İş dünyasının şikayetlerinin başında gelen bürokratik hantallığı ortadan kaldıracak Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin devletin refleksini hızlandırması bekleniyor.
Yeni Anayasa ile siyasi ve ekonomik istikrarın güçleneceğini belirten iş adamları, 17 Nisan’la başlayacak sürecin Türkiye’nin sıçrama yapacağı bir dönem olacağını kaydetti.
İnşaat Müteahhitleri Konfederasyonu (İMKON) Genel Başkanı Tahir Tellioğlu yaptığı açıklamada 16 Nisan’da referandumdan ‘evet’ çıkması durumunda yakın bir döneme kadar seçim olmayacağı için piyasaya istikrar geleceğinin altını çizdi.
Türkiye’nin son 15 yılda elde ettiği ekonomik ve sosyal gelişmenin devamı için Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçiş amacıyla yapılacak referanduma iş dünyası nasıl bakıyor? Sayılı günler kalan büyük heyecan öncesinde inşaat, mobilya, otomotiv gibi sektörlerin yanı sıra ticaret ve sanayi oda başkanlarına referandum sonrasındaki beklentilerini sorduk. İş adamları, hedefledikleri küresel ölçekte rekabet edebilirlik seviyesine Cumhurbaşkanlığı Sistemi sayesinde daha kolay ulaşacaklarına vurgu yapıyor.
DEVLET REFLEKSİ HIZLANIR
İstanbul Ticaret Odası Başkanı İbrahim Çağlar, 16 Nisan’da yapılacak referandumda Anayasa değişikliğine ‘evet’ çıkması halinde başlayacak yeni dönemin, iş dünyası ve ekonomiye olası yansımalarını anlattı. Yeni dönemle halkın demokratik ve siyasi kazanımları arttıkça ekonomik kazanımların da artacağını ifade eden Çağlar, “Siyasal sistemde başlayacak revizyonun ekonomiye çok olumlu sonuçları olacağına inanıyoruz. Çünkü devlet refleksi hızlanacak: Cumhurbaşkanı halktan aldığı yetkilerle donatıldığı için milletin feraseti, devletin gücüyle tarumar edilen 15 Temmuz’daki gibi FETÖ ve benzeri tehditlere karşı devlet refleksi hızla harekete geçirilebilecek” dedi.
YENİ ANAYASA İSTİKRARI PERÇİNLEYECEK
Bir ileri, iki geri sayım döneminin sona ereceğini savunan Çağlar, koalisyon iktidarlarının sebep olduğu ekonomik ve siyasi krizlerin hafızalardaki yerini koruduğunu hatırlatarak, “1960-2002 arasındaki 42 yılda 26 hükümet kuruldu, dağıldı. Her bir hükümet, ortalama iki yıl bile yaşamadı. Yeni Anayasa, siyasi ve ekonomik istikrarı perçinleyecek” ifadelerini kullandı.
ENERJİ VE ZAMAN KAYBI SONA ERİYOR
Yeni anayasanın kabulü halinde güçlü ve sorumlu liderliğin ön plana çıkacağını anlatan Çağlar şunları kaydetti: “Yeni sistemin getireceği güçlü liderlik sayesinde reyting oyunları, siyaset ve ekonomide gece yarısı operasyonları ile küresel algı tehditlerinin geleceğimizi belirlemesinin önüne geçilecek. İşler hızlı yürüyecek: Yürütme erki çok daha hızlı işleyecek. Cumhurbaşkanı yürütme yetkisine ilişkin konularda kanun hükmünde kararname çıkarabilecek. Böylece daha hızlı şekilde yasal altyapı kurulmuş olacak. Yapısal reformlar, 4.0 sanayi devrimine hazırlık ve dünya ile entegrasyon hızımız artacak. Siyasi çekişmeler ve yetki karmaşasının sebep olduğu zaman ve enerji kaybı son bulacak.”
İSTİKRAR ORTAMINDA DÜNYAYA AÇILDIK
Mobilya Sanayicileri ve İşadamları Dernekleri Federasyonu (MOSFED) Başkanı Ahmet Güleç de Türk mobilya sektörünün ihracatını son 15 yılda 600 milyon dolardan 2 milyar 650 milyon dolara çıkardığını söyledi. Mobilya sektörünün Türkiye’nin istikrar ortamında dünyaya açılan bir işkolu haline geldiğine dikkati çeken Güleç, “Hedefimiz 2023 yılında dünyanın mobilya ihraç eden ülkeler sıralamasında ilk 5’te yer almak” dedi.
