Kibar Holding 2016’da otel yatırımı yapacak!

Kibar Holding Başkam Ali Kibar

Kibar Holding, 2016’ya yeni işler ve ortaklıklarla giriyor. Gayrimenkulde karma proje geliştiren grup, yeni bir iş alanına daha adım atacak. Holding, 2016’da otel yatırımı yapacak.
Kibar Holding, 2016’ya yeni işler ve ortaklıklarla giriyor. Gayrimenkulde karma proje geliştiren grup, yeni bir iş alanına daha adım atacak. Amerikalı bir ortakla geri dönüşümde çözümler sunacak bir şirket kurma hazırlığı var. Kibar Holding Başkanı Ali Kibar, dokuz ay süren görüşmelerin ardından bu ortaklığa adım attıklarım ve geri dönüşüm alanında önemli çözümler sunacaklarım söylüyor.

Kurumsallaşma yönünde geçen yıl önemli adımlar atan ve icranın kaptanlığına ilk defa profesyonel bir isim atayan Kibar Holding, yapısal dönüşümün ardından önemli yatırımlara soyundu. Liman, enerji, otomotiv, alüminyum sektörlerinde bir dizi yatırımı hayata geçiren Holding, 2016 yılında yeni sektörlere giriş yapacak. Gayrimenkul alanında girişimleri olan holding 2016 yılında Amerikalı Heritage ile ortak olarak geri dönüşüm işine de girecek.

Şu ana kadar beş yabancı ortağı olan grubun ilk defa Amerikalı bir ortağı olacağını söyleyen Kibar Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ali Kibar, dokuz ay süren görüşmelerin ardından ortaklık anlaşmasının kısa bir süre önce imzalandığını kaydediyor. Atık yönetimi alanındaki en ileri çözümleri sunan Amerika merkezli şirketle yan yanya ortaklık kurulduğunu ve şirketleşme çalışmalarının sürdüğünü belirten Kibar, “Geri dönüşüm ve atık pazarına yönelik önemli bir ortaklık kuruyoruz. Geri dönüşüm pazarındaki sistemin nasıl olması gerektiğiyle ilgili veri tabanının oluşturulması ve daha etkin bir şekilde ekonomiye kazandırılması üzerine çalışmalarımız var” diyor. Ali Kibar, sorularımızı aşağıdaki gibi yanıtladı:

İş dünyası ve piyasalar yapılacak seçimin ardından gündemin tekrar ekonomi olması ve 2016 yılının kaybedilmemesini umuyor. Siz bu süreci ve ekonomiye yansımalarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Seçim sonuçlarına bağlı olarak tek parti hükümeti olursa dolarda düşüş olacaktır. Şayet koalisyon çıkarsa, yeni koalisyon taraflarının belirlenmesine kadar stresli süreç söz konusu olabilir. Bunun yansımaları da kurlar üzerinde etkili olacaktır.

Dövizdeki hareketliliğin size etkileri nasıl oldu? Kur seviyesinde nasıl bir öngörünüz var?
Gelişmekte olan pazarlarda bir kınlganlık söz konusuydu. Bu ülkeler gelir dengelerini muhafaza etme yönünde kur hareketlerinden etkilendi. Önümüzdeki süreçte biraz daha dengeli bir kur seviyesi beklemek mümkün. Bu da Amerika’dan gelecek verilerle ilgili tabii. Yıl sonu beklenen faiz artışı kuvvetle muhtemel gelecek yıl ilk çeyrekte olabilir. Dolayısıyla beklentim doların 3,10 TL seviyelerinde olması yönünde.

Grubun bilançolarında kur etkisi nasıl yaşandı? Dövizdeki hareketliliğin bir faturası çıktı mı?
Biz bilançolarımızı hedge ve türev ürünleri kullanarak dengeleme gayreti içindeyiz. Bunu da en iyi yapan şirketlerden biriyiz. Baktığınızda gelir ve gider dengelerinde döviz borcuna karşılık döviz gelirimiz de var. Metal piyasasıyla da yakından ilgimiz var. Dolayısıyla bilançolanmızı uluslararası piyasalarda türev ürünlerle dengeliyoruz.

Gruba ilk defa dışarından bir ismi CEO olarak atadınız. Kurumsallaşma adımlarının ardından beklentiniz nedir? Geçen süreçte grubunuz ciro ve yatırımlarda hangi noktaya taşındı?
Yetki ve sorumlulukların daha yakından takibini sağlamak ve birimlerin kendi hedefleri doğrultusunda karar alma serbestleriyle birlikte, yönetsel kabiliyetlerinin daha öne çıktığı bir süreç içindeyiz. Bu noktada da uzun vadeli beklenti içindeyiz. Grubumuz 23 şirketle 2014 yılında 18 milyar TL konsolide ciro elde etti. Yeni yatırımlann devreye girmesiyle ciddi bir ciro artışı sağlandı. 2015 için bu kadar ciddi büyüme beklemiyoruz tabii.

