Habertük Gazetesi yazarı olan Esra Boğazlıyan Andy-Ar’ın Yerel Yönetimler Performans Araştırması’nın sonuçlarına göre en başarılı belediye başkanlarından biri olan Beşiktaş Belediye Başkanı Murat Hazinedar ile röportaj gerçekleştirdi.
Andy-Ar’ın Yerel Yönetimler Performans Araştırmasının İstanbul ayağında Avrupa ve Asya yakasının en başarılı belediye başkanları belirlendi.
İlçelerde yapılan araştırmada vatandaşa ‘Hizmet memnuniyeti’, ‘Halka yakınlık’ ve ‘Tanınırlık’ olmak üzere 3 kategoride sorular yöneltildi.
Yerel Yönetimler Performans anketinde üç kategoride de üst sıralardasınız. Size göre hangi hizmetler ya da hangi tavrınız sağladı bu sonucu?
Ben iki yıllık bir belediye başkanıyım. Benim rakiplerim ya da mevkidaşlarım arasında 6-7 yıllık olanlar, 12. ve 30. yılında olanlar dahi var. Ben Beşiktaş’tan İstanbul’a 2015’te güzel mesajlar vermeye çalıştım. Bir taraftan yerel yöneticilik yaparken Beşiktaş’ın biraz kimliğinden biraz da Beşiktaş’a atfedilen beklentilerden bağımsız hareket etmedik. Buraya özel bir önem verdik. Burayı sadece Beşiktaş ölçeğinde düşünmedik çünkü herkesin gözü Beşiktaş’ta. İstanbul’un kalbi. Türkiye’nin en değerli semtleri. Rumelihisarı’ndan başlıyor, Aşiyan, Bebek, Arnavutköy, Kuruçeşme, Ortaköy, Çırağan, Yıldız, Beşiktaş, Çarşı, Köyiçi, Maçka, Dolmabahçe, Gayrettepe, Ulus, Etiler, Levent dolayısıyla hem bu yönüyle hem de şu var ki Türkiye’nin en yüksek öğrenim seviyesine sahip semti. Aynı zamanda en yaşlı ilçesi. En yüksek gelir seviyesine sahip ilçesi yani birçok parametre açısından önemliyiz.
Bunun dezavantajları ne?
Tabii ki var, Beşiktaş’ta böylesine yüksek bir insan kalitesine, eğitim, öğretim ve gelir seviyesine sahip bir ilçede her şekilde ortadaysanız o zaman şöyle bir zorluk var bu insan kalitesi hem bir tehdittir hem de bir fırsattır. Eğer sizin kişisel ve entelektüel birikiminiz, siyasi ve sosyal heyecanınız, yaptığınız işe dair tutkunuz yüksekse o zaman bu bir fırsat. Sizi anlayacak ve algılayacak olmakta sıkıntı çekmeyecek bir kitle var. Sizin bu kaliteye cevap verecek kaliteniz varsa bu bir fırsat. Bunlar eksikse bu kalite tehdit haline gelebilir çünkü karşınızda çok duyarlı, eleştiri odaklı, tatminde zorlanan bir kitle var.
Burada oy almakla, memnun etme oranı arasında büyük bir farklılık olması çok doğal. Eğer memnuniyette yüksek oran sağlıyorsanız bu çok büyük bir başarıdır.
Beşiktaşlıyı memnun etmek zor mu diyorsunuz yani?
Bizden önceki dönemlerde yapılan anketler bende mevcut. O anketlere göre memnuniyet oranlarındaki artış inanılmaz yüksek. Ben günde 18-20 saat çalışıyorum, işinizi gönülden yapacaksınız. Bizim belediyedeki çalışanlar ciddi paralar alıyor, diğer kamu kurumlarından çok daha iyi alıyorlar o yüzden herkes Beşiktaş Belediyesi’ne gelmek istiyor. Bizde taşeronlar da çok alıyor.
