Ankara’da arka arkaya iki canlı bomba eylemi, Nevruz ve İstanbul’da İsrailli turistlere yönelik canlı bomba terörü ile sürdü. Üstüne üstlük güvenlik endişesi ile derbi maçı da karşılaşmaya saatler kala ertelendi. Terör uzun yıllardır olmayan biçimde toplum hayatını ve günlük yaşamını etkilemeye başladı. Hafta sonu İstanbul trafiği rahatladı, alışveriş merkezleri boş kaldı. Halk evinden dışarı çıkmaz oldu.
– Şimdiye kadar gerçekleşen terör olaylarının ekonomiye ve finansal piyasalara etkisi marjinaldı. Eğilimleri değiştirmemişti. Son terör olaylarının da anlık veya günlük etkisi net değil. Ama olayların arka arkaya devam etmesi, günlük yaşamı etkilemesi dolayısıyla ticareti ve ekonomiyi de etkileyeceği açık.
– Bir kere İstanbul saldırıları turistlere. Sultanahmet’te Alman turistler hedef alınmıştı, son olayda İsrailli turistler. Zaten Avrupa’da turist azaltmayan tek ülke Almanya kalmıştı. Şimdi rezervasyonlardaki iptaller gelecek aylara yönelik umutlu olmayı zorlaştırıyor. İngiltere, Fransa, İtalya’dan gelenlerin sayısı çift haneli oranlarda düşüş gösteriyor. Rusya ise zaten ambargo koymuş ve fiilen yasaklamış Türkiye’ye gitmeyi. Rus turistlerin sayısında yüzde 50’den daha fazla düşüş oluyor.
– Son olarak Antalyalı turizmcilerin tahminleri bu yıl gelir kaybının 12 milyar dolara kadar ulaşacağı yönünde. 12 milyar dolar da toplam turizm gelirlerinin üçte biri. Ve aynı tutarda cari açıkta yükselme yaratacak bir gelişme. Yıl sonu için cari açık tahmini 28.6 milyar dolar. Bu tahmin yapılırken turizm sektöründeki gelir kayıpları ortaya çıkmamıştı. Dolayısıyla burada bir kötüleşme olacak. Aylar itibarıyla bu kötüleşme ortaya çıktıkça piyasalar tarafından fiyatlamalar yapılır. Gerek döviz piyasasında, gerekse faiz tarafında ve borsada.
– Biz yerleşiklerin bile günlük yaşamı ertelediğimiz, sokağa çıkmakta zorlandığımız bir ortam sadece turistlerin değil, Türkiye’ye yönelik iş gezilerinin, dolayısıyla iş görüşmelerinin durmasını beraberinde getirebilir. Bu da doğrudan yatırımların ve gayrimenkul alımlarının azalmasına yol açabilir. Yine döviz açığının finansmanını azaltıcı ve dış dengeyi bozucu bir gelişme bu.
– İçeride ise tüketim ve toplumsal yaşama katılım isteği azalıyor. Bu durum sürdükçe de yatırım isteği ve üretim iştahı kırılacak. Dün açıklanan mart ayı Tüketici Güven Endeksi de tüketim iştahının küresel krizin biraz üzerinde seyretmeye devam ettiğini ortaya koydu. Şubatta 66.6 olan Tüketici Güven Endeksi martta 67 ile yatay seyretmiş.
– Üstelik bu durum üç ay süren düşüş döneminden sonra gelmiş. Halbuki normalde gerilemeyi sıçramanın izlemesi beklenirdi. Tıpkı geçen yılın temmuz, ağustos ve eylül aylarındaki düşüşü ekimde ve kasımda sıçramanın izlemesi gibi. Ancak bu kez sıçramanın önünü canlı bombalar kesti.
SONUÇ: “Nedir yedisi, odur yetmişi.” Türk atasözü
Habertürk / Abdurrahim Yıldırım