TBMM Başkanı İsmail Kahraman, tarihi mekanların asla herhangi bir teşkilata, herhangi bir kuruma verilmemesi, ziyarete açık olması gerektiğini belirterek, “O, tarihe saygıyı ifade eder. Bizim yaptığımız faaliyetlerden ve hedeflerden birisi de tarihi yerlerimizi, işgalden kurtarmak, yaşatmak. Bakmalıyız ki görevimizi yerine getirmiş olalım.” dedi.
Kahraman, restorasyonu tamamlanan Maslak Kasırları’nın ziyarete açılması dolayısıyla düzenlenen törende yaptığı konuşmada, “Doğumunun 174. Yılında Sultan 2. Abdülhamid ve Dönemi Uluslararası Sempozyumu” ile tarihi bir görevin yerine getirildiğini belirterek, “Saygın, şanlı ve övüneceğimiz bir tarihimiz var. Tarihimizi incelemeliyiz, korkmamalıyız. Korkulacak bir tarafı yok, aksine övünülecek bir tarafı var.” ifadelerini kullandı.
Sultan 2. Abdülhamid’in, insanlığı, şehzadeliği ve saltanatının örnek olduğunu belirten Kahraman, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Gereken değer maalesef verilememişti. O bir dönemden bir döneme geçişin belki zaruretiydi. Çünkü bir sistem değişikliği vardı. Bir monarşiden, demokratik cumhuriyete geçiş durumu, yeni kadronun kendinin tanıtılmasını istemesi olabilirdi. Ama artık bir yerleşmiş sistemimiz var, halkın seçtiği Cumhurbaşkanlığı sistemimiz var. Hukuk devletiyiz, demokratik yapıya sahibiz. Kendisini rahmetle anıyoruz. ”
Sultan 2. Abdülhamid’in çok mütevazi bir hayatı olduğunu anlatan Kahraman, Sultan 2. Abdülhamid’in şehzadeliğinin Maslak Kasırları’nda geçtiğini söyledi. Sultan 2. Abdülhamid’in Selanik’teki Mason bir Yahudi’nin köşkünde mahpus edildiğini aktaran Kahraman, bahçeye çıkmasının, gazete, kitap, dergi okumasının yasak olduğunu dile getirdi.
Yunanistan’ın, harp meselesi ortaya çıkınca Sultan 2. Abdülhamid’i Beylerbeyi Sarayı’na naklettiğini aktaran Kahraman, burada da şehirden uzak bir hayata mahkum edildiğini söyledi.
Böyle bir süreçte yine de Sultan 2. Abdülhamid’den “Koca bir cihan devleti yok olurken ne yapabilir?” diye istimdat istendiğini anlatan Kahraman, “Şayet tahttan indirilmeseydi Türkiye, Osmanlı en azından harbe girmezdi. Hatta şöyle bir kanaat daha var, 1. Dünya Harbi çıkmazdı. Muhteşem bir şahsiyet, ileri görüşlü bir insan, bir siyasi deha, büyük bir lider. Dünyanın her yerinden ziyaretçileri gelen, çok saygın bir noktada olan bir Osmanlı.” diye konuştu.
Sultan 2. Abdülhamid’in yurt dışı ziyareti olarak yalnızca amcası Abdülaziz ile birlikte Fransa ve İngiltere’ye, ağabeyi Sultan Murat ile Mısır’a gittiğini aktaran Kahraman, “Ama herkes onu görmeye geldi. Onu görmek ve onun kabul ettiği insanlar arasına girmek dünya çapında bir hadise, büyük bir mazhariyet olarak kabul edilmiş. Biz ceddimize gereken önemi verdik mi? Vermedik maalesef. Bu üzüntü verici bir durumdur. Giderek düzeltiliyor, tam düzeltilmiş değil. Biz tarihimize, tarihi kişiliğimizi bize verenlere hürmetimizi göstermek durumundayız. İtibar göstereceğiz ki biz belli bir seviyeye gelelim, saygılı olalım. O yolda yürünüyor, eksiklikler var ama gideriliyor.” ifadelerini kullandı.
