Devremülkler için taraflar arasında imzalanan devre tatil sözleşmeleri bazı hallerde iptal edilebiliyor. Peki devre tatil sözleşmesi iptali nasıl olur? İşte devre tatil sözleşmesinin iptali davası…
Devre tatil sözleşmesinin iptali davası!
Devre tatil sözleşmesi, bir yıldan uzun süre için kurulan ve tüketiciye bu süre zarfında birden fazla dönem için bir veya daha fazla sayıda gecelik konaklama imkânı veren sözleşmeler, devre tatil sözleşmesi olarak tanımlanıyor.
Bu sözleşmenin henüz tesis ortada yokkken imzalanması halinde ise tüketici ile yapılan sözleşme ön ödemeli devre tatil sözleşmesi oluyor.
Devremülkler için taraflar arasında imzalanan devre tatil sözleşmeleri bazı hallderde iptal edilebiliyor. Bunun için dava açılabiliyor. Peki devre tatil sözleşmesi iptali nasıl olur? diyorsanız işte devre tatil sözleşmesinin iptali davası…
Devre tatil sözleşmesinin iptali davası…
T.C.
YARGITAY
13. HUKUK DAİRESİ
E. 2004/5531
K. 2004/14707
T. 18.10.2004
• DEVRE TATİL SÖZLEŞMESİ ( Kapıdan Satış Niteliğinde Olduğu – Cayma Hakkı/7 Günlük Tecrübe ve Muayene Süresi Başlangıcının Kullanım Başlangıcı Tarihi Olacağı )
• KAPIDAN SATIŞ ( Devre Tatil Sözleşmelerinin Bu Nitelikte Olduğu – Kullanım Başlangıcının İleri Bir Tarih Olup Cayma Süresinin Ancak Bu Tarihte Başlayacağı )
• TÜKETİCİNİN KORUNMASI ( Devre Tatil Sözleşmelerinin Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’da Düzenlendiği – Kapıdan Satış Niteliğinde Olduğu/Cayma Süresinin Başlangıcı )
• SÖZLEŞMEDEN CAYMA HAKKI ( Devre Tatil Sözleşmesi – 7 Günlük Tecrübe ve Muayene Süresi Başlangıcının Kullanım Başlangıcı Tarihi Olacağı/Kapıdan Satış Niteliğinde Olduğu )
• SÜRE ( Devre Tatil Sözleşmesi/Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’da Düzenlendiği – 7 Günlük Tecrübe ve Muayene Süresi Başlangıcının Kullanım Başlangıcı Tarihi Olacağı )
818/m.19
4077/m.1,6/B,8/2,9
ÖZET : Devre Tatil Sözleşmeleri, atipik sözleşmeler olup, Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’da düzenlenmektedir. Tarafların sözleşme serbestisi ilkeleri içerisinde imzalayacakları sözleşmelerin, yasanın buyurucu hükümlerine aykırı olmaması gerekir.
Taraflar arasında yapılan devre tatil sözleşmesi kapıdan satış niteliğindedir. Kapıdan satışlar, satış mekanları dışında önceden mutabakat olmaksızın yapılan tecrübe ve muayene koşullu satışlar olup bu tür satışlarda tüketicinin 7 günlük tecrübe ve muayene süresi sonuna kadar malı kabul veya hiçbir gerekçe göstermeden reddetme hakkı vardır.
Bu tür satışlarda 4077 sayılı Yasanın 8/2. maddesinde kararlaştırılan cayma hakkının ne zaman başlayacağı önemlidir. Sözleşmenin taraflarca imzalanması ile cayılıp cayılmayacağının bildirilmesi arasında süresinde sözleşme henüz hükümlerini doğurmaz. Sözleşmenin hükümleri bu aşamada askıda olup, tüketici bu süre içinde caymazsa sözleşme başladığından itibaren hükümlerini doğurur, cayması halinde başlangıcından itibaren hüküm doğurmaz.
Olayda, taraflar arasında devre satış sözleşmesi imzalanmakla birlikte, kullanım başlangıcı ileri bir tarih olup dönem tarihinin ise 10. hafta olarak kararlaştırılması karşısında cayma süresinin ancak bu tarihte başlayacağının kabulü gerekir.
DAVA : Taraflar arasındaki sözleşmenin iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı avukatı tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı, davalı ile kapıdan satış niteliğinde olan devre tatil sözleşmesini imzaladığını, sözleşmenin 4822 sayılı Yasa ile değişik 4077 sayılı TKHK’ya uygun şekilde düzenlenmediğini, ayrıca cayma bildirimi belgesi de verilmediğini öne sürerek, sözleşmenin feshi ile 35 adet senedin iptali ve ödenen 1200 doların iadesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar arasında, kapıdan satış niteliğinde 5.3.2003 tarihli devre tatil sözleşmesi yapılmıştır. Davacı, sözleşmenin geçersiz olduğunu, ayrıca usulüne uygun cayma bildirimi belgesi verilmediğini belirterek, iş bu davayı açmıştır. Davalı ise, davacıya sözleşme yapılırken verdiği cayma bildirimi belgesini ibraz etmiştir. Bu belge, TKHK’nın 9. maddesine uygun olarak düzenlenmiş olup, davacının imzasını taşımaktadır. Davacı daha sonra 13.5.2003 tarihli ihtarnameyi davalıya göndererek, sözleşmeyi feshettiğini bildirmiştir.
