Türkiye Müteahhitler Birliği Başkanı Mithat Yenigün, bu yılın sonuna kadar yabancıların Türkiye’de 20 bin konut satın alacağını ve 5 milyar dolarlık döviz bırakacağını söylüyor. Yenigün, “Yabancıya konut satışı ihracat sayılmalı” diyor.
Türkiye ekonomisinin belkemiği olan sektörlerin başında gelen müteahhitlik, çevre ülkelerdeki krize karsı yabancıya konut satışına bel bağladı. Özellikle Körfez bölgesinden gelen alıcılar Türkiye’de sektöre adeta nefes aldırdı. Konut sektörü ise yabancıya konut satışının ihracat kapsamına alınmasını ve bu konuda yurtdışı pazarlama ve reklam teşviklerinin hayata geçirilmesini talep ediyor.
Sektörün 2015 yılı performansını ve yabancıya konut satışının ihracat sayılması konusunu, Türkiye Müteahhitler Birliği (TMB) Başkanı Mithat Yenigün ile konuştuk. Türk müteahhitlerinin 2015 yılının ilk dokuz ayında yurtdışında 15,3 milyar dolarlık 92 yeni proje üstlendiğini söyleyen Yenigün, buna karşın 2015 yılının ilk yarısında inşaat faaliyetlerinin binde 3 oranında küçüldüğüne işaret ediyor.
Yenigün’e sorularımız ve aldığımız yanıtları özetledik:
Son yıllarda küresel konjonktür sıkıntılı. Bu ortamda müteahhitlik sektörünün yurtdışı faaliyetleri ne durumda?
Bizim 140 üyemiz var. Türkiye’de ise toplam 290 bin müteahhit bulunuyor. Üyelerimizi özenle seçiyoruz.
Üyelerimiz sektörün toplam cirosunun yüzde 80’ine yakınını gerçekleştiriyor. Yurtdışında yılda 25-30 milyar dolarlık ciro yapan bir müteahhitlik sektörümüz var. Türk müteahhitleri ilk kez 1972’de yurtdışına açıldı ve bugüne kadar 104 ülkede toplam 318 milyar dolan aşan ciro yarattı. Son üç yılda bizim için büyük pazarlar olan Libya, Irak ve Rusya’da yaşananlar nedeniyle işler sekteye uğradı. Gerek Arap Baharı gerek petrol ve doğalgaz fiyatlarındaki gerileme nedeniyle dış pazarımız yüzde 30 daraldı. Bu da yılda yaklaşık 10 milyar dolarlık bir kayıp demek. Buradaki kayıplarımızın telafisi için sürekli yeni pazar arayışındayız. Son dönemde bu anlamda İran ve Sahra altı Afrika ülkeleri öne çıkıyor.
Peki kayıp yaşanan ülkelerde pazar tamamen kaybedilmiş mi oluyor?
Libya’dan örnek vereyim. Savaş başladığında 19 milyar dolarlık imzalanmış sözleşmemiz vardı. Ülkeyi terketmek zorunda kaldığımızda 1,5 milyar dolar alacağımız, 1,5 milyar dolarlık teminat mektubumuz ve 1,5 milyar dolarlık makine parkımız kaldı. Bu kayıpların ne olacağı belirsiz. Büyük bir kayıp. Üstelik Libya bizim 1972’de dışarıya açıldığımız ilk pazarımızdır. Bunun üzerine son beş yıldır her yıl için 50 milyon dolar teminat mektubu için komisyon ödüyoruz. Bu sorunun çözülmesi için BDDK, Bankalar Birliği ve ilgili bakanlıklara gittik. Ancak henüz bir çözüm yolu bulunamadı. Şu anda Libya tamamıyla ölü bir pazar. Ama bu durumun sonsuza kadar sürmeyeceğini biliyoruz. Sektör olarak ortamın düzelmesini bekliyoruz.
Türkiye’de son dönemde yabancıya konut satışının giderek arttığını gözlemliyoruz. Bu durum sektörü nasıl etkiliyor?
Yabancılara konut satışlarında gerçekten de ciddi bir artış var. Ağustos ayında yabancılara satılan konut sayısı yıllık bazda yüzde 15,2 arttı ve 2 bin 44 oldu. 2015 yılının ilk sekiz ayında ise toplam 14 bin 424 konut satışı gerçekleşti. Geçmişte konut alımı için tatil bölgelerini tercih eden yabancıların, yeni projelerin de etkisiyle giderek İstanbul’a yöneldiklerini görüyoruz. 2015 yılının ilk sekiz ayında yabancılar Antalya’da 4 bin 66, Muğla’da 531, Ankara’da 337 ve İstanbul’da ise 4 bin 472 adet konut aldılar. 2015 sonunda 20 bin konutun yabancılara satılmış olacağını ve 5 milyar dolarlık gelir yaratılacağını hesap ediyoruz.
Yabancılara konut satışı konusunda sektörün önünü açacak neler yapılabilir?
