MANİSA’DA betonarme binalar yaklaşık 50 yıl önce yapılmaya başlandı. Bu yapılarını hem özelliği hem de ömürleri doldu. Manisa’daki binaların yaklaşık yüzde 80’i eski yapılardan oluşuyor.
Manisa Mimarlar Odası Yönetim Kurulu Üyesi Hüseyin Solmaz, devletin Türkiye genelinde eski yapılarla ilgili bir araştırma yaparken, riskli yapıların dönüştürülmesiyle ilgili 6306 sayılı Kentsel Dönüşüm Kanununu çıkardığını söyledi. Bu kanun çerçevesinde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından riskli yapıların tespiti için özel kuruluşlara dağıtım yapıldığını belirten Solmaz, “Özel kuruluşların yetkisi riskli yapı tespitidir. Yani parsel bazında risk analizi yapılır. Yapı riskli bulunduğu takdirde de yıkımı gerçekleştirilir. Bazı muafiyetler, bazı avantajlarla yeni, yapılar yapılması öngörülür.
Belediyelerin yapacağı da kanun kapsamında riskli alandır. Riskli alanlar ise ada bazında komple bir mahallenin değil de ada bazındaki binaların komple yıkılması yerine yeni imar durumlarıyla, yeni kat artışlarıyla yapılar yapılmasıdır” diye konuştu.
“KAT ARTIRIMINDAN ZİYADE CAN GÜVENLİĞİ ÇOK DAHA ÖNEMLİ”
Manisa’da şuana kadar gerçekleşen riskli bir alanın olmadığını vurgulayan Solmaz, “Ancak ilçe belediyeleri ve büyiikşehir bazında bununla alakalı çalışmalar hala sürmekte. Önümüzdeki yıllarda 6306 sayılı Kentsel Dönüşüm Kanunun riskli alan maddesi uyarınca Yunusemre ve Şehzadeler ilçelerinde de bu tarz riskli alan belirlemeleri olacak. Manisa’da bu riskli yapıların tespiti de çok önemli, yani devletimiz bu kanunu çıkartırken benim vatandaşım önemlidir, vatandaşımın canı önemlidir diye bu kanunu çıkardı. Vatandaşın kendi canını tehlikeye sokacak binada oturmasını devlet istemiyor. Bu kanun kapsamında verilen formüller var. Bu formüllere göre baktığımızda da Manisa’da maalesef bugüne kadar yapılan 600’ün üzerinde riskli yapı tespiti, şahsımın yapmış olduğu 200’ün üzerindeki riskli yapı tespitinde gördük ki; 2000 yılından evvelki kanunlara göre yapılan yapılar riskli. Vatandaşlarımız bu konuda daha bilinçli olmalılar. Burada kat artırımından ziyade can güvenliği çok daha önemlidir. Maalesef Manisa bu konuda daha bilinçlenmedi” dedi.
“BÜYÜKŞEHİR BUGÜNE KADAR BİR NETİCE ALAMADI”
Kanunun konuyla ilgili topu önce Büyükşehirlere attığını kaydeden Solmaz, “Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bu konuyla ilgili belli paftalar yaptı. Önümüzdeki 50 yıl nerelerde konut olması gerektiğine dair bir plan hazırladı.
Ve bunları büyükşehir belediyelerine dağıttı. Büyükşehir bu konuyla ilgili çalışmalar yapıyor fakat şuana kadar bir netice alınmadı. Manisa’nın imar sıkıntısı çok büyük, Manisa bir tarım kenti olmanın yanında bir sanayi kenti olmaya gidiyor. Yeni imara açılan arsalar olamadığı için arsa fiyatları yükseliyor. Bu global piyasanın gereği, az olan mal daha değerlidir. Arsa az olduğu için daha değerli hale geliyor ve arsa fiyatları da çok üst düzeylere çıktı.
Burada sanayide, tarımda çalışan bir işçinin alamayacağı fiyatlara çıktı. Bu memleketimize zarardır. Bir sanayi bölgesi İzmir’e, Akhisar’a otobüs gönderip işçi alıyorsa bu buranın esnafına zarardır.
Çünkü Manisa’da çalışan, ekmek yiyen insanları Manisa’da tutamıyoruz. Bu bir handikaptır. İmarın sorunun muhakkak hızlıca aşılması gerekir. Yeni imar açılırken eski yerleri çok karıştırıyoruz yani, ‘aman şehir içerisinde düzeltelim.’ Hayır; yeni imar yerleri açılmalıdır. İnsan yoğunluğu oralara kaydıkça şehir içindeki yerleri düzeltmeye imkan bulunacaktır”
Yeni Manisa Gazetesi