Ege-Koop Genel Başkanı Hüseyin Aslan, “Şu anda İzmir’de arsa sorunu var. İzmir kentleşme konusunda maalesef her geçen gün kötüye gidiyor. Kentleşme sorunu bütüncül olarak çözülmezse ulaşım, çevre, altyapı sorunu da çözülmez” dedi
Ege-Koop Genel Başkanı Hüseyin Aslan, Yeniğim TV’de İbrahim Paker’in konuğu oldu ve önemli açıklamalarda bulundu. Hiç konutu olmayan vatandaşların konut sahibi olması için gerekli çalışmaların yapılması gerektiğine dikkat çeken Aslan, “İzmir’de yapılan konutlar öğretmenlere, polise, doktora hitap etmiyor. Yani birçok meslek grubuna hitap etmiyor. Vatandaş ev sahibi olmakla ilgili ümitsizliğe kapılıyor. Orta gelir grubunu uygun şartlarda ev sahibi yapamıyorsak İzmir’e yaptığınız konutların bir anlamı yok” dedi. Aslan ayrıca, ‘Türkiye Gerçeği’ adlı kitabının gelirinin tamamının İzmir Gazeteciler Cemiyeti’nin eğitim fonuna aktarılacağını belirterek, “Oradan da burs olarak çocuklarımıza verilecek. Bu da tamamen benim denetimimde olacak. Ne kadar fazla çocuğa burs verebilirsek o kadar mutlu olunun” diye konuştu.
• İzmir’deki çarpık yapılaşmanın önüne geçebilmek için neler yapılmalıdır? Ayrıca konut sorununun çözülmesi için ne gibi önerileriniz var?
Öncelikli hedef hiç konutu olmayan gruba hitap etmek olmalı, izmir’de yapılan konutlar öğretmenlere, polise, doktora hitap etmiyor. Yani birçok meslek grubuna hitap etmiyor. Vatandaş ev sahibi olmakla ilgili ümitsizliğe kapılıyor. Orta gelir grubunu uygun şartlarda ev sahibi yapamıyorsak İzmir’e yaptığınız konutların bir anlamı yok. Benim etrafımda gökdelen satın alan bir insan yok. Ben gökdelenler neden yapılıyor demiyorum. Ama bunlar planlı, programlı, altyapısıyla, sosyal çevresiyle bir bütün halinde yapılmalıdır. İzmir’deki boş alanlarda kentin silüetini bozmadan, bütüncül bir anlayışla plan yapılırsa bu kentte konut sorunu kalmaz. Buna yerel yönetimler öncülük etmelidir.
Yerel yönetim, sivil toplum kuruluşları, medya yöneticileri biraraya gelecekler ve bu kentin geleceğini tartışacaklar. Eğer yerel yönetimler her şeyi ben bilirim derse işte bu durumda oluruz.
İzmir’de arsa sorunu var
Şu anda İzmir’de arsa sorunu var. Ben bunu 3 yıldır devamlı söylüyorum. Arsa sorunu olduğu için arsa fiyatları yükseliyor. En pahalı konutun İzmir’de olduğunu yıllardır söylüyorum, izmir kentleşme konusunda maalesef her geçen gün kötüye gidiyor. Kentleşme sorunu bütüncül olarak çözülmezse ulaşım, çevre, altyapı sorunu da çözülmez. İzmir’e giriş noktalan çok kötü durumda. Bu kentin girişini düzenlemezseniz kentin sorunlarım çözemezsiniz.
TOKİ asıl görevine dönmeli
• TOKİ’nin çalışmalarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
TOKİ şu an görevini yapmıyor, müteahhitlik yapıyor. TOKİ’itin kuruluş amacı dar gelirli yurttaşlarımıza konut maliyetinin yüzde 80’i civarında kredi vermekti. TOKİ’nin görevi kredi vermekti ve o krediyi denetlemekti. TOKİ’nin görevi kentleşmeyi teşvik etmekti. Şu an TOKİ her şeyi yapıyor ama kredi vermiyor. TOKİ’nin şu an kullandığı para benim param, sizin paranız. Bu ülkenin parası. Siz benim paramla zengin müteahhitlik yapamazsınız. Benim param ile lüks konut yapamazsınız. Dar gelirli vatandaşlara kredi vermemenin çok büyük vebali vardır. Bunun altından kalkamazsınız. Kimse sadaka istemiyor. Bugün bankalar vatandaşlara soygun anlayışı ile kredi veriyor. Faizin nasıl hesaplandığı belli değil. Böyle bir Mortgage sistemi dünyanın hiçbir yerinde yok.