Kasrın bir dönem bir kurum tarafından kullanıldığını hatırlatan Kahraman, “Tarihi mekanlar asla herhangi bir teşkilata, herhangi bir kuruma verilmemelidir. Ziyarete açık olmalıdır. O, tarihe saygıyı ifade eder. Bizim yaptığımız faaliyetlerden ve hedeflerden birisi de tarihi yerlerimizi, işgalden kurtarmak, yaşatmak. Bakmalıyız ki görevimizi yerine getirmiş olalım. ” dedi.
– Keşifle ortaya çıkan oda
TBMM Milli Saraylardan Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı Yasin Yıldız da Maslak Kasırları’nın, Sultan 2. Abdülhamid’in tarih sahnesine çıktığı yer olduğunu anlattı.
Düzenlenen sempozyum çerçevesinde konuyu bilimsel, akademik ve kültürel açıdan incelediklerini aktaran Yıldız, “Burada da emanetini yaşatmak için teknik bir çalışma yapıldı. Milli Saraylar’ın Restorasyon Başkanlığı içinde bulunduğumuz yapılar grubunu ciddi bir restorasyondan geçirdi. Maalesef burası son 1.5 yıldır halkımızın kullanımına kısmen kapanmıştı. Tarihi binaların kullanılması güzel bir şeydir. Ancak halktan uzak kaldığı zaman çok fazla kullanılamadığı görüldü.” şeklinde konuştu.
Kasrın, TBMM Başkanı Kahraman’ın girişimiyle tekrardan Milli Saraylar bünyesine kazandırıldığını belirten Yıldız, Kasrı Hümayun binasının, Sultan 2. Abdülhamid’in çoğunlukla vaktini geçirdiği ve ev olarak kullandığı bina olduğunu anlattı.
Milli Saraylar araştırmacılarının bir kaç yıl önce arşivlerde bir belge bulduğunu, kasrın altındaki odanın, 1952 yılında usule aykırı bir şekilde ikiye bölündüğünü tespit ettiklerini kaydeden Yıldız, sözlerine şöyle devam etti:
“Öncesinde bu sadece teknik bir keşifti ancak konunun üzerine gidince daha farklı olduğunu gördük. Arkadaşlarımız araştırmalarını derinleştirdiler. O odanın, Sultan 2. Abdülhamid’in şehzadeliğinde kullandığı yatak odası olduğu ortaya çıktı. Oradan çıkan eşyaların, Beylerbeyi Sarayı’nın depolarında olduğu fark edildi. Bu çalışma sonucunda bilim kurulumuzun katkılarıyla, odanın orjinaline döndürülmesi kararı alındı. Burada yaptığımız en önemli çalışma budur. Milli Saraylar olarak, bir dönem bozulmuş tarihi eserlerimizi aslına döndürmekle yükümlüyüz.”
Yıldız, yaptıkları ikinci çalışmayı Mabeyn-i Hümayun bölümünde yürüttüklerini belirtti.
Açılışın ardından Maslak Kasırları’nın ziyaretçi ağırlamaya başlayacağını anlatan Yıldız, “Bir projemiz daha var. Alt bahçede paşalar dairesi var. Burada da mutfaklarımız ve müştemilat binalarımız bulunuyor. Gerçekten özgün bir örnek. 2017 programında, oraları da hayata geçireceğiz. Diğer saraylarımızdan farklı olarak bir yapılar bütünü var.” dedi.
Konuşmaların ardından TBMM Başkanı Kahraman, Yıldız, İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mahmut Ak, Sultan 2. Abdülhamid’in torunlarından Orhan Osmanoğlu Maslak Kasırları’nın açılışını gerçekleştirdi.
Kahraman ve beraberindekiler açılışın ardından Maslak Kasırları’nı gezdi.
AA