Dediğimiz gibi, bu yılda 5 milyar dolar döviz kazandıran bir alan. Sektör, yabancıya konut satışının ihracat kapsamına alınması gerektiği görüşünde. Biz de aynı şeyi düşünüyoruz. Yabancıya satışın önümüzdeki yıldan itibaren döviz kazandırıcı hizmet kapsamına alınmasına yönelik Ekonomi Bakanlığı tarafından çalışma başlatıldı. Bu konuda Maliye Bakanlığı ile üzerinde uzlaşma gerektirecek konular var.
Yabancıya konut satışının ihracat kapsamına alınması sektöre ne gibi kolaylıklar sağlar?
Bu düzenleme, Türkiye’ye döviz girdisi sağlayan bir faaliyet alanının tanıtım, fuarlara katılım, yurtdışı ofis vb. ihracat teşviklerinden belli bir oranda yararlanmasını sağlayacak. Türkiye artık kendi bölgesinde, özellikle de Arap alemi için örnek ülke haline geldi. Bakın, 1 Kasım’da seçim oldu, 2 Kasım’da siparişlerimizde hareketlenme başladı. Böyle bir düzenleme yıllık ihracatımızı da en az 5 milyar dolar artıracak.
İş dünyası 1 Kasım sonrasında yeni ekonomi yönetiminin nasıl şekilleneceğini bekliyor. Sizin sektör olarak yeni ekonomi yönetiminden öncelikli beklentiniz nedir?
Siyasi ilişkilerin hasarlı olduğu ülkelerde iş yapmak, pazar kapmak rakiplere göre çok zorlaşıyor. Bu nedenle bizim yeni ekonomi yönetiminden en önemli beklentimiz, ekonomi ve siyasetin eşgüdüm halinde çalışmasıdır. Birliğimize üye şirketler gibi dev firmaların gittikleri ülkelerde devleti arkasında hissetmesi ve ülkeler arasındaki siyasi ilişkilerin iyi olması çok büyük bir avantaj. Sayın Cumhurbaşkanı’nın bugüne kadar gittiği her ülkede sektörümüzü ve şirketlerimizi övmesi, bizim için çok önemli bir referans oluyor. Hele Doğu coğrafyasında bu ilişkiler hayati önem kazanıyor. Bu ülkelerde sizin cumhurbaşkanınıza, başbakanınıza karşı ne hissediyorlarsa size de şirket olarak öyle yaklaşıyorlar. Mesela bunu Mısır’da iki türlü de yaşadık. Önce çok sevildik, şimdi ise şirketlerimize çok kötü bakıldığını öğreniyoruz.
“İrak’a 3 milyar dolar vermeyi teklif ettik”
Türk müteahhitlerinin en faal olduğu pazarların başında Irak geliyor. Ancak son dönemde hem Kuzey Irak’taki Kürdistan Bölgesel Yönetimi hem de Irak merkezi hükümeti, IŞİD terörü ve petrol fiyatlarındaki düşüş nedeniyle ağır bir finansal darboğaz yaşıyor. Bu nedenle pek çok müteahhit hakkedişlerini tahsil edemiyor. Ödenmeyen alacakların 700-800 milyon dolara ulaştığı belirtiliyor. TMB, Irak’taki tahsilat sorununu çözmek ve gelecekte Türk iş dünyasının Irak pazarındaki pozisyonunu korumak için ilginç bir öneri getiriyor. Mithat Yenigün, bu konuda şöyle konuşuyor: “Biz sektör olarak, kendi hükümetimize, bakanlarımıza Irak’a 3 milyar dolarlık mali bir yardım yapılmasını önerdik. Bu hem siyasi ilişkileri yumuşatır hem de geleceğimiz için çok güzel faydası olur. Irak, Türk şirketlerinin en çok geri dönüş aldığı ülke. Yani bir müteahhitlik işi aldıysak bunun mazotu, asfaltı, kumu, çakılı hariç her şeyi Türkiye’den gidiyor.Dolayısıyla 2,5-3 milyar dolar verirsek, bize geri dönüşü çok daha fazla olacak. Bu önerimizi sunduk ama seçim hengamesi nedeniyle bir gelişme sağlayamadık. Şimdi, yeni hükümetin kurulması sonrasında önerimizi tekrar dile getireceğiz.”
“Sektörde balon iddiaları doğru değil”
Konut sektöründe arzın talepten fazla olması, yine ‘balon’ tartışmasını başlattı. Mithat Yenigün, bu konuda şunları söylüyor: “Türkiye’nin yıllık konut ihtiyacı 600-700 bin arası. Son yedi yılda çok büyük talepler oldu; talepler oldukça da arzlar arttı. Fakat son iki yılda hem dış belirsizlikler hem de dört büyük seçim yaşanması, insanları ‘dur bakayım ne olacak’ noktasına getirdi. Dolayısıyla sektörde şu an arz fazlalığı yok, talep azalması var. İnsanlar satın alma kararlarını beklemeye aldılar. Dolayısıyla 1 Kasım’dan çıkan sonuçtan sonra birkaç ay içinde sektörün hareketleneceğini düşünüyorum. Bir balon olduğunu kabul etmiyorum.”
Ekonomist
Bir yanıt bırakın