Devremülk sözleşmesi yaptıktan sonra, devremülkün iptalini isteyen kimseler, karşı tarafa dava açabiliyor. İşte
devremülk sözleşmesinin iptali davası…
Devremülk sözleşmesinin iptali davası!
Genellikle termal tesislerdeki satış sistemi olarak bilinen devremülk, bir bağımsız bölümde yılın belli günleri sahip olunan mülkiyet hakkına deniyor. Devremülkler de diğer gayrimenkuller gibi süresiz tapulu mülkler oluyor. Bu mülkiyet hakkı üyenin sahip olduğu devremülk dairesinin ilgili tarih aralığında kullanılmasını kapsıyor.
Devremülk alıcısı ile satıcısı arasında yapılan sözleşmeye ise devremülk sözleşmesi deniyor. Sözleşme ile devremülklerin sahibi olan kişi, satma, kiralama, devretme, miras bırakma gibi hakları da edinmiş oluyor.
Devremülk sözleşmesi yaptıktan sonra, devremülkün iptalini isteyen kimseler, karşı tarafa dava açabiliyor. Devremülk davalarında görevli mahkeme, genel mahkemede oluyor.
Devremülk sözleşmesinin iptali ile ilgili yargıtay kararı örneği şu şekilde;
T.C.
YARGITAY
13. HUKUK DAİRESİ
E. 2005/15059
K. 2006/76
T. 4.1.2006
• DEVRE MÜLK SATIŞ SÖZLEŞMESİ ( Feshi Talebi – Sözleşme Resmi Şekilde Yapılmaması Nedeniyle Davanın Tüketici Mahkemesinde Görülemeyeceği/Genel Mahkemelerin Görevli Olduğu )
• TÜKETİCİ MAHKEMESİ ( Devre Mülk Sözleşmesinin Feshi – Sözleşme Resmi Şekilde Yapılmaması Nedeniyle Davanın Tüketici Mahkemesinde Görülemeyeceği/Genel Mahkemelerin Görevli Olduğu )
• SÖZLEŞMENİN FESHİ TALEBİ ( Devre Mülk Sözleşmesi – Sözleşme Resmi Şekilde Yapılmaması Nedeniyle Davanın Tüketici Mahkemesinde Görülemeyeceği/Genel Mahkemelerin Görevli Olduğu )
• GÖREV ( Devre Mülk Sözleşmesinin Feshi – Sözleşme Resmi Şekilde Yapılmaması Nedeniyle Davanın Tüketici Mahkemesinde Görülemeyeceği/Genel Mahkemelerin Görevli Olduğu )
4077/m.23
ÖZET : Uyuşmazlığın tüketici mahkemelerinde görülmesi için geçerli bir sözleşme olması gerekir. Sözleşme resmi şekilde yapılmamıştır. Bu nedenle 4822 sayılı kanun ile değişik, 4077 sayılı kanundan kaynaklanan bir uyuşmazlık yoktur. Dava Borçlar Kanununun Genel Hükümlerine göre açılmış sözleşmenin iptali ve geçersiz sözleşme nedeniyle ödenen paranın tahsili isteğine ilişkin olması nedeniyle dava genel mahkemelerde görülmelidir.
DAVA : Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, müvekkili ile davalı şirket arasında 4.11.1998 tarihli konut satış sözleşmesi düzenlendiğini, dairenin satış bedelinin peşin ödendiğini, ancak davalının edimini yerine getirmediğini ileri sürerek, sözleşmenin feshi ile daire bedeli olarak şimdilik 10.000.000.000 TL.nin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, dava dilekçesinin görev yönünden reddine, karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli ve yetkili Ankara Tüketici Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
4822 sayılı kanun ile değişik; 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 23. maddesinin 1. fıkrasında “Bu kanunun uygulanmasıyla ilgili olarak çıkacak her türlü ihtilaflara tüketici mahkemelerinde bakılacağı” belirtilmiştir. Temyize konu iş bu dava, taraflar arasında düzenlenen devre mülk satış sözleşmesinin feshi isteğine ilişkin olup devre mülk hakkı kat mülkiyeti kanununda düzenlenen taşınmazın müşterek mülkiyet payına bağlı bir haktır. Taşınmazın aynına taalluk etmekte olup, bu kabil satışlarda resmi şekilde yapılması gerekir. Uyuşmazlığın tüketici mahkemelerinde görülmesi için geçerli bir sözleşme olması gerekir. Sözleşme resmi şekilde yapılmamıştır. Bu nedenle 4822 sayılı kanun ile değişik, 4077 sayılı kanundan kaynaklanan bir uyuşmazlık yoktur.
Dava Borçlar Kanununun Genel Hükümlerine göre açılmış sözleşmenin iptali ve geçersiz sözleşme nedeniyle ödenen paranın tahsili isteğine ilişkindir. Öyle ise mahkemece işin esası incelenerek ve ortaya çıkacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken aksine düşüncelerle yazılı şekilde görevsizlik kararı verilmiş olması bozma nedenidir.
2- Bozma nedenine göre davalının temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ : Birinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle davalının temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 4.1.2006 gününde oybirliğiyle karar verilDİ.
Devremülk sözleşmesinde tüketici hakları!
Özge ÖZDEMİR/Emlaktagundem.com