Devre Tatil Sözleşmeleri BK’nın 19/1 maddesine dayanılarak sözleşme özgürlüğü prensibi içerisinde yapılan sözleşmelerdir. Bu sözleşme BK’nın da düzenlenen sözleşme tiplerinden biri olmadığından atipik sözleşmelerdir. Atipik sözleşmelerin devre tatil sözleşmeleriyle ilgili olanları ise yasanın tanımladığı değişik akit tiplerini kapsadığını ( hizmet, kira, vekalet, satış gibi ) karma sözleşmeler olarak tanımlanmaktadır. Taraflar arasında yukarıda açıklanan tanıma uygun olarak 5.3.2003 tarihinde sözleşme yapıldığı, tarafların iddia ve savunmaları ile ibraz edilen belgeler gözetildiğinde bu sözleşmenin kapıdan satış niteliğinde olduğu ve kullanım başlangıcının ise 5.3.2003 tarihli olup tahsis edilen dönemin ise 10 hafta olarak kararlaştırıldığı dosyada yer alan sözleşmeden anlaşılmaktadır. 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 1. maddesinde kanunun amacının ekonominin gereklerine ve kamu yararına uygun olarak tüketicinin sağlık ve güvenliği ile ekonomik çıkarlarını koruyucu, aydınlatıcı, eğitici zararlarını tazmin edici, çevresel tehlikelerden korunmasını sağlayıcı önlemleri almak ve tüketicilerin kendilerini koruyucu girişimlerini özendirmek olduğu anlaşılmaktadır. Şu haliyle tüketici kanununda yer alan hükümler buyurucu nitelikte hükümler olup, tarafların sözleşme serbestisi ilkeleri çerçevesinde imzalayacakları sözleşmelerin yasanın bu buyurucu hükümlerine aykırı olmaması gerekir. Taraflar arasında yapılan devre tatil sözleşmesi yasanın tanımını yaptığı 8. ve 9. maddelerinde belirlenen kapıdan satış niteliğinde olduğu kuşkusuzdur. Kapıdan satışlar işyeri, fuar, panayır gibi satış mekanları dışında önceden mutabakat olmaksızın yapılan tecrübe ve muayene koşullu satışlar olarak tanımlandıktan sonra, aynı yasa maddesinde bu tür satışlarda tüketicinin 7 günlük tecrübe ve muayene süresi sonuna kadar malı kabul veya hiçbir gerekçe göstermeden reddetmekte serbest olduğu vurgulanmıştır. Yasanın 9. maddesinde ise satıcının hazırladığı sözleşme, fatura veya tesellüm makbuzu ile birlikte, en az 12 punda siyah koyu harflerle yazılmış ve içeriği yasada açıklanan cayma belgesini vermeyi satıcıya yükümlülük olarak getirmiştir. Somut olayda satıcının davacıya cayma bildirim belgesini verdiği dosyadaki belgelerden anlaşılmaktadır. Burada üzerinde durulması gereken konu bu tür satışlarda yasanın 8/2. maddesinde kararlaştırılan cayma hakkının ne zaman başlayacağı yönü üzerinde durmak gerekir. Az yukarıda açıklandığı gibi satışın tecrübe ve muayene koşullu olduğu açık ve belirgin bulunduğuna göre, cayma süresinin malın teslimi ile sözleşmenin aynı tarihte yapılması durumunda sözleşmenin düzenlendiği tarihten, malın tüketiciye teslimi sözleşmenin imzalandığı tarihten sonra ise, malın teslim tarihinden, mesafeli satışlar da malın tüketiciye ulaştığı tarihten, hizmet edimlerinde ise hizmet ediminin tüketiciye ifa edildiği anda işlemeye başlayacağının kabulü gerekir. BK’nın 219-221. maddelerinde tecrübe ve muayene şartlı satım alıcının malı tecrübe ve malı muayene edip tasvip etmesi irade şartına bağlı olarak yapılan satım olarak tanımlanmıştır. 4077 sayılı Kanunun 8. maddesinde düzenlenen satışlar ise BK’nın anlamında tecrübe ve muayene şartıyla satışlardan olup burada sözleşmeden dönme hiçbir objektif koşula bağlanmamış, tamamen tüketicinin iradesine bırakılmıştır. Sözleşmenin taraflarca imzalanması ile cayılıp cayılmayacağının bildirilmesi arasında süresinde sözleşme henüz hükümlerini doğurmaz. Sözleşmenin hükümleri bu aşamada askıda olup, tüketici bu süre içinde caymazsa sözleşme başladığından itibaren hükümlerini doğurur, cayması halinde başlangıcından itibaren hüküm doğurmaz. Taraflar arasında devre satış sözleşmesi imzalamakla birlikte, kullanım başlangıcının 5.3.2003 tarihi olup dönem tarihinin ise 10. hafta olarak kararlaştırılması karşısında cayma süresinin ancak bu tarihte başlayacağının kabulü gerekir.
Kaldı ki sözleşmenin 2. maddesinde, devre tatil sahibi üyenin 15 Şubat tarihine kadar P… A.Ş. rezervasyon bölümüne ön rezervasyon yaptırmak için başvuracağı kararlaştırılmıştır. Bu kararlaştırmada, devre tatil hizmetinin 2004 yılının 10. haftasında davacıya teslim edileceğini göstermektedir. Ayrıca sözleşme düzenlenirken, devre tatilin kullanılacağı dönem olarak 10. hafta şeklinde açık ve net olmayan bir ifade kullanılmamalı, tatilin kullanılacağı dönem belli bir tarih olmalıdır. Bu durumda, dava açıldığı tarihte ve ihtarnamenin gönderildiği tarihte, sözleşme askıda olup, henüz davacının cayma hakkını kullanma süresi başlamamıştır. Mahkemece davanın kabulü gerekirken, cayma hakkının süresinde kullanılmadığı gerekçesiyle davanın reddi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen kararın davacı yararına ( BOZULMASINA ), 375.000.000 lira duruşma avukatlık parasının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, 18.10.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Devremülk davalarında yetkili mahkeme!
Özge ÖZDEMİR/Emlaktagundem.com