2016 büyüme ve yatırım hedefiniz nedir?
Bütçelerimizi tam bağlamadık. Seçim sonrası süreçteki neticeleri görmek istiyoruz. Belli program ve yatırımlanmız söz konusu. Faaliyet gösterdiğimiz otomotiv, alüminyum, paslanmaz çelik, sigorta, gıda, enerji, limancılık gibi sektörlerin yanı sıra değişik iş kollarında da yatırımlarla büyümeye devam edeceğiz. Önümüzdeki süreçte de bunları icraata geçireceğiz. Önemli alanlarda yatırım konularımız var.

Hangi iş kolları bunlar?
Ortaklarımızla da yaptığımız müzakereler çerçevesinde yaptığımız çalışmalar söz konusu. Kendi grubumuzun inisiyatifiyle bulunduğumuz sektörler içinde yatırımlarımız olacak. Otomotiv, alüminyum, ambalaj, gıdada bazı çalışmalanmız var. Bunun yanı sıra gayrimenkul ve çok yeni bir alan olan geri dönüşümde yatınmlarımız olacak.

Geri dönüşümle ilgili nasıl bir yatırım var gündeminizde?
Geri dönüşümle ilgili yeni bir şirket kurma girişimimiz söz konusu. Bu alanda aktivitelerimiz olacak. Atık ve geri dönüşüm alanında analiz, değerlendirme sistemleri üzerine çözümler sunacağız. Bu noktada da Amerika’nın en büyük özel şirketiyle bir ortaklık kuruyoruz.

Ortaklık nasıl gelişti? Ne zamandır bu iş üzerinde çalışıyorsunuz?
Ortaklık konusunda Heritage şirketi atık ve geri dönüşüm sahasının en ileri gelen isimlerinden biri. Yaklaşık dokuz aydır bu ortaklık üzerinde çalışmalarımız sürüyor ve neticelendi. Yarı yarıya ortak olacağımız bu işte, geri dönüşüm pazarında sistemin nasıl olması gerektiğiyle ilgili veri tabanı sunan ve atıkların daha etkin bir şekilde ekonomiye kazandırılması üzerine çalışmalarımız var. Geri dönüşüm üzerine her şeyi kapsayan bir iş olacak. Amerikalı şirket ile mutabakatımız oldu, 20l6’da da şirketi kurmuş ve geri dönüşüm işine girmiş olacağız.

Otel yatırımınızda son durum nedir?
Otel yatırımına yönelik çalışmalarımız bir parça daha süre alacak ama önümüzdeki yıl başlar. 7 dönüm üzerine, otel ve AVM kompleksi olacak. Ardından Tuzla ve Kartal’daki fabrika arazilerimizde de önemli yatırımlar planlıyoruz. Grubun en önemli iş alanlarından biri otomotiv. Bu konuda sektörün gündeminde ise emisyon konusundaki manipülasyon krizi var.

Sizin bu konuya bakışınız nedir?
Sektör ve bizim için bir kriz yok. Başka şirketlerle ilgili yorum yapmak da bize yakışmaz. Bizim şirketimiz açısından ise ürettiğimiz ürünlerin karbondioksit emisyon oranlan nedeniyle yoğun siparişler söz konusu. Ürettiğimiz ürünlerin A ve B segmentinde olması Hyundai satışlarına önemli anlamda yansıyor.

Peki Amerika’da patlak veren bu sorunun Türkiye’ye etkileri nedir? Emisyon oranları konusunda olması gereken nedir?
Avrupa’daki ve Amerika’daki vergilendirme sistemlerinde, çevreye saldığınız atık emisyonlarla ayn bir vergilendirme söz konusu. Türkiye’de de bunun uygulanması gerekir. Ama Maliye Bakanlığı, hala ÖTV ve KDV vergilendirmelerini hep motor hacmi üzerinden yapıyor. Avrupa’da bu böyle değil. Çevreye verdiğiniz zarar ölçeğinde vergilendirmeniz daha yükseliyor.

Türkiye’de motor hacmine göre olan vergilere emisyon vergisinin de eklenmesi gündemde mi? Esasında her yıl Maliye tarafından bunun uygulamaya geçileceği ifade ediliyor. Ama son dört yıldır geçilmedi. Siz nasıl yönetiyorsunuz bu süreçleri?
Bizim böyle bir sorunumuz yok. Bu üretici sorumluluğu ile ilgili bir konu. Ayrıca kontrol regülatörlerin konuya bakışıyla ilgili bir konu.

Hükümetlerin alacağı ek önlemler ve yük bekliyor musunuz?
Yeni bir tedbir beklemiyorum. Bu konuda doğru beyanlarda bulunmanız yeter. Sektöre neden bir yaptırım olsun ki, zaten regülatör operatörler bunları kontrol ediyorlar. Yapılanın doğaı olduğunu kontrol etmek yeterli. Zaten doğru beyan bir sıkıntı oluşturmaz. O nedenle bu sektöre yeni bir yaptırım olarak dönmez. Buna uyanlar veya uymayanlar vardır. Uymayanlar belli cezaları alır. Kılavuzu ortaya koyarsınız, uymayanlara belli cezaları yerine getirme yükümlülüğünü uygularsınız. Otomotiv sektöründe faaliyet gösteren şirketler zaten dünya ölçeğinde global şirketler ve bu sorumluluğun bilincinde olan gruplar.

Ekonomist

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*