Posta Gazetesi yazarı olan Alev Gürsoy Cimin Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin ile röportaj gerçekleştirdi. İşte o röportaj…
Kendi halkınıza hizmet ederken, şehrin nüfusu birden ikiye katlanıyor. Zorlanmıyor musunuz?
Hayırsever bir grubumuz var. Biz de yöneticiler olarak kutuplaştıran değil, birleştiren ve kuşatan bir bakış açısına sahibiz. Sosyal entegrasyon dediğimiz şeyi yaşamaya ve yaşatmaya çalışıyoruz. Mülteciler gelmeye başlayınca ev fiyatları ve kiralar yükseldi.
Şimdi 50 bin konutlu bir şehir kurma projesinin temelini attık. Bir taraftan ev sorunları bir taraftan trafik ve yol sorunu ortaya çıktı. Çok hızlı şekilde kavşaklar ve yeni yollar açarak, bu sorunları çözmeye çalıştık. Vatandaşlar gayretimizi görüyor.
‘KAMPLAR İNSANİ, İDDİALAR KÜLLİYEN YALAN’
Kamplarla ilgili iddialar var. Tecavüzlerden, salgın hastalıklardan bahsediliyor. Gerçekte koşullar nasıl?
Çok büyük haksızlık yapılıyor. 5 yıldan beri dünyada en çok parayı harcayıp, en iyi kampları oluşturuyorsunuz. Her toplumda istenmeyen olaylar olabilir. Suç da ceza da bireyseldir. Bir olay yüzünden 5 yıllık fedakarlığı ve hizmeti yok sayamazsınız.
Orada genelleme yapılmasını da iyi niyetli bulmuyorum. Fotoğrafın tamamına bakmak gerek. Zaten suç işleyen varsa en ağır şekilde cezalandırılması gerektiğini düşünüyorum.
‘YENi BiR ŞEHiR KURUYORUZ’
Biraz da hizmet konuşalım. Sizinle Gaziantep’te neler değişti?
Önce imar ve ulaşım master planları yaptık. Acil eylem planı oluşturduk. Gecekondu ve çarpık kentleşmesi olan şehirden modern bir şehircilik örneğini nasıl yapabileceğimizi masaya yatırdık. Konunun uzmanları ile çalıştık. Yeni bir şehir kuruyoruz. Ulaşım master planı üzerinde çalıştık. Şu anda hızlıca metroya geçmemiz şart. 10 kilometrelik bir yerin alt yapısını oluşturuyoruz.
Arkeoloji ve gastronomi üzerine çalışmalar yapıyoruz. Gastronomi olarak dünyanın sekizinci mutfağıyız. Bu UNESCO tarafından onaylandı. Türkiye’de ilk kez Gaziantep, mutfağıyla tescil aldı. Bu olaylar bittiğinde gurme turizminde var olacağız. 500 çeşit yemeğimizi sunma imkanına kavuşacağız. Arkeoloji olarak da ciddi bir alanımız var. Bir arkeoloji enstitüsü kuruyoruz. Bu da bölgede ilk olacak. Yüzde 80’ini AB fonlarından aldık. Bu iki alanı çok önemsiyoruz. Ayrıca akıllı teknolojiyi kullanan şehir olma amacındayız. Modern bir Gaziantep olmak istiyoruz. Hanlarımızı yeniden hayata geçiriyoruz. Yeni müzeler açıyoruz.
‘TÜP BEBEK MERKEZİYLE AiLELERE UMUT OLDUK’
Önemli projeleriniz neler?
Mesela meme kanserinde taramada 40’ıncı sıradaydık. Mamografi cihazını alıp, 4’üncü sıraya yükseldik. 125 kadın meme kanseri olduğunu bilmiyordu. Bizim taramalarımızdan sonra tedaviye başladı. Sosyal güvencesi olmayan vatandaşlar için tüp bebek merkezi açtık. Şu anda 500’e yakın kadın tüp bebek desteği alıp, tedavi aşamasına geldi. Yaklaşık 2 bin kadın sırada bekliyor. Çocuk gelin olmaması için sivil toplumla kampanya yaptık. Şimdi UNICEF ile çalışmaya başladık.
‘DARBE GİRİŞİMİ BAŞARISIZ OLUNCA BAĞLILIĞINI BİLDİRDİ’
15 Temmuz gecesi tehlikeyi anlayınca neler yaptınız?
Derhal belediyenin iş makinelerini devreye soktuk. Sosyal medyadan organize olduk. Tugayın önünü kapattık. Halkımızı bu noktaya yönlendirdik. Diğer belediyelerden çok daha hızlı hareket ettik. Bu durum darbecilerin moralini bozdu. Komutan hem sistemin içine dahil olmuyor hem de bizimle berabermiş gibi hareket ediyordu. Bir yandan da sürekli beni arıyordu. Telefonu açmadım. Çünkü muhtemelen “Hiçbir sorun yok, makinelerinizi çekebilirsiniz. Asayiş berkemal” diyecekti. Sahtekar adam takiye yapacak ve bizim yapmaya çalıştığımızı dağıtmaya çalışacaktı. Ama oyununu bozduk. İnternetten komutanın Kilis ve Gaziantep’in Sıkıyönetim Komutanı olduğunu gördüm. Saat 02.30 sıralarında darbenin olmayacağını anlayınca “Emrinizdeyim” dedi.
Posta