Kefil her zaman borcun teminatı olarak ifade ediliyor. Peki konut kredisinde kefilin sorumlulupu var mı? İşte konut kredisinde kefilin sorumluluğu…
Konut kredisinde kefilin sorumluluğu!
Konut kredisi ile uzun vadede düşük faiz oranlarıyla konut sahibi olunabiliyor. Kredide taksit ödemelerinin aylık gelirin yüzde 50’sini geçmemesi gerekiyor.
Kimi zaman kredi kullanmak isteyen kişinin geliri kredinin onaylanması için yeterli olmayabiliyor. Bu nedenle bankalar ek gelir veya kefil beyan edilmesini isteyebiliyor.
Ayrıca her kişi de kefil olarak kabul edilmeyebiliyor. Kefilin aranan şartlara uygun olması gerekiyor. Peki konut kredisinde kefilin sorumlulupu var mı? İşte konut kredisinde kefilin sorumluluğu…
Konut finansmanı sözleşmesinde tüketicinin edimlerine karşılık olarak alınan şahsi teminatlar, her ne isim altında olursa olsun adi kefalet sayılıyor.
Tüketicinin alacaklarına ilişkin karşı tarafça verilen şahsi teminatlar diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmadıkça müteselsil kefalet sayılıyor.
Adi kefalet:
Taraflar aralarında anlaşarak, borçlunun borcu ifa etmemesi veya borcun ifasının imkânsız hale gelmesi durumunda, alacaklının kefile başvuracağını kararlaştırabilirler. Bu durumda adi (olağan) kefalet sözleşmesi kurulmuş olur.
Adi kefalette, alacaklı önce borçluya başvurmalıdır. Borçludan alacağını elde edemediği takdirde kefile başvurarak alacağının ödenmesini isteyebilir. Bu yolu izlemeyip, doğrudan doğruya kefile başvuran borçluya karşı, kefil borcu ödemeyi reddederek tartışma defi olarak nitelendirilen savunma aracını ileri sürebilir. Asıl borç için kefaletten önce veya onunla aynı zamanda da rehin tesis edilmiş ise, kefil, alacağın önce rehnin paraya çevrilmesi yoluyla karşılanmasını isteyebilir (BK. m. 486/II.c.1).
Ne var ki, eğer borçlu iflas halindeyse ya da borçlunun iflası ilan olunmadıkça rehnin paraya çevrilmesi mümkün bulunmuyorsa, bu durumda kefil, değindiğimiz istemi ileri süremez (BK. m. 486/II.c.2).
Borçlar Kanunumuz, adi kefaleti 486. maddesinde düzenlemiş bulunmaktadır. Buna göre, alacaklının kefile başvurabilmesi, borçlunun iflas etmesine veya borçlu aleyhine yapılan icra takibatının alacaklının kusuru olmaksızın semeresiz kalmasına ya da borçlu aleyhine Türkiye’de takipte bulunmanın olanaksız hale gelmesine bağlıdır.
Zincirleme (müteselsil) Kefalet:
Bu durumda kefil, borçlu ile birlikte “müşterek müteselsil borçlu” sıfatıyla borcun ifasını yüklenmektedir. Bu tür kefalette, alacaklı asıl borçluya müracaat etmeden doğrudan kefile başvurabilir. Bu durumda kefil, tartışma defini veya önce rehnin paraya çevrilmesi yolundaki hakkını ileri süremez (BK. m. 487).
Uygulamada zincirleme kefaletin varlığını gösteren değişik hukuki deyimlere yer verilmektedir. Gerçekten sözleşme kurulurken, genellikle tanımda yer verdiğimiz “müşterek müteselsil borçlu” deyiminden başka “müteselsil kefil”, “müteselsil borçlu sıfatıyle taahhüt ve tekeffül”, “Alacaklı dilerse önce bana başvurabilir”, “borçluyla aynı oranda mes ul olmak üzere” gibi ibarelere yer verilmektedir.
Konut kredisi ile alınan ev satılabilir mi?
Özge ÖZDEMİR/Emlaktagundem.com