Konut satışlarında ‘tapuda görünen satış değeri’ ile ‘fiili gerçekleşen satış değeri’ arasındaki farkı tespit eden Maliyenin binlerce konut satıcısına yüklü cezalar kesiliyor. İşte vergi cezası almamak için dikkat edilmesi gerekenler
Nisan ayının ilk haftasıydı. Balçova’da ikamet eden Sevinç Hanını telefonla aradı. Üç yıl önce banka kredisi ile satın aldığı bir daireyi iki ay önce satılığa çıkardığını, şartlarda anlaştıktan sonra olayı kesinleştirmek için tapu dairesine gittiklerinde duydukları karşısında şok olduğunu anlatıyor. Tapu harcı yönünde önemli bir sorun olmadığını ancak gelir vergisi konusunda aldığı yanıtlarla büyük bir şaşkınlık yaşadığını ifade ediyor. Ben de araştırdım. bir süre önce basında yer alan bir haberi aktarmayı uygun buldum.
Konut satışlarında ‘tapuda görünen satış değeri’ ile ‘fiili gerçekleşen satış değeri’ arasındaki farkı tespit eden Maliyenin binlerce konut satıcısına yüklü cezalar kestiği anlatılan yazı ve detayları şöyle: “Tapuda gerçekleşen konut veya diğer gayrimenkul alım satım işlemleri Maliye için iki açıdan önemli.
Birincisi: alım satım değeri üzerinden tapu harcı alınıyor.
İkincisi: satıcının kazancı üzerinden Gelir Vergisi (GV) doğuyor. (Gayıimenkulün edinim tarihinden itibaren beş tam yıl geçtikten sonra satış yapılmışsa kazanç ne kadar yüksek olursa olsun vergi ödenmiyor.)
Tapu harcı: satış işlemi sırasında devletin kasasına hemen girerken. Gelir Vergisinin (GV) kasaya girmesi ise satıcının beyanına bağlı. Satıcı, ertesi yılın mart ayında kazancını beyan etmesi gerekiyor.
Satıcı: sattığı konuttan elde ettiği kazancı. Maliyeye hiç beyanda bulunmamışsa veya düşük değerden beyanda bulunmuşsa sıkıntı burada başlıyor.
Maliye: satıcının banka hesaplama giren tutan çok rahat tespit edebiliyor. (Tapu kayıtları ile eğer varsa kullanılan kredi arasındaki faik da rahatlıkla tespit edilebiliyor.) Tapu kayıtlan ile banka hesabı arasında fark görüldüğünde de cezai işlem yapılıyor. Beyan edilmeyen kazanç için: yüzde 35’i bulan “Gelir Vergisi”, bir o kadar “vergi ziyaı cezası” ve ayrıca”gecikme faizi” isteniyor. 4 Konut alırken satıcının “değeri düşük gösterelim, yoksa vergi çıkıyor” seklindeki teklifine “Hayır” denilmeli. Satıcının alıcıya “vergi çıkıyor” dediği konu aslında (alıcıyı da ilgilendiren tapu harcından çok) satıcının ertesi yıl mart ayında ödeyeceği gelir vergisi.
Satıcı kendi ödemesi gereken gelir vergisinden kurtulmak için alıcıyı da (değeri düşük göstererek) bir nevi usulsüz işleme ortak ediyor. Alıcı, aradan birkaç yıl geçtikten sonra aldığı konutu satmak istediğinde (alış değeri düşük göründüğünden) önceki satıcının vergi yükü de kendisine kalıyor. (Alış değeri düşük, satış değeri gerçek olduğunda kazanç olduğundan daha yüksek görüneceğinden) Dolayısıyla vergi hesabını: konutu satarken değil alırken (gerçek değerinden) yapmak önemli hale geliyor. Konut satışından kazanç elde eden gayrimenkul sahipleri vergi hesabında (2016 gelirleri için) 11.000 lira istisnayı düşebilirler. Ayrıca ödeyecekleri vergiyi hesap öderken kazançlarını enflasyondan arındırabilirler. Konut satışında: iktisap bedelinin üretici fiyat endeksindeki artış oranında arttırılabilmesi için. alış ve satış tarihleri arasındaki sürede, endeksteki artış oranının %10 veya üzerinde olması gerekiyor.
Sonuç: Maliyeden ceza yememek için kanuna harfiyen uymamız gerekiyor. Yazıdan da anlaşıldığı gibi sonrasının hesabı iyi yapılmalı. Yağmurdan kaçarken doluya tutulmayalım…
Yenigün İzmir/ İbrahim Paker