REFERANDUM KİLİT ROL OYNUYOR
Türkiye’nin bölgesinde etkin, dünyada saygın bir devlet olarak yoluna devam etmesinde referandumun kilit rol oynadığının altını çizen Güleç, şöyle konuştu: “Türkiye geçmişte sadece civardaki ülkelere mal satarken, bugün Amerika’dan Japonya’ya kadar dünyanın 205 gümrük noktasına mobilya ihraç eder duruma geldi. Bu sektörde dünyada 23’üncü sıradayken, 10’uncu sıraya yükselme başarısı gösterdik. Kilogram bazında da 2 dolarlardan bugün 3.70 dolarlara çıkmış durumdayız. Yani sektörümüz hem nicelik hem nitelik olarak yükselerek, küreselleşti adeta. Şimdi referandumdan ‘evet’ çıkması halinde sektörümüz açısından bu istikrarlı ortam devam edecektir. ‘Evet’ kararı; hedefimiz olan ilk 5 ülke arasına girmenin bir işareti ve destekleyicisi olacaktır.”
100 YILLIK PROJE ‘EVET’ İLE TESCİLLENECEK
‘Hayır’ çıkmasını hayal dahi etmek istemediklerine vurgu yapan MOSFED Başkanı Güleç, “Çünkü Türk milleti, her ortamda her seçimde, doğru kararı verme kabiliyetine ve siyasi ufkuna sahiptir. Dünya devletlerinin zayıflama göstermesi sonucunda Türkiye gelişmesini sürdürerek, bugün dünya ticaretinden daha fazla pay almaya başlamıştır. Bu rakam oransal olarak 0.70’lerden 0.90’lara kadar yükseldi. Hedefimiz 2023 yılında dünya pazarından yüzde 1.5 pay almak. Dolayısıyla Türk milleti her olayda olduğu gibi burada da basiretini gösterecek ve bu 100 yıllık projeyi ‘evet’ ile tescilleyecek” diye konuştu.
Türkiye çift başlılıktan çok çekti
İş Dünyası Konfederasyonu (BİRKONFED) Genel Başkanı Osman Ünsal da ülkeleri ayakta tutan ve güçlendiren önemli unsurların başında gelen ekonominin hızlı karar alma ve verme mekanizmasıyla canlı ve diri kalabileceğini dile getirdi. Son 15 yılda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğindeki kadroların gayretleriyle ekonomik kalkınmanın hızlandığını aktaran Ünsal, bu ivmenin Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemiyle artacağına inandığını ifade etti. Ünsal, Türkiye’nin çift başlılıktan çok çektiğini belirterek, “Cumhurbaşkanlığı sistemini destekliyoruz. Çünkü devletimizin her kademesinin ‘milletin evi’ olacağını, sorunların çok rahat çözüleceğini, hızlı bir bürokratik sistemin egemen olacağını düşünüyoruz” diye konuştu. BİRKONFED olarak 16 Nisan’daki halkoylamasında “evet” diyeceklerini açıklayan Ünsal, “Aziz milletimizin kendi Anayasasını ilk defa kendisinin yaptığı milat hükmünde bir dönemi yaşıyoruz. Bu süreç 16 Nisan’da bitmiyor. Asıl çalışma 17 Nisan itibarıyla başlayacak ve 2017 Türkiye’nin atılım, yatırım, istihdam ve istikrar yılı olacak” şeklinde konuştu.
İnşaat sektörü 15 yılda 0 büyüdü
İnşaat Müteahhitleri Konfederasyonu (İMKON) Genel Başkanı Tahir Tellioğlu, 16 Nisan’da referandumdan ‘evet’ çıkması durumunda yakın bir döneme kadar seçim olmayacağı için piyasaya istikrar geleceğinin altını çizdi. Yeni sistemin kararların daha hızlı alınmasına imkan sağlamasının, ekonomi açısından umut verici olacağına dikkati çeken Tellioğlu, inşaat sektörünün 15 yılda yakaladığı pozitif hareketliliğe ilişkin şu bilgileri verdi: “1995 ile 2005 yılları arasında sektörün ortalama büyüklük hacmine bakarsak 500 bin konut satış trendi vardı. Yaklaşık 25 milyon ton çimento tüketiliyordu. 2014 ile 2016 arasında ise konut satış adedi 1 milyon 300 bine, çimento tüketimi de 60 milyon tona çıktı. Dolayısıyla sektörde yüzde 150 civarında bir büyüme söz konusu.”
17 NİSAN SABAHINA UMUTLA BAKIYORUZ
Tellioğlu, özellikle 2008 yılında Anayasa Mahkemesi’nin AK Parti’ye kapatma davası açması nedeniyle inşaat sektöründe ciddi bir daralma yaşandığını hatırlatarak, “Ama istikrar ortamının sağlanmasıyla genel büyüme tekrar devam etti. Referandumun ardından inşaat sektörü açısından büyümenin daha da istikrarlı bir şekilde süreceğini rahatlıkla söyleyebilirim” dedi. AK Parti iktidarı döneminde güçlü bir dinamizm yakaladıklarına vurgu yapan İMKON Başkanı, 15 Temmuz darbe girişiminin inşaat sektörüne etkisini ise şöyle anlattı: “Örneğin; proje ve ruhsat vardı ama inşaat yoktu. Yani bekleme süreci hakimdi. Ama sektör özellikle referandumun ardından anında harekete geçecektir. 17 Nisan sabahına inşaat sektörü olarak umutla bakıyoruz.”