Konut ve ticari gayrimenkullerin kiralama esasları ayrı olmalı!

istanbul ofisleri

Son 10 yılda Türkiye, alışveriş merkezi yatırımlarında oldukça hızlı ilerledi. Ancak son terör olayları gayrimenkul sektöründeki büyümeyi olumsuz etkiledi. Turizm sektörünün de içinde bulunduğu sıkıntılı süreç, piyasadaki büyümeye dair endişeleri artırdı.

Alışveriş Merkezleri ve Yatırımcıları Derneği (AYD) Başkanı Hulusi Belgü, bu ortamda sektörün çıkışını terörle ilgili olumlu gelişmelerde görüyor.

”Alışveriş Merkezleri bugün sadece alışveriş yapılan yerler olmasının çok ötesine geçti. AVM’ler artık sundukları yeme-içme, kültür sanat ve sosyal aktiviteleri ile bir yaşam merkezi. Toplumun tüm sosyal sınıflarından insanlar AVM’lerde biraraya geliyor ve sosyalleşiyor. Önümüzdeki dönem için işletmecilere da büyük avantaj sağlayacak en önemli özelliklerinden biri de bu hizmet ve kullanım genişliği. AVM’nin bulunduğu yere göre konsept geliştirebilir ve ziyaretçiye ulaşabilirsiniz. AVM’ler son yıllarda daha fazla sayıda karma projelerin içinde yer almaya başlıyor. Bu da ticari gayrimenkulün konut ve işyerleri olarak birlikte ve güzel mimari ile gelişmeleri açısından bir başka fırsat. Ancak Türkiye’de konut ve işyeri kiralamalarının ayrı kanunda düzenlenmesi ise bu noktada sorunlara neden oluyor. Sektörün de bu bağlamda odaklanacağı konulardan biri mevzuatın konut ve işyeri kiralama usüllerini ayrı ayrı düzenleyecek düzenlemeye gidilmesi olacaktır.”

Özdoğan Grup Yönetim Kurulu Üyesi Ali Özdoğan ise sektörün nasıl gelişeceğine dair şunları söylüyor:

“Turizm tesisleri yüzde 95 yerli girdiyle, yüzde 100’e yakın yabancı döviz girdisi sağladıkları düşünülürse ihracatçı sayılmalı ve ilgili teşviklerden yararlandırılmalıdır. Turizm alanlarında altyapı eksikleri tamamlanmalı, çevre ve sürdürülebilirlik ile ilgili dünyada ses getirecek projeler devreye sokulmalı. Tanıtımda klasik yöntemlerin dışına çıkılarak ülkemizin farklı değerlerini konu alan dünya çapında porejeksiyonlar yapılmalı, lobicilik ve uluslararası kulis faaliyetlerine önem verilmelidir. Uluslararası ses getirecek etkinlikler yapılmalıdır. Kapasite artışları daha planlı ve sınırlı yapılmalıdır. Sektör vergisel sıkıntılardan arındırılmalıdır.”

“İNŞAAT VE BORU SEKTÖRÜNÜN İHTİYAÇLARI”

İnşaat malzemeleri sanayicileri 2023 yılına kadar 20 milyar dolar seviyelerinde olan ihracatlarını 2-3 katına çıkarmayı istiyor. Bu isteğin bir hayal olmadığını belirten İMSAD Başkanı Fethi Hinginar, “İnşaat malzemesi sektörünü yarınlara AR-GE ve inovasyon taşıyacak. Sürdürülebilir gelişim, yenilikçilik ve AR-GE çalışmalarının payının artması, yenilikçi ürünlerin teknik onayı, nanoteknolojik çalışmalar sektöre ivme kazandıracak” diyor.

