Galatasaray Başkanı Dursun Özbek, Türk futbolunun yurtiçi ve yurtdışında en başarılı takımlarından birisinin başkanı, kendi kulübü için “Artık yolun sonuna geldik’’ diyorsa, Galatasaray için “Bıçak kemiğe dayanmış’’ demektir.
Dünya Gazetesi Köşe Yazarı Tuğrul Akşar bugünkü yazısında Galatasaray’ın mali durumunu konu aldı. İşte o yazı..
Galatasaray Başkanı Dursun Özbek, genel kurul üyelerine konuşurken, “Galatasaray’ın borcunun 1.5 milyar dolara yaklaştığını ve bunun yarısının bankalara faiz borcu olduğunu, ayrıca her 5 senede ödedikleri faizle bir Riva’nın gittiğini’’ belirterek genel kurula seslendi: “Sayın Genel Kurul, yolun sonuna geldik…”
Türk futbolunun yurtiçi ve yurtdışında en başarılı takımlarından birisinin başkanı, kendi kulübü için “Artık yolun sonuna geldik’’ diyorsa, Galatasaray için “Bıçak kemiğe dayanmış’’ demektir.
Başkan Dursun Özbek genel kurul üyelerine, kulübün içinde bulunduğu durumdan çıkılabilmesi için varlık satışı gerektiğini tüm açıklığıyla dile getirdi. Yani Galatasaray’ın aktifinde yer alan Riva ve Florya’nın değerlendirilmesi için yetki istedi ve genel kurul da bu yetkiyi başkana verdi. Önümüzdeki günlerde Galatasaray’ın bu gayrimenkullerini nasıl değerlendireceğini hep birlikte göreceğiz.
Galatasaray yönetimi aldığı bu yetkiyle Florya ve Riva arazilerini değerlendirerek, kulübü içinde bulunduğu finansal darboğazdan kurtarmaya çalışacak.
500 milyon dolarlık bir getiri beklentisi içinde olan Galatasaray’ın bu hedefine ulaşabilmesi, öncelikle mevcut ekonomik konjonktürün buna izin vermesine ve yönetimin kulübün çıkarlarına en uygun projeyi hayata geçirmesine bağlı görünüyor.
Galatasaray ekonomik ve finansal olarak ne durumda?
Başkan Özbek’e göre, “Galatasaray’ın gelirleri yılda 150 milyon dolara ulaşıyor. Ne var ki, 2020’ye kadar tüm gelirler temlik edilmiş durumda. Galatasaray’ın mali yükü hafifletilirse, mevcut gelirler kulüp için yeterli düzeyde. Tek sıkıntı kulüp üzerindeki borç baskısı. Bu baskıyı kaldırabilmenin yolu yeni kaynak yaratmaktan geçiyor. Kulübün aktifinde çok değerli varlıklar var. Bu nedenle hisse satışı yerine, eldeki gayrimenkullerin değerlendirilmesi kulüp için yaşamsal öneme sahip. Nitekim, Real Madrid ve Manchester United bunu yapıp kuyunun dibinden çıktılar. Bunu gerçekleştirebilirlerse, sportif başarıya odaklanmak mümkün olabilecek. Bu bağlamda en öncelikli görev, Galatasaray’ın mali bağımsızlığının kazanılması…Aksi taktirde, kulüp yolun sonuna geldi.’’
Galatasaray’ın artan zararları, özkaynakları negatife çevirdi!
Sevgili dostum Mete İkiz’in, Galatasaray Sportif ve Sınai Yatırımlar Anonim Şirketi ve Bağlı Ortaklıkları’nın 29 Şubat 2016 itibariyle (dokuz aylık ara hesap dönemine ait Kamuyu Aydınlatma Platformu’nda açıklanan) konsolide finansal tablolarından düzenlenen denetim raporundan yaptığı saptamalara göre:
– Galatasaray’ın bu dönemde satışları 293 milyon TL’dan 391 milyon TL’ye yükseldi.
– 31 Mayıs 2015’de 516 milyon TL olan banka borçları ilk 9 ayda 74 milyon TL (%14) artarak, 29 Şubat 2016 itibariyle 590 milyon TL olarak gerçekleşti.
– İlk 9 ayda toplam kur farkı gideri 40 milyon TL oldu..
– Faaliyet giderleri toplamı bir önceki sezonun aynı dönemine göre 22 milyon TL artarak, 9 ay itibariyle 323 milyon TL’den 345 milyon TL’ye yükseldi.
– Finansman giderleri geçen sezonun ilk 9 ayına göre 17 milyon TL artarak, 27 milyon TL’ye ulaştı.
– Kısa ve uzun vadeli yükümlülükler toplamı 1 milyar 20 milyon TL olarak gerçekleşirken, 31 Mayıs 2015’de 516 milyon TL olan banka borçları ilk 9 ayda 74 milyon TL (%14) artarak 29 Şubat 2016 itibariyle 590 milyon TL’ye ulaştı.
