Güngören Kentsel Dönüşüm Projesi’nin üniversitede kurulan İstanbul ve Anadolu Araştırmaları Merkezi’nin bir çalışması olduğunu belirten İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fikret Evci, “Kentsel dönüşüm şu anda çok revaçta olan bir çalışma şeklidir. Üniversitede Güngören Bölgesi’nden başlayarak İstanbul’a yaymak çalışmalarımızın bir parçasıdır” dedi.
Mimarlık Fakültesi bölüm öğrencileriyle geçen yıl Güngören üzerine bir kentsel dönüşüm projesi planladıklarını söyleyen İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi Mühendislik Mimarlık Fakültesi Öğretim Görevlisi Ahmet Turhan Altıner ise, “50 öğrencimizle Güngören’e gittik, yaptığımız çalışmayı da değerlendirdik. İlk olarak durumu analiz ettik ve Türkiye’de kentsel dönüşüm projelerinin en önemlilerinden birini gerçekleştirdik. Çalışmaları konu alan bir sergi ve panel düzenledik. Panelde Güngören’in İstanbul’daki yerini, projemizin amaçlarını konuşacağız, çalışmalarımızın doğruluğu konusunda Şehircilik Hukuku alanında çalışan birinin değerlendirmesini de alacağız” dedi.
İmar Kanunu’nda arazi ve arsa düzenlemelerine ilişkin maddesinde planlardaki arazi kullanım kararlarının mülkiyet tanımı ile ilişkilendirilmemesi sonucunda oluşan sorunlara değinen Altıner “18. madde uygulaması kanunda çok önemli bir maddeyi oluşturuyor. Bu maddeyi nasıl uygulayabileceğimizi konuşacağız” dedi.
“KUZEY ORMANLARIYLA BİRLEŞEN YEŞİL ALAN”
Üniversitede kentsel tasarım stüdyosu yürüttüklerini söyleyen İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi Mühendislik Mimarlık Fakültesi Öğretim Görevlisi Zafer Akay da, projenin ‘Haznedar Vadisi’ denilen vadi tabanını temel aldığını ifade etti. Projenin ana fikrini aktaran Akay, yerinde kentsel dönüşümün zorluğuna dikkat çekerek şunları söyledi:
“Projede Güngören’deki küçük sanayi alanlarının taşınabilmesini bir fırsat olarak değerlendirebilmeyi amaçlıyoruz. En büyük sorun ise yoğunluk bulunan bu bölgelerde ‘yerinde kentsel dönüşüm’ büyük bir zorluk taşıyor. Bu alanların taşınabilmesi başarılabilirse imar haklarının da transfer edilebilirse, – yoğun bir yapılaşma koşuluyla-bütün Güngörenliler’in yerinde kalması sağlanabilir”.
Vadi tabanının aynı zamanda İstanbul’a hitap edebilecek değerli bir rekreasyon alanı olduğunu belirten Akay,
“İstanbul içindeki bu kuzey-güney yönündeki lineer yeşil aksı, denizden ormanlık alanlara insanların bisikletle gidebileceği potansiyel bir alan olarak görüyoruz. Çalışmalarımızın da ana fikrini oluşturan buydu” dedi.
Bunun Veli Efendi’nin kuzeyinde bulunan Central Park olarak lanse edilen Merkezi Park Projesi’nin devamı niteliğindeki bir proje olduğunu kaydeden Akay, “Kuzeydeki ormanlık alanlara, askeri bölgelerdeki ağaçlık alanlara kadar ulaştırabilen bir yeşil alandan söz ediyoruz. Kentsel dönüşümün de bu yeşil aks çevresinde oluşturulmasını öneriyoruz” ifadelerini kullandı.
“YERİNDE KENTSEL DÖNÜŞÜM ZOR”
Güngören’in riskli bölgeler arasında yer alması gerektiğine değinen Akay, yüksek yoğunluk nedeniyle sorunlar yaşandığını kaydetti. Akay, kentsel dönüşüm çalışmalarının hızlandırılmasına ilişkin şu öneride bulundu:
“Projenin kapsamı çok geniş, büyük ölçüde yerel yönetim çabası gerektiriyor. 5 yıllık bir süre içinde yapılması gerçekçi görünüyor. Arazideki işlev değişiklerinin anlaşma yoluyla yapılması ve belediyenin uzlaştırıcı rolü üstlenmesi çok önem taşıyor.”
Projenin örnek teşkil ettiğini ifade eden Akay, “İstanbul’un yeşil alan kaybına çözüm getirebilecek temel bir fikir olarak bu projenin örnek olabileceğine inanıyoruz. Bütün vadi tabanlarına, Bostancı ve Kurbağalıdere’de de buna benzer gelişmeler olmasını diliyoruz” diye konuştu.
58 hektar alanda 5 bin 560 binayı kapsayan Güngören Kentsel Dönüşüm çalışmaları Resmi Gazete’de 2013’te yayınlanarak yürürlüğe girmişti. Çalışmaların belirsizliği sorunu ortaya çıkmış ve bu sorunların çözülmesi seçim sonrasına bırakılmıştı.
Star