Çelik Boru sektörü 2015’te 4,5 milyon ton üretim ve 1,2 milyar dolar ihracat gerçekleştirerek Avrupa ülkeleri içinde en üst sırada yer aldı. Borusan Mannesmann Genel Müdürü Semih Özmen sektörün daha da ilerlemesi için yapılması gerekenleri şöyle anlatıyor: “En kritik faktör, borunun hammaddesi olan sıcak sacın uygun koşullarda temin edilmesi. Yerli sıcak sac imalatında hammadde ihtiyacı ithalatla karşılanıyor. Bazı özel alaşımlı saçlar ithalat ediliyor. Bu yüzden ithal hammaddeye uygulanan yüzde 9 oranında gümrük vergisinin kaldırılması çok önemlidir.” Özmen, hurdadan üretim yapan tesislerin cevherden üretime geçişleri sağlanmadan, ülkemizin rekabetçi olmasının mümkün olmadığının altını çiziyor.

Özmen şöyle devam ediyor: “Avrupa ve Kuzey Amerika ülke pazarlarına girebilmek için gelişmiş üretim teknolojisine sahip makinalar, odağına müşteriyi konumlandırmış iş süreçleri ve yeni ürün AR-GE’sine adanmış insan kaynağı.”

YEŞİL BİNALAR ŞART KOŞULMALI”

ERHAN BOYSANOĞLU / MESA YÖNETİM KURULU BAŞKANI

Bu durum turizmcileri yeni pazarlar bulmaya ve daha düşük ölçekli pazarlarını büyütmeye itmiş durumda. Yüzünü Ortadoğu ve doğuya yönelten sektör, bu pazarları büyütmeye çalışıyor. Kavaloğlu, bu noktadaki beklentilerine ilişkin şöyle konuşuyor: “Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından arz talep dengesinin oturabilmesi için en az 3 yıl yeni otel yatırımlarına belirli bölgelerde izin verilmemesini istiyoruz. Tüm bunlar yapılırsa 2016 yılında yüzde 50 azalacak olan kârlılıklarımız 2017 yılında yüzde 30 azalır.”

REKLAM VE GERÇEK AYRIMI
Sektörün büyümesi için yüzde 100 doğru istatistiki bilgilere, bu bilgilerin konut yapım ve satış sürecinde daha aktif rol almasına ihtiyacımız var. Nitekim AB ülkelerinde durum böyle. Çevreci ve yeşil binaların şart koşulması gerekiyor. Ayrıca inşaat ve konut sektöründe ‘reklam ve gerçek’ ayrımına dikkat etmek gerekiyor. Sektöre ilişkin düzenlemelerin, çalışmaların reklam amacıyla değil gerçek kodlarla yapılması şart.

KDV YENİDEN ELE ALINMALI
Sektörde denetimin yaygınlaştırılması da bu yüzden hayati önem taşıyor. Bu süreçte; konut satışında KDV konusunun yeniden ele alınması gerektiğini düşünüyoruz. Müteahhit ve konut geliştirici tarifine getirilecek kısıtlamalarla da bu kişilerin sayısı gelişmiş ülke ölçeği seviyesine kaşınmalı. Yurtdışı çalışmalarda en önemli beklentimiz, yarıştığımız diğer ülkelerde olduğu gibi teminat mektubu bulma ve ülke risklerine karşı destek görebilmek.

İŞ İLİŞKİLERİMİZ GÜÇLENMELİ
İş potansiyelimiz olan ülkelerle iyi ilişkiler içinde olmak da bizim bu ülkelerde iş ilişkilerimizin güçlenmesi ve gelişmesi açısından etkili olacak. Genelde yabancıya konut satışında oturma izninin de devreye girmesiyle sektörümüzde büyüme, genel Türkiye büyümesinin 2 -3 puan üstünde olur. Biz Mesa olarak bu zor dönemde bile kurumsallığı en önemli hedef olarak aldık. Kurumsal yapımızla ilerlediğimizde sektördeki güvenilirliğimizi korumakla kalmayıp daha da artırıp güçlendireceğiz. Bu yapılanmayla yurtdışı konut geliştirme işlerine daha fazla yoğunluk vermeyi hedefliyoruz.

Capital