Dünya gazetesi yazarı Emre Alkin, Gayrimenkul Danışmanı Elif Sezgin ile yaptığı röportaja bugünkü yazısında yer verdi. İşte Emre Alkin’in yaptığı röportaj;
” Bu haftaki konuğumuz hayatımızın en önemli çözüm ortaklarından biri…
‘Gayrimenkul Danışmanı’ Elif Sezgin… Resim öğretmeni olarak başlamış iş hayatına. Sonra neye elini attıysa başarmış. Elif Hanım, bugüne kadar yaptığı her işin hakkını vermiş. En sonunda da ‘Gayrimenkul Danışmanı’ olmaya karar vermiş. Hiç aklında yokken başladığı bu meslek için “eğitim şart” diyor.
Elif Sezgin, her konuda çözüm bulmayı başaran bir hanımefendi. Öyle renkli bir yaklaşımı var ki hayata…
Paylaşmasak olmazdı.
Aklınızda yok muydu gerçekten gayrimenkul danışmanı olmak?
Hiç yoktu. Belli bir yaştan sonra başladım bu işe. Yaklaşık 4 yıldır yapıyorum. Aslında Güzel Sanatlar Grafik Tasarım Bölümü mezunuyum.
Resim öğretmeni olmak istemedim önce. Nişanlıydım o sıralarda. Kıskanç ve tutucu olan nişanlım “İlla resim öğretmeni ol” diye ısrar etti.
Resim öğretmeni oldum ama nişanlımı da bıraktım. Baskıya gelemem hiç… Afyon’da devlet okulunda başladım iş hayatıma sonra da İstanbul’da devam ettim öğretmenliğe.
Resim öğretmeni olmanıza aileniz ne dedi?
Çok mutlu oldular. Kız kardeşim de aynı bölümden mezun ve çok başarılı bir ressam. Babam dahil olmak üzere ailede herkesin resme yeteneği var diyebilirim. Hiçbir yaptığım işe karışmadılar şimdiye kadar.
Haklarını yemeyeyim.
Ressam olmayı istemediniz mi?
Sanatla da uğraştım bir dönem öğretmenliği bıraktıktan sonra. Açıkçası resim öğretmeni olmak güzeldi ama yaratıcılığımı ve beni çok sınırlıyordu. Yaptığım işin karşılığını aldığımı da düşünmüyordum. Bir yaz tatilinde, beni okula çağırmışlardı. Ben de telefonda istifa ettim. Özgürlüğümü sınırlayan hiçbir şeyden hoşlanmam. Ailem üzüldü tabii.
‘TÜRKİYE’DE TİCARET HAYATINDA TUHAF DENKLEMLER VAR…’
Sonra ne yaptınız?
O zamanlar takı modası vardı. Bir gün alışveriş için gezerken bir küpe gördüm. Oldukça pahalıydı. “Bunu ben de yaparım” dedim. Benzer malzemeleri aldım ve yaptım. Oldukça güzel oldu. Hatta daha da güzeli. Bu takıları bende gören herkes istemeye başladı.
Girişimci bir insan olduğum için hemen takılarımı zincir mağazalarda satışa çıkardım. Yaklaşık 7 yıl bu işle ilgilendim. Dergilerde ve küplerde takılarıma rastladıkça hatta gezdiğim her yerde kadınlarda gördükçe çok mutlu oluyordum tabii. Sonra tekstil sektörüne de giriş yaptım. Bu konuda da eğitim almıştım zaten. Kendi markamı yarattım. Bu arada sanatı hiç bırakmadım. İsmail Acar gibi başarılı birçok sanatçının eserlerinin de yer aldığı kârma sergilerde tablolarımla yer aldım.
Sanatı bırakmadınız ama tekstili bıraktınız sanıyorum…
Türkiye’de ticaret hayatında tuhaf denklemler var. Ödeme konusunda hassas değil kimse ne yazık ki. Ben ise borcuma sadık olduğum için iş yaptığım insanlardan da bunu beklerim. Tekstil sektöründe başlayan gerileme ve bozulma iş ahlakına da yansıyınca, sektörü bırakma kararı aldım. Daha önce de ilettiğim gibi yaptığım işin karşılığını alamıyorsam hemen soğurum. Tekstil sektörde eğitim konusunda ciddi bir açık var. Bu nedenle marka yaratmak ve başarısını sürdürmek oldukça zor.
Gayrimenkul sektörüne nasıl başladınız?
Herkese yardımcı olmaktan hoşlanan biriyim. Aslında problemlere çözüm üretmekten büyük keyif alıyorum diyelim. Eskiden Etiler’de yaşıyordum. Arkadaşlarım ve tanıdıklarım sürekli “Bize ev bul” diyorlardı. Ben de herkesin zevkine ve bütçesine uygun ev veya iş yerleri buluyordum. Birçok gayrimenkul ofisi bana teklifte bulundu. Amatör olarak 10 yıl boyunca bu şekilde “gayrimenkul çözümleri” sundum çevreme hobi olarak. Yine de aklımda bu işi profesyonel olarak yapmak yoktu.
ABD’DE VE İNGİLTERE’DE EVSAHİBİNDEN KOMİSYON ALINIYOR. TÜRKİYE’DE KİRACIDAN.TUHAF…”
İyice merak ettim şimdi…
Karlı bir kış günü Etiler’den kalktım bir arkadaşıma ziyaret etmek üzere Göktürk’e geldim. Arkadaşım bana çevreyi gezdirdikten sonra bir anda “Ben buraya taşınacağım” dedim. Ertesi gün ev aramaya başladım. Kendime ev ararken, bir baktım ki gayrimenkul sektörüne girmişim.