”KÜÇÜK MÜTEAHHİT LOBİSİ VAR BANA KARŞI”
Tek binanın kentsel dönüşümüne engel olan tek beldeyiz. Bu yüzden tek bina yıkıp yapan küçük müteahhitler bize karşı lobi oluşturmuş durumda. Menfaatlerini koruduğum çoğunluk tarafından aktif desteklenmiyorum..”
Kaç çalışanınız var?
İki bin çalışanımız var. Şimdi ben dersem burayı şirket gibi yönetiyorum bizim solcu arkadaşlar kızar bana ama gerçek bu. Burası halkın malı olan bir şirket ve burayı kârlı yönetmem gerekiyor. Burada sözü geçen kâr para değil, insanın mutluluğu. Dolayısıyla ne kadar mutlu edersem o kadar başarılı olurum. Bir CEO hassasiyetinde yani hem icracı hem yönetici konumunda. Beşiktaş’ın CEO’suyum. CHP’nin buluşması gereken Ecevit çizgisi çok önemli. Biz şimdi Bebek’te varız, Beşiktaş’ta varız, Kadıköy’de varız. Bakırköy’de varız bu bir arıza göstergesi. Bağcılar’da, Esenler’de, Sultanbeyli’de neden yokuz ve olamıyoruz? Bunun sadece örgütsel bir sorun olmadığı açık.
Bunun nedenleri araştırılıyordur mutlaka…
Bunun doğru değerlendirilmesi lazım. Ben Türkiye’nin mevcut nüfusunu, mevcut yapısını iyi okuyamadığımızı ve yapımızı buna göre oluşturamadığımızı görüyorum. CHP’nin görevi, yüzünü halka çevirmesi ve halkın beklentilerine uygun bir siyaset icra etmesidir.
‘BİZE KERHEN OY VEREN CİDDİ BİR KISIM VAR’
“BENİM iki tane sıkıntım var, birindsi kendi partim içinde içe dönük siyaseti teslim alan zihniyet. Halkın değerleriyle barışık olmayan, aslında halkla irtibatı olmayan tamamen içe dönük siyaseti alışkanlık haline getirmiş çok kötü bir yapı var. Yüzümüzü halka dönerek gerçekten halkın beklentilerini, önceliklerini kısa vadeli önceliklerini iyi okumamız gerekiyor. Halkın tercihine saygı duymak sadece sözle olmaz. Ben halkın tercihine saygı duyuyorum ama yerimde sayıyorum gibi bir şey söz konusu olamaz. Bu saygının göstergesi neden oy alamadığımızın sorgulanmasıdır. Gördüğüm kadarıyla bize oy verenlerde dahi kerhen oy veren ciddi bir kesim var. Bu insanların gönüllerinde daha iyi bir yer edinmemiz gerekiyor ve bu nedenle yeni siyaseti inşa ediyoruz. Özgürlükçü bir sosyal demokrat çizgi ama aynı zamanda halkın değerleriyle barışık.”
‘Ben yüzünü halka dönmüş BİR SİYASETÇİYİM’
“CHP’nin içinde bir yapı var. Hatta çok geniş bir yapı bu, parti içi siyaset, halkla beraber siyaset yapmanın önüne geçmiş durumda. Sadece kendi içinde tartışan bir yapı. Ben yapı olarak öyle biri değilim, ben yüzünü halka dönmüş biriyim. Kısır tartışmaların içinde olmaktan uzak durdum ama aynı zamanda bir CHP’liyim ve partinin başarısını arzuluyorum. Bu başarı için de görüyorum ki bu yapı tasfiye edilmeli ama bu zihniyet o denli oturmuş bir zihniyet ki, iktidar olacağına inanmayan kadrolar tamamen içe dönmüş durumda. Bunların değişmesi gerekiyor. Bunların tasfiye edilmesi lazım.”