– 31 Mayıs’da %53 olan uzun vadeli kredilerin toplam krediler içerisindeki oranı bu sezonun ilk 9 ayında %60’e yükseldi.
– 2014-15 sezonunda kazanılan 3 kupa ve takılan 4. yıldızın etkisiyle 170 milyon TL ilave gelir kazanan kulüp, bunun olumlu etkisiyle zararını bir önceki döneme göre önemli ölçüde azalttı. Bu dönemde zarar 56.6 milyon TL olarak gerçekleşmesine karşın, kümule zarar 589 milyon TL’ne ulaştı.
– Birikimli zararın giderek artması, Sportif AŞ’nin özkaynaklarını da 341 milyon TL negatife çevirdi.
Varlık satışından başka çare yok!
Yukarıdaki saptamalar da gösteriyor ki, Galatasaray’ın finansal yapısında ciddi bozulmalar var. Bu durum sürdürülemez boyutlara ulaşmış durumda. İçinde bulunulan finansal olumsuzluklar kulübe başka opsiyon bırakmıyor. Bugüne kadar her türlü yolu denemesine karşın, bu finansal krizden çıkamayan kulüp son çare olarak varlık satışına yönelme kararı aldı. Bu anlamda Galatasaray hem kendi camiası için, hem de Türk futbolu için en doğru yolu seçmiş durumda.
Zaten, kulübün varlıkları da bu günler için değil mi?
Bu yoldan geçmiş çok kulüp var ama bu konuda başarılı olmuş, sportif performansta rekabet gücünü arttırabilmiş takım sayısı ne yazık ki, çok fazla değil.
Varlık satışı yaparak sportif ve mali başarıyı yakalamış üst düzey başarılı takımlardan Real Madrid ve Dortmund’u görüyoruz. Bu takımların finansal krizden çıkış stratejilerini iyi incelemek gerekir. Dortmund’un krizden kurtulma modeli Galatasaray’a daha uygun görünüyor. Dortmund’un bu süreçte altyapıya yönelmesi ve mali disiplinden kopmaması Dortmund’u Avrupa’nın elit kulüpleri arasına soktu.
Bu süreçte, varlık satışından gelecek paranın kullanılması, krizden kurtulmak için izlenecek uzun vadeli stratejiler, altyapıya yönelmek, mali disiplinden taviz vermemek, marka değerini arttırıcı ve geliri maksimize edecek politika ve yöntemler geliştirmek kritik başarı faktörleri olarak karşımıza çıkıyor.
Son Söz
Bugüne kadarki çalışmalarımız sağlıklı bir mali yapıya sahip olmayan kulübün rekabet gücünün süreç içinde giderek düştüğünü bize gösteriyor. Bu nedenle, kulüplerimizin mali yapılarını hızla düzeltmeleri kaçınılmaz bir zorunluluk olarak onların önünde duruyor. Mevcut gelir yapılarıyla bu kulüplerin içinde bulundukları darboğazdan çıkmaları çok mümkün görülmüyor. Bu kulüpler de varlık satışına yönelmek zorunda. Bu bağlamda Galatasaray’ın aldığı bu kritik kararın hayata geçirilmesi sadece Galatasaray için değil, aynı zamanda Türk futbol kulüpleri için de kritik bir öneme sahip olacak.
Diğer takımlar da varlık satışına yönelmek zorundalar!
Türk futbolunun lokomotifi durumunda olan ve en fazla şampiyonluğa ulaşmış dört büyük kulübün özkaynak açıkları bugün 1.5 milyar TL seviyesine ulaşmış durumda. Yani, dört büyük takım sahip oldukları varlık ve gelirlerinin üzerinde harcama ve zarar yaparak, futbol faaliyetlerini devam ettiriyorlar. Dört kulübün geçmiş yıl zararları toplamı 2 milyar 171 milyon 987 bin 242 liraya ulaşırken, kulüplerin özkaynak açıkları 1 milyar 504 milyon 637 bin 570 liraya yükseldi. Bu kulüplerin 2015 yıl sonu itibariyle toplam gelirleri ise 1 milyar 136 milyon 175 bin 865 lira olarak gerçekleşti.
Kısacası, giderleri karşılamakta yetersiz kalan gelir yapısı, giderek artan zararlar nedeniyle her geçen gün eriyen ve negatife dönen öz kaynak yapısıyla, bu kulüplerimizin içinde bulundukları finansal olumsuzluklardan kurtulabilmeleri için önlerinde çok da fazla alternatif bulunmuyor.
Bu durum, kulüpler üzerinde finansal baskının artmasına neden oluyor. Bunun kaçınılmaz sonucu ise: sürdürülemez bir mali yapı ve içinden çıkılamaz borç batağı oluyor. Bu olumsuzluk doğal olarak, uzun vadede kulüplerimizin (dolayısıyla Türk futbolunun) sportif rekabet gücünün zayıflamasına neden oluyor.
Dünya /Tuğrul Akşar