Anadolu Selçukluları döneminden kalma önemli tarihi yapılar arasında yer alan Erzurum’un simgesi Çifte Minareli Medrese, 2011 yılında başlayan restorasyon çalışmaları, 4 yıllık süreçte her aşamada ortaya çıkan zorunluluklara rağmen “kılı kırk yaran” bir titizlikle sürüyor.
Anadolu Selçuklu Devleti’nin Sultanı 1. Alaeddin Keykubat tarafından yaptırılan Çifte Minareli Medrese’de 4 yıl önce başlayan restorasyon çalışmaları tamamlanma aşamasına geldi.
Ön kabulü yapılarak gerekli incelemelerin yapılmasının ardından kısa süre içinde yeniden ziyarete açılması beklenen tarihi yapıda yapılan restorasyon, başlangıçta planlanan zamandan uzun sürmesine karşın her aşamasında gösterilen titizlikle dikkat çekiyor.
Alanında uzman mimar, peyzaj mimarı, çini ustası, inşaat, elektrik ve makine mühendislerinin de bulunduğu farklı dönemlerde 50-60 kişilik bir ekiple yürütülen restorasyon çalışmalarında, ortaya çıkan bulguları değerlendirip Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’na sunmak için 6 kişilik uzman heyet oluşturuldu.
Vakıflar Erzurum Bölge Müdürü Kenan Ünğan, 724 yıllık tarihi eserde yapılan restorasyon çalışmalarını anlattı.
Tarihi medresede 2011 yılında başlanan restorasyonun, başlangıçta 2015 yılı başında bitecek şekilde planlandığını hatırlatan Ünğan, buna karşın uygulamada ortaya çıkan yeni durumlar nedeniyle 10 farklı revize proje hazırlanmak zorunda kalındığını ve çalışmaların bugüne kadar uzadığını belirtti.
Ünğan, restorasyonda karşılaşılan her yeni durumun tek tek ele alındığını ve her aşamada büyük bir özen ve yeri geldikçe yapılan testlerle aşama aşama uygulamaya geçildiğini anlatarak, şunları kaydetti:”Her bir projenin ekstradan bir ay olduğunu düşünürsek, revize projeleri için yapılan çalışmalardan dolayı restorasyon süreci uzadı. Yeni bir durum olduğunda kurulla birlikte yerinde inceledik, onlarla birlikte en doğrusunu yapmaya azmettik. Ecdadımızdan bize gelen bu yapının uzun süre insanlığa hizmet etmesi için bu kadar çalışma yapıldı.”
– Motifli yüzeyler temizlendi, özel tuğla ve çini imal edildi
Yapılan kapsamlı restorasyonda bilimden de yararlanarak çok titiz davranıldığını ifade eden Ünğan, çalışmalarda uygulanan yöntemleri şöyle açıkladı: “Yüzey temizliğinde düz olan yüzeylerde kumlama yöntemi, motifli olan yüzeylerde ise kağıt hamur kullanıldı. Motifli yüzeyler, kağıt hamura özel kimyasal madde sürüldü ve üzerini kağıt havlu kaplandı. Onun üzerini de streçle kapatıp, 24 saat beklettikten sonra kaldırılarak temizlendi. Bu şekilde yüzeydeki kir ve pislik alınmış oldu. Motifli yüzeyler kumlamayla daha fazla yıpranacağından bu yöntemi kullanıyoruz. Zahmetli iş, pahalı iş, fakat biz burada en ufak bir motifin kaybolup gitmesine gönlümüz razı olmadığından bu yöntemi kullandık.”
– Eksik çiniler 1 yılda tamamlandı
Minarelerin restorasyonunda da dayanım testlerinden geçirilerek özel tuğla imal ettirildiğini, yine orijinaline uygun şekilde yaptırılan çinilerin, 1 yıl süreyle yapılan deneme uygulamasıyla tamamlandığını anlatan Ünğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Minarelerdeki çinilerin montajı yapılıp, dökülen tuğlaları onarıldı. Bu tuğlalarla ilgili bir normal el yapımı Merzifon tuğlası, bir de yine orijinale uygun şekilde fabrikasyon tuğla döktürdük. El yapımı Merzifon tuğlanın dayanıklılığı fazla çıkmadığından fabrikasyon tuğlayla inşa etmeye karar verildi. Çinilerimiz, İznik’te ebatlarına göre döküldü. Yerlerine montajları ise donma çözülmenin en fazla olduğu doğu ve güney cephesindeki bir metrekarelik alanda, kış mevsiminin tabii ortamında 1 yıl süreyle nasıl bir tepki vereceğine bakılarak yapıldı.”
– “Mazgal pencereler ortaya çıkarıldı”
Ünğan, restorasyonda medresedeki odaların içerisinde daha önceki onarımlarda uygulanan çimento harçlı sıvaların temizlenerek, yerine yapının orijinal kaplaması olan Horasan harcı ile yapıldığını söyledi.
Bu işlemler yapılırken var olan projelerde görülmeyen mazgal pencerelerinin ortaya çıktığını belirten Ünğan, bu pencerelerin projeye işlenerek kurul kararıyla yeniden açıldığını ve odaların hem nefes alması hem de doğal ışıkla aydınlanmasının sağlandığını söyledi.
Ünğan, restorasyon çalışması kapsamında yapı temelinin nemden de kurtarıldığını ifade ederek, medresenin Ulu Cami tarafında, yarım metreden başlayıp 4,5 metrekareye kadar inen bölümünde topraktan kaynaklanan basınç ve nemin yapılan çalışmayla giderildiğini kaydetti.
– Müze olup olmayacağına da karar verilecek
Restorasyon için 6 milyon 22 bin lira ihale bedeline karşın ilave işler ve keşif artışlarıyla 7 milyon lira civarında para harcandığını belirten Ünğan, bu aşamadan sonra restorasyon işinin, ön kabul, inceleme ve varsa eksikliklerin giderilmesinin ardından tamamlanacağını söyledi.
Ünğan, tarihi medresenin açılış tarihinin ise yapının müze olarak hizmet verip vermemesine ilişkin verilecek kararın ardından kesinleşeceğini belirterek, Çifte Minareli Medrese’nin bundan sonra müze olarak ziyarete açılması halinde, bunun için hazırlanacak proje ve yapılacak düzenlemeler nedeniyle zamana ihtiyaç olacağını da sözlerine ekledi.
Radikal