ve bunu sağlayabilmenin mücadelesini veriyor. Sektöre atfedilen yüksek kâr oranları konusundaki ‘rantiye’ suçlamasını da kabul etmiyoruz. Ayrıca bizim için en önemli konu şu anda kentsel dönüşümdür. Bu alanda da kentsel dönüşüm, Mütekabiliyet ve 2B gibi çok önemli üç yasa çıktı. Bu yasaların daha da geliştirilmesi gerekiyor. Biz şirket olarak orta gelir grubuna üretim yapıyoruz. O nedenle satıştan alman yüzde 18 KDV oranı alıcılar için ağır bir yük haline geliyor. Bu oranların hükümetimiz tarafından güne ellenmesini istiyoruz. Ayrıca bir diğer talebimiz de yönetmeliklerin sadeleştirilmesi yönünde olacak. Çünkü yönetmeliklerde yüksek oranda karmaşa hakim. Yaptığımız işlerde hangisini kullanacağız, nasıl yapacağız bilmiyoruz.
Bunların sadeleşmesi gerekir. Bir diğer önemli konu ise belediyelerde estetik kurulların olmaması. Müteahhit inşaatı yapıyor, belediyeden bir teknik heyet geliyor ve bu ‘olmamış’ diyebiliyor.
Yani inşaat bitmiş, belediye olumsuz karar veriyor. Belediyelerde estetik kurul olursa, bir projeyi maket halinde getirip, varsa düzeltmeleri yaparak yolumuza devam edebiliriz. Onun için bir estetik kurul oluşturulsun ve onay verildikten sonra biz inşaatı yapalım.
Sabah Ek