Konut satışları son 1 yılda nasıl değişti?

konut

Türkiye’deki konut satışları 1 yılda nasıl değişime uğradı. İşte Dünya gazetesi yazarı Alaattin Aktaş kaleme aldı…

Elde galiba inşaat dışında pek bir şey kalmadı. Gelişmeyi, kalkınmayı inşaattan başka alanlarda arayan da pek kalmadı ya. Varsa yoksa inşaat, devasa gökdelenler, İstanbul’un yıllarca “elbirliğiyle” bozduğumuz görünümünü sözüm ona düzeltme çabaları… Anadolu’ya bile yayılan lüks konut inşaatları.

Yapıyoruz yapmasına da, ne ölçüde satabiliyoruz ki… Satışlar nasıl seyrediyor ki… İşte o aşamada biraz sıkıntı var gibi görünüyor.

En yeni rakamlar geçen hafta açıklandı. Başka konular ön plana çıkınca, konut satışına değinmekte biraz geciktik, farkındayız. Bakalım mayısta ve ilk beş ayda neler olmuş:

Mayıstaki toplam konut satışında geçen yıla göre yüzde 6.4’lük bir artış var. Ama bu artış bizi beş ay toplamında geçen yılki satış düzeyine ancak çıkarabilmiş. Beş aydaki konut satışı geçen yılla aynı düzeyde gerçekleşmiş.

Mayıs ayındaki satış geçen yılın yüzde 6.4 üstünde ama önemli olan ilk satışlar ve işte ilk satışlarda yüzde 11.6’lık gerileme var. Toplam satışın artmasını, ikinci el satışlardaki yüzde 17.1’lik artış sağlamış.

Aynı eğilim ocak-mayıs dönemi için de geçerli. Beş ayda ilk satışlar yüzde 18.3 azalmış, ikinci el satışlarda yüzde 11.5 artış olmuş.

Bu iyiye işaret değil. İkinci el satışlar isterse yüzde 100 artsın, ekonomiye öyle doğrudan bir katkı söz konusu değil. Hele hele konut stokunun azalmasına bir kaktı, hiç mi hiç söz konusu değil.

Önemli olan ilk satışların artması. Ama ilk satışlar yerinde bile saymıyor, azalıyor. Kaldı ki, artmış olsa bile ilk satışa konu konut sayısı zaten ikinci el satışa konu konut sayısının çok altında.

Beş ayda 525 bin konut satılmış, bunların 165 bini ilk satış, 360 bini ise ikinci el satış. Yani yaklaşık olarak satılan her 3 kotunun 1’i ilk satıştan oluşuyor, 2’si ikinci el satıştan. Bu denge, belirgin bir dengesizlik göstergesi aslında.

İlk satışlar hem geriliyor, hem de bu konutların toplamdaki payı zaten az. Bunda en büyük etkenlerden biri de, yeni konutların fiyatının ikinci el olanlara kıyasla çok yüksek sayılabilecek düzeyde bulunması. Hele hele bunlar içinde rezidans sınıfına giren lüks konutlara yaklaşabilmek hiç mümkün değil. Bu da ilk satışların azalmasında en büyük etken. Her ne kadar bu lüks konutların adeta “peynir-ekmek” gibi kapışıldığı, özellikle yabancı alımlarının hızla sürdüğü dile getiriliyorsa da, mayısta bu konuda da pek hoş gelişmeler yaşanmadığı biliniyor.

Yabancılar geçen yıl mayısta bin 982 konut almışlardı, sayı bu yıl mayısta bin 612’de kaldı. İlk beş ayda ise geçen yıl 8 bin 97 olan yabancıların konut alımı, bu yıl ancak 7 bin 835 düzeyinde oluştu. Yani yabancıların aldığı konutların sayısı ilk dört ayda geçen yılın üstündeydi, beş ay sonunda mayıstaki düşüşle birlikte geçen yılın altında kalındı.

İpotekten kaçınma çok belirgin

Konut satışında yaşanan bir başka olumsuzluk da ipotekli satışlardaki gerileme. İpotekli satışlar, hem ilk, hem ikinci el satışlarda gerileme eğilimi içinde.

Mayıs ayındaki ipotekli satışlar geçen yıldan yüzde 11.6 daha az. İlk beş aydaki gerilemenin oranı ise yüzde 18.3 olarak gerçekleşti.

Konut almak isteyenler ipotek tesisi yoluyla ya da başka bir ifadeyle kredi kullanarak alım yapmaktan kaçınıyorlar. Daha önce de birkaç kez vurguladığımız gibi bunun temelde iki nedeni var.

Birincisi, demek ki mevcut faiz oranları yüksek bulunuyor. İkincisi, birinciyle bağlantılı bir neden. Faiz yüksek bulunuyor ve düşmesi bekleniyor ki bu oranlar üstünden kredi kullanmaya pek yanaşılmıyor.

Kuşkusuz konut fiyatlarının yüksek olduğu algısı ve fiyatlarda gerileme yaşanacağı beklentisi gibi etkenler de konut satışlarını frenleyici yönde etki yapıyor. Ama bu, yalnızca ipotekli satışları değil tüm satışları yavaşlatan bir etken.

Bir günlük izin: Bugünü havaalanlarında geçireceğim için yazılarıma bir gün ara vermek zorunda kalacağım. Perşembe gününden itibaren yeniden görüşmek üzere…

Dünya/ Alaattin AKTAŞ