CEO’SUYUM ARAŞTIRMANIN KÜNYESİ
-Araştırma Andy-Ar’a ait. Bazı bölgelerde kantitatif araştırma tekniklerinden “Yüz yüze görüşme yöntemi” ile bazı bölgelerde ise yine başka bir kantitatif araştırma tekniği olan ‘ÇATI’ yani telefon ile görüşme yöntemi kullanılarak uygulanmıştır.
-Saha çalışması 21 Ekim-9 Aralık tarihleri arasında genelde 34 bin 200 denek ile görüşme yapılarak tamamlanmıştır.
-Çalışma, farklı sosyoekonomik ve sosyodemografik gruba mensup kişilerden, yaş, cinsiyet, eğitim, mahalle/semt kotalarına göre tesadüfi yöntemle seçilmiş, denekler ile görüşme yapılmıştır.
-Araştırmada 0.95 güven aralığı içinde, hata payı +/- % 2.0’dir.
”Bana verseler cennet yaparım”
Benim en önem verdiğim şeylerden biri askerin elinde olan yerler askerde kalmalı ama nasıl? Asker sadece nöbetini tutmalı ama buraları halka açmalıyız. Orhaniye Kışlası var, Balmumcu Kışlası var. Buraları muhakkak müze yapmalıyız ve halka açmalıyız. Askerler burada sembolik olarak kalmalı. High Park gibi süvari birlikleri olmalı ama olağanüstü bir halk parkı. Bu benim projem ve işim değil ama önerim oldu. Bana verseler oraları cennet yaparım.”
‘Deniz temizliği için ekip kurdum’
Bebek’te sabah yürüyüşü yaptığımız Beşiktaş Belediye Başkanı Murat Hazinedar’a, tam da yeri gelmişken deniz kirliliğini sordum. Zira son zamanlarda Bebek’te, Aşiyan’da iç acıtan manzaralar görüyoruz. Deniz temizliği için ekip kurduğunu anlattı Hazinedar: “Aslında Büyükşehîf in sorumluluğu ama ben de bir ekip kurdum. Kıyıdaki tekne parklaması kıyıya vuran pisliği toplamamıza engel oluyor. O yüzden insan eliyle toplamaya çalışıyoruz.”
-Biraz da Beşiktaş’ın projelerini konuşalım istiyorum, siz ne yaptınız da memnuniyet oranları yüksek?
Birincisi çok çalışan bir belediye haline getirdik burayı, mevcut ataleti çok değiştirdik. Ben ve ekibim çok emek veriyoruz. Bir ekip kurmak çok zor hele ki benim gibi detaycı biriyseniz. Benimle birlikte çalışan arkadaşlarım köle olmalı, hizmetkâr olmalı çünkü ben baş hizmetkârım. Bu benim siyasete bakış açım. Şu anda Beşiktaş değil tüm İstanbul Beşiktaş Belediyesi’ni takip ediyor ve diğer belediyelerin ne kadar önünde olduğumuzu görüyor. Sadece benim partim değil, AK Parti de takip ediyor Beşiktaş’ı. CHP içi paralel yapının belediyelere negatif müdahale etmesine izin veren belediye başkanları başarılı olamaz. Ben ona izin vermiyorum ve bunları tasfiye ediyorum. Parti siyasetinin belediye siyasetine dönüşmesine izin vermiyorum. Eskiden on yıllık bir süreçte çivi bile çakılmamıştı Beşiktaş’ta, şimdi metro geliyor şimdi ona bir istasyon daha eklediler. Tüneller çalışılıyor…
-Ne oldu o tünel projelerine?