Aynı hafta kiralık ev arayan bir müşterimle sözleşme yaptım. Sonra işler iyice hızlandı. Önce bir gayrimenkul danışmanlığı firmasında başladım ancak sonra kendi başıma bu işi yapmaya karar verdim. Ben emir almaktan hoşlanmıyorum. Hayat felsefem özgürlük. Kendi işimi kurar kurmaz, hem bu alandaki eğitimimi tamamladım hem de sertifikalarımı aldım.
Hangi ülkede gayrimenkul size göre ileri durumda?
ABD’de her şey daha medeni. Bir evi kiraya verdiğinizde ev sahibinden komisyon alıyorlar. Burada ise kiracıdan alınıyor. Tuhaf bir durum…
Ama gerçek bu. Türkiye’de ev sahibine sonsuz hizmet verilir ama masraflar hep kiracıdan veya evi satın alandan alınır. Gelecekte bunun düzelmesini çok isterim. “Nerede yapmak isterdim” diye sorarsanız, kesinlikle Paris’te yapmak isterdim. Paris’ten sonraki tercihim Miami. Yine de benim yaşam felsefeme uyan yer Paris.
Bir daha dünyaya gelseydiniz…
Kesinlikle gayrimenkul alanında çalışırdım. İkinci sırada mimar olmak isterdim. Üçüncü sırada da moda tasarımcısı olmayı düşünürdüm.
Müşteri seçiyor musunuz?
Hiç seçmiyorum açıkçası. Bütçesi az ya da çok olsun, hiç fark etmez herkese yardımcı olmaya şartım. Tek şartım insanların samimi olması.
GAYRİMENKUL SEKTÖRÜ İÇİN İDEAL YAŞ 40
Gayrimenkul sektörüne girmek isteyen ne yapsın?
Bu işin okulu yok. Ancak kurslar ve seminerler var elbette. Gayrimenkul sektöründe başarılı olmak için belli bir yaşta olmak lazım. Tecrübe gerekiyor. Mesela40 yaş, çok doğru bir yaş ya da 35 diyelim. Bundan daha genç bir kişinin başarılı olması çok da kolay değil. Hayat tecrübesi gerekiyor. Böylece insanları yormadan çözümler üretilebiliyorsunuz. Daha kapıdan girerken insanların ne aradığını anlamak gerek.
Ne gibi zorluklar yaşıyorsunuz?
Türk insanı son anda karar verme veya fikir değiştirme gibi özelliklere sahip. Çok planlı ve programlı değiller. Kiracı adaylarının sürekli karar değiştirmesi bizleri oldukça zorluyor. Ev sahipleri ise aynı evi 50 farklı gayrimenkul danışmanına vermekten vazgeçmiyor. Bu hem verimsizlik hem de kalitesiz bir rekabet yaratıyor. Yabancı müşteriler ise çok daha kararlı ve sistemliler. Ev kiralamadan önce ellerine metre alıp ölçüm yapanlar bile var. Ne istediğini bilmek böyle bir şey… Tabii emeğe saygı göstermek de oldukça önemli…
Aklınıza gelen ilginç enstantaneler var mı?
Var ama anlatamam tabii. Ancak o kadar değişik insanlar tanıdım ki, roman yazabilirim. Haydi bir tanesini anlatayım. Bir gün çok hoş bir hanımla genç bir delikanlı geldi. Ev bakıyorlardı. “Oğlunuz için mi?” diye sordum. Keşke sormasaydım. Hanımefendi dönüp “O, benim sevgilim” dedi. Nasıl toparlayacağımı şaşırdım.
Sonraları çok iyi arkadaş olduk ama, kırdığım potu hala unutmuyorum.
‘İKNA KABİLİYETİ EN ÖNEMLİ ÖZELLİK OLMALI…’
Bu sektörde ekmek var mı?
Çok çalışırsanız evet. Ancak mutlaka iyi bir eğitim ve hayat tecrübesine sahip olmanız gerekiyor. Ekonomi başta olmak üzere sosyal bilimler alanında mutlaka bir bölümden mezun olmak lazım ki bu işte ilerleyenlesiniz. Birbirinden değişik insanları anlamak ve onlara çözüm bulmak için, “eğitim şart”. Ayrıca, ne iş yaparsanız yapın, severek yapın.
Mutlaka maddi olarak karşılığını da alın. Ana kurallar bunlar. Bugün 13 yaşında olan yeğenimin de ileride bu işi yapmasını istiyorum. Benim gibi geç başlamasın.
Son olarak bir gayrimenkul danışmanının olmazsa olmaz özellikleri nelerdir?
En önemli özelliği “ikna kabiliyeti” olmalı. Yani çene kuvvetli olacak. İkincisi “sosyal insan” olmalı.
Çabuk sıkılan, içine kapanık birinin yapacağı iş değil bu.
Üçüncüsü “kendine güven”. Çözüm arayanı tedirgin etmemek lazım. Yeni başlayanlara tavsiyem portföylerindeki gayrimenkullerin tüm özelliklerini iyi bilmeleri. Çalışmadan bir şey olmuyor. Unutmadan, güzel bir tebessüm her zaman iyi iş yapar.
Dünya
Bir yanıt bırakın