Kabataş’ta yapımı devam eden ve kanatları açık martı şeklinde tasarlandığı için kamuoyunda “Martı Projesi” olarak bilinen, “Kabataş Transfer Merkezi Projesi”yle ilgili tartışmalar büyüyor.
‘Kanatları açık martı’ şeklinde tasarlanan yeni Kabataş Transfer Merkezi’yle ilgili tartışmalar sürüyor. Mimarlar Odası projeye karşı çıkarken, projenin mimarı Hakan Kıran ise, ‘Benim olmayan projeyi benimmiş gibi sundular’ diyor.
2005’te Mimar Hakan Kıran tarafından tasarlanan proje 2018’de tamamlanacak. Proje kapsamında eski Kabataş İskelesi’nin de içerisinde olduğu 90 bin metrekarelik alan yeniden düzenlenecek ve 15 bin metrekarelik meydan ortaya çıkacak.
İBB tarafından hayata geçirilecek projeye karşı çıkan İstanbul Kent Savunması üyeleri ile projenin mimarı Hakan Kıran arasındaki polemik ise yargıya taşınmış durumda. Mimar Kıran, kendisine yönelik eleştiriler nedeniyle Mimarlar Odası Büyükkent Şubesi Başkanı Sami Öztürk ve ÇED Danışmanı Kurulu Üyesi Mücella Yapıcı’ya tazminat davası açarken, İstanbul Kent Savunması üyeleri ise projenin iptali için 15 bin imza topladıklarını duyurdu.
“Biz betona beton deriz” başlığıyla açıklama yapan muhalif mimarlar, beton parçası hediye ettiklerini duyurdu. Martı Projesi nedeniyle tartışmaların odağında yer alan Kıran ise Milliyet’in sorularını yanıtladı.
Basında yayımlanan görsellerin Kabataş Transfer Projesi’ne ait olmadığını belirten Kıran, şunları söyledi:
‘Yalana başvurdular’
“Dijital ortamda deforme edilerek 10 metre yüksekliğindeki Martı formundaki Ana Terminal Binası 50 metre gibi gösterilmiş. Cam taşıyıcı ve cephesiyle tamamen şeffaf olan binaya ‘beton’ demişlerdir. Bu bir yalandır. Üyesi olduğum Mimarlar Odası bir kez olsun arayıp projeyi öğrenmek istemedi. Yalana, iftiraya başvurdular. Projede her türlü senaryo incelendi. Mahzurları, zararları, faydaları araştırıldı. Kent Savunucuları adı altında toplanan kişilerden gerçeği saptırdıkları için davacı oldum.”
Kıran projeyi de şöyle anlattı: “Kabataş transfer merkezi projesi, deniz ile karanın ilk kez buluştuğu bir projedir. Mevcut durumdaki trafik ve yaya sıkışıklığı, yönlendirmenin olmadığı, yaya ulaşımının hiçbir şekilde çözülmediği alanda tasarlanan projenin amacı; kara ile denizi buluşturup halkın şehri yaşayabilmesi, medeniyet seviyesinin artırılmasıdır. Alanda 3 adet terminal binası bulunacak. Martı formundaki ana terminal binası ve yan terminal binaları. Ana terminal binası; 100 metre uzunluğunda ve 10 metre yüksekliğinde yapılacak. Set üstü duvarının yüksekliği ile aynı olacak. Bina; Molla Çelebi Camisine yaklaşık 250 metre, Bezm-i Alem Valide Sultan Camii’ne ise 400 metre uzaklıkta yer alacak. Silüeti bozması veya camilerin etkilerini azaltması veya eklenti gibi durması mümkün değil.”
‘İstanbul’un ilk meydanı’
“Proje İstanbul’un gerçek anlamda ilk meydanı olacak” iddiasında bulunan mimar Kıran, “Yaya akışının rahatlığının yanı sıra; panayır, konser, toplantı gibi farklı kullanımlara cevap verecek bir alan tasarladık. 15 bin metrekarelik sert zemin ve 75 bin metrekarelik yeşil alan tasarladık” dedi.
‘Mimarlık simsarları’
Mimar Hakan Kıran kendisine yönelik eleştiriler için de şunları söyledi; “Metro geçiş köprüsünde yaşadığım bir tecrübe var. Tabii ki eleştirsinler. Birbirimizin fikirleri veya tasarımlarını beğenmek zorunda değiliz. Mimarinin tamamı eleştiridir. Ama beni mimari yönümle eleştirmiyorlar. Yalan ve iftiralar söz konusu. Mimarlık simsarları türemiş durumda. Hiçbir siyasi parti, vakıf veya grupla bağım yok. 2000 yılında ödül aldım. O dönem de sert eleştirilere maruz kalmıştım. Bana saldıranlar, algı yaratmak isteyen mimari yarışmalarda jüri olmak isteyen insanlar. Projeler yarışmaya girsin, kazanan projeyi üstlensin istiyorlar.”
Milliyet