Büyükşehir’in projesi ama durdurmuş ve yapmıyordu. Şimdi Bomonti-Dolmabahçe tünelleri son derece önemli. Maçka’dan, Nişantaşı’ndan, Gümüşsuyu’ndan, Taşkışla’dan ve Karaköy’den gelen trafik ve bir de tünel trafiği söz konusu. Stadın açılmasıyla da durum son derece vahim olacak. Dolmabahçe-Fulya, Fulya-Levazım Ortaköy, Ortaköy-4. Levent tünellerinin yapılması lazım ve kaynak lazım. Ben Sayın Kılıçdaroğlu’ndan onay aldım yapişlet-devret modeliyle bunun yapılmasını önerdik Saym Topbaş ve Başbakan’a. Şu anda ikna olmuş gözüküyor Topbaş ve projeler çalışılıyor. Bize yetki versinler biz de yaparız çünkü para harcamadan yapılabilir. Para harcamadan yapılabilecek otoparklar var, onlara bile izin alamıyoruz şu anda. O kadar zor ki, Kadir Topbaş onaylıyor bu sefer meclis onaylamıyor, özellikle tüneller gelecek, bunun takipçisiyiz.
-Ne zaman yapılır, bir tarih var mı?
Muhtemelen 2016’nın sonuna kadar projeler biter. 2017’de inşaat başlar. Metro başladı, yeni bir istasyon eklendi ona. Kabataş-Beşiktaş-DarphaneDikilitaş- Gayrettepe ve aktarmayla Hacıosman’a devam edebilecek. Yani Mecidiyeköy’ün yoğunluğu artmayacak. Türkiye’nin en önemli metro hattı aslında Beşiktaş-Mecidiyeköy hattı. Meydan projesi bizim tam istediğimiz gibi olmasa da yapılacak. Biz trafiğin alta alınmasını arzu etmiştik. Kurulda 2004 yılında onaylanmış bir proje de var ama Büyükşehir yeraltına girmeye çekindi Beşiktaş’ta. Trafikten dolayı ama ben arkasında duracağımı söyledim. Bizim projemiz yapılsaydı açıkçası bölge çok daha güzel olacaktı ve Türkiye’nin en büyük meydanı ortaya çıkacaktı. Bir başka önemli hizmet de ilkyardım Hastanesi olacak. Muhtemelen 2016’da o da başlayabilir. Tam teşekküllü bir Belediye Hastanesi açıyoruz. Bir nevi ilk yardım hastanesi olacak. İnşallah eylülde hizmete sokacağız. Tam teşekküllü bir hastane olacak. Yıldız’a yapıyoruz, aynı zamanda hemen yanma da büyük bir fizik tedavi merkezi olacak. Çünkü yaşlı nüfusumuz çok bizim. Burada Beşiktaş kentlisinin demografik yapısını ve beklentilerini dikkate alıyoruz. Sosyal alarm, örnek ve ödüllü bir proje. Şu anda 1500 kişiye çıkmak üzereyiz. Yaşlıları evinde denetliyoruz. Ellerinde bileklik ve masalarında cihazlar var onları anlık takip ediyoruz. Binlerce yaşlımıza evde bakıyoruz. Saçmı kesiyoruz, banyosunu yaptırıyoruz, evi temizliyoruz, yemek yapıyoruz. Dosteller ile hayatı paylaşıyoruz. Önümüzdeki dönem İBB ile ortak projemiz var çok önemli. Son dönemde İstanbul’un merkezinede hizmete girecek en büyük aktif yeşil alan projesi. 200 dönümü aşan bir proje. Ortaköy Kültür Vadisi. Şu anda var olan ama kimsenin bilmediği, tamamen atıl vaziyette bir alan. Bu vadiyi inanılmaz güzel bir projeyle kullanılır hale getiriyoruz.
-İkinci İstiklal projeniz vardı, ne oldu?