Dolayısıyla TOKİ asıl görevine geri dönmeli. TOKİ arsa üretmeli, ürettiği arsaları da amacına uygun kullanacak yerlere vermeli. Biz Ege-Koop olarak 1990 yılından beri TOKİ’den kredi kullanamaıyoruz. TOKİ eğer çalışıyor olsaydı Türkiye’de kentsel dönüşüm çözülmüştü.
Şu an Türkiye’de 2 milyon 800 kişi aldığı konut kredisini ödeyemiyor. 2016 verilerine göre İzmir konut kredi riski en yüksek 10 il arasında. İzmir’de ödenemeyen konut kredisi 10.7 milyar lira. Bu çok ciddi bir rakam. İnsanlar evini kaybetme noktasına gelirse her şey olur. Kimsenin gözü bir şey görmez. Sosyal anlamda bu yaşananların altında herkes kalır. Bu sorunlar mutlaka ciddi bir şekilde tartışılmalı. Düşünün koca Amerika Mortgage sistemi ile battı. Amerika bunun altından kalktı ama Türkiye kalkamaz.
Kader olmaktan çıkarılmalı
• Ülkemizdeki kentsel dönüşüm ile ilgili neler söylemek istersiniz?
Türkiye’ııin her yeri deprem bölgesi. Tüm dünya bilim adamlarının söylediği kaçınılmaz sonun bir kader olmaktan çıkarılması gerekiyor. Bunu da yapacak olan siyasi iradedir. Ankara’daki genel siyasi irade ve yerel siyasi irade el ele mücadele vermelidir. Bu olanak ve fırsat 6306 sayılı kentsel dönüşüm yasası ve bu yasaya uygun yönetmeliklerle, eksiklere ~ j rağmen yakalanmasına karşın bugüne kadar kent ve ülke bazında ciddi bir uygulamaya geçilmedi. Kentsel dönüşüm uygulamalan başlatılmadıkça, büyük deprem facialarının bilançosundan siyasi irade sorumlu olacaktır.
Kanun ve yönetmelikler çıktığından beri kentsel dönüşüm için çok değerli ve uzun bir zaman bireysel bazı örnekler hariç vatandaş-müteahhit arasında sonuca varamayan pay pazarlıkları ile geçiliyor.
Bilen, bilmeyen birçok kişinin kafa kanştırdığmı ve vatandaşların çaresiz kaderine terk eldildiğini görüyoruz. Çözüm, siyasi iradenin vatandaşlara kentsel dönüşümün yasal olarak zorunlu olduğunu ve yapılacağını anlatması ve vatandaşla müteahhit arasmda hakça pay paylaşımını sağlayacak ortamın yaratılmasına öncülük etmesidir.
• Peki İzmir’de durum nasıl?
İzmir genelinde bina yaş ortalamasının 25 yıl üzeri olduğuna ve Sayıştay raporlarına göre kaçak yapılaşmanın yüzde 60-65 olarak tespit edildiğine dikkat çekmek istiyorum.
Hüseyin Aslan Türkiye Gerçeği kitabının geliri burs olarak çocuklara verilecek ‘Türkiye Gerçeği’ adlı ki tabun 5 cilt. Bu benim bırakacağını belki de en önemli miras. Bugüne kadar bu kitapları isteyen herkese parasız verdim. Kimseden tek kuruş para almadım. İlk defa İzmir Gazeteciler Cemiyeti’nin izmir Kitap Fuarı’ndaki standında kitaplarımı imzaladım. Beni mutlu eden en önemli konu şu, bu kitabın gelirinin tamamı izmir Gazeteciler / Cemiyeti’nin eğitim fonuna aktarılacak. Oradan da burs olarak çocuklarımıza verüecek. Bu da tamamen benim denetimimde olacak. Ne kadar fazla çocuğa burs verebilirsek o kadar mutlu olurum.
Ayrıca kitaplarımda herkes Türkiye gerçeklerini görecektir. Araştırmaya dayak, son derece objektif yazılmış bir kitaptır.
Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre izmir ili genelinde 313 bin binanın kentsel dönüşüm kapsamında değerlendirilmesinin düşünüldüğünü biliyoruz, izmir’de Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nm 918 bin 16 hektar, Büyükşehir Belediyesi’nin 305 bin 47 hektar olmak üzere toplam 1 milyon 222 bin 63 hektarlık alanın kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanı olarak ilan edildiğini, ancak Narlıdere Belediyesi hariç ne Bakanlık ne de Büyükşehir Belediyesi’nin henüz somut bir adımının ortaya çıkmadığını söyleyebilirim. Kentsel dönüşüm alanı ilan edilen bölgelerde henüz bir dönüşüm olmazken, kent merkezlerinde ranta yönelik bir bina yenilemenin sürdüğünü görüyoruz.
Yenigün