Konak ve Karşıyaka tramvaylarına ilişkin kapsamlı bir rapor hazırlayan şehir plancısı Çınar Atay “imalatına geçilmesi radikal hata, proje kamu yararından yoksun” değerlendirmesinde bulundu
İZMİR Büyükşehir Belediyesi, milyonlarca lira bedelle ihale ettiği Konak ve Karşıyaka tramvay projelerinin yapım çalışmalarını sürdürürken, bir dönem İzmir 1 No’lu Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Bölge Kurulu’na da başkanlık eden Dokuz Eylül Üniversitesi Mimarlık Fakültesi’nin eski öğretim üyesi Şehir Plancısı Prof. Dr. Çınar Atay’ın hazırladığı rapor kent gündemini sarsacak nitelikte. Rapor, 335 vatandaşın tramvay projesinin iptali istemiyle açtığı davada avukat Mustafa Kemal Turan tarafından mahkemeye delil olarak da sunuldu. Tramvay projelerinde peş peşe yapılan revizyonların projenin ne denli amatörce ele alındığını ortaya koyduğunu belirten Prof. Dr. Atay, “Oturmamış, kesinleşmemiş ve nereden geçeceği hala net olarak belirlenmemiş bir projenin imalatına geçilmesi radikal bir hatadır” değerlendirmesini yaptı.
HAKKANİYETLE BAĞDAŞMAZ
Prof. Dr. Atay, raporunda bu tür bir projenin uygulanmasının kamu malını ve değerlerini zarara uğratmak anlamına geleceğini ifade ederek, Büyükşehir Belediyesi’nin bir an önce yanlıştan dönüp projeyi iptal etmesi gerektiğini savundu. Projede yapılan her revizyonun getirdiği maliyetin özelde İzmir, genelde ülkenin cebinden çıktığını hatırlatan Çınar Atay, “Güzergahı tam olarak belirlenmeden ve kesinleşmeden yapılmış bir ihalenin getirdiği olumsuz maddi ve manevi sonuçların İzmir’e yüklenmesi hakkaniyet ölçüleri ile bağdaşamaz. Bu nedenle tam olarak belirlenmemiş ve hala 2016’da dahi güzergahı yine değişikliğe uğramış bir projenin ivedilikle iptal edilmesinde kamu yararı bulunmaktadır” ifadelerine raporda yer verdi. Projenin kamu yararından yoksun olduğunu vurgulayan Atay, raporunun sonuç bölümünde Konak ve Karşıyaka tramvay hatlarından vazgeçilmesinin İzmir’in geleceğinin ipotek altına alınmaması için gerekli olduğu görüşünü ortaya koydu. Atay, ihale şartlarının da kevgire çevrildiğini, ihalenin bir geçerliliğinin kalmadığını belirtti.
RAHATLIK DEĞİL KAOS
Büyükşehir Belediyesi’nin İzmirlileri denizle buluşturmak için bir yandan projeler hazırladığını öte yandan da kıyı kesiminde yer alan kaldırım, yürüme ve bisiklet yolu gibi rekreatif alanları daraltarak bu alanlara erişimi tramvay hatları ile engellediğini anlatan Atay, “Belediyelerin ikircikli davranışta bulunması hukuki statüde bir suç unsurudur. Yapılan işlemle kıyı ile insan ilişkisi kesilmiş, bir başka ifadeyle insanların kıyıya erişimi daha sorunlu hale getirilmiştir. Kıyı kesimine erişim için tramvay yolu, taşıt yolu, röfüj, tekrar taşıt yolu tekrar tramvay yolu geçilerek kıyıya erişmesi bir macera haline gelecektir. Bu doğru bir kıyı kullandırım politikası değildir” görüşünü ifade etti. Atay, tramvay hattından dolayı karma trafikte güvenlik tehlikesi yaşanacağını, zaten sıkışık ve kaotik durum arz eden pek çok yol üzerinde yer alacak, palyatif önlem olan sinyalizasyon sisteminden dolayı trafik akışında ve diğer toplu taşım türlerinde ciddi yavaşlamalar ve sıkıntılar meydana geleceğini ileri sürdü. Prof. Dr. Atay, özellikle kavşak kesişmelerinde ve meydan geçişlerindeki trafik sirkülasyonunda büyük problem yaşanacağını vurguladı.
Sabah