Evet Ihlamur’u 2017’nin sonunda yayalaştırmış ve bölgeyi temizlemiş olacağız. Şimdi o projenin ilk ayağı olan sokakları düzenliyoruz. İlk operasyonu da kahvaltıcılar sokağında yapacağız. Muhtemelen bu sene o sokağı yeni bir formata sokarak kahvaltı denince akla ilk gelen yer yapacağız. Bu arada bütün parklarımızı yeniliyoruz. Dünyadan çok iyi örnekleri içine alan projeleri hayata geçiren bir dönem olacak. Her noktaya ait bir estetik derdimiz var. Taksi duraklarından tutun, önünüze çıkan her şeye kadar. Burası İstanbul’un kalbi o yüzden burada atacağımız her adımda estetik kaygımız olmak zorunda çünkü buradan bir mesaj veriyoruz. Şöyle diyor insanlar, “Beşiktaş bile böyleyse…” Dolayısıyla biz bu sorumluluğu hissediyoruz. Sanatçılar parkımız var. Bir çiçek festivali yapıyoruz. Bütün parklarımızı bir şov alanı, fuar alanı haline getiriyoruz. Bir nevi çiçek expo’su. Bütün peyzaj şirketleri ve tasarımcıları buluşturuyoruz. Mayısta bunu gerçekleştireceğiz. Gençlik, tiyatro, çiçek festivali gibi birçok organizasyonumuz var. Türkiye’nin dokuz tane üniversitesinin olduğu tek yer Beşiktaş. Bütün bunların getirdiği sorumlulukları aslında üstlenmiş durumdayız. Ihlamur’da bir meydan projemiz var, Yeni Ulus Pazarı Projesi, Türkiye’nin en güzel pazarını kurmak istiyoruz. Ortaköy’de Ulus Pazarı bir gün ikinci el pazarı olacak, bir gün el işi pazarı, bir gün organik pazar olacak. Tasarımını yaptık.
‘Artık Beşiktaş’ın altını kullanmalıyız’
“Kentsel dönüşümü merkezden çözemezsiniz. Merkez destekleyebilir ama çözemez. Kısa vadeli çözümler olabilir. Tek binanın yıkılıp yapılması kentsel dönüşüm değildir. Beşiktaş’ın en önemli sorunu otoparklar. Ulaşımı, trafiği ve yaşam kalitesini etkileyen en önemli şey. Biz otoparklarla ilgili attığımız adımların bile onayını almak zorundayız İBB’den. Bizim yapmak istediğimiz kentsel dönüşüm kentin kimliğine, karakterine, taleplerine çok uygun. Kentsel dönüşümün bir tane mantığı olamaz. Her semtin farklı bir dokusu var. Bu çözüm bu yüzden böyle olmalı. Beşiktaş’ın dönüşümü otopark odaklı, ada bazlı olmalı. Bunu sağlamanın tek yolu binaları bazı yerlerde geri çekmek. Kaldırım üretmeliyiz. Sokaklarda meydana gelen parklanmayı ortadan kaldırmadıkça zaten yaşlı nüfus var bunun beş on katı günlük nüfus var. 195 bin nüfusumuz var, gece nüfusumuz 300-350 bin. Her gün iki milyon insan geliyor Beşiktaş’a. Bunun çözümü ada bazlı kentsel dönüşüm, her bulduğun yeri değerlendireceksiniz. O yüzden ben ‘Şehrin altını satalım’ dedim. Beşiktaş’ın bundan sonra altını kullanmalıyız. Ortaköy Dereboyu riskli alan ilan edilmeli ama edildiği andan itibaren halkla karşı karşıya kalma ihtimali var çünkü onu riskli alan ilan ettiğiniz anda çözüm önerilerinizi ve projelerinizi ortaya koymanız lazım. Bu çözüm önerileri yerel hassasiyet taşımalı. Biz bu konuda Beşiktaş’ıhn önerilerini İBB’ye sunduk ama maalesef sonuç alamadık. Bu noktada sorumluluk onlarda. Özellikle Ihlamur Dereboyu hattı ve Ortaköy hattı deprem riski taşıyor. Bu riskli alanda 10 bin civarı bina var. Sinanpaşa ve Türkali, birazcık Abbasağa ve Ortaköy-Mecidiye mahalleleri bu alana dahil.”
Esra BOĞAZLIYAN/Habertürk