Ömer Çelik, “DAEŞ gibi terör örgütünün, İslamiyet’in kutsal kavramlarını istismar ederek insanlığa tehdit oluşturduğu, ülkemizin PKK gibi bir terör örgütü karşısında tehditlerle karşı karşıya kaldığı bir dönemde karşılıklı fikirlere saygıyı korumalıyız”
Çelik, Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi Dr. Mehmet Feyyaz Etiz Onkoloji ve Hematoloji Hizmet Binası temel atma ve yapımı tamamlanan 12 hizmet binasının toplu açılış törenine katıldı. Çelik, yaptığı konuşmada, ÇÜ’nün markalaşması, uluslararası arenada önemli bir rol oynamasının siyasi hayatında en gurur verici bulduğu örneklerden biri olduğunu söyledi.
Hükümetlerinin her bir üyesinin ÇÜ’den bir talep geldiğinde yapılanları gördükleri için memnuniyetle destek vermeye devam ettiklerini anlatan Çelik, “Çeşitli projeler konusunda hükümetteki arkadaşlarımızla zaman zaman tartışmalar olur fakat en az tartışma olan alanın ÇÜ olduğunu söyleyebilirim.” diye konuştu.
Çelik, kişisel hayatında ÇÜ’nün yerini anlatarak, şunları ifade etti:
“Üniversite, bugünün dünyasında sadece ilimin irfanın öğretildiği bir yer değil. Siyasi tarihte Çağatay Devleti diye bir devlet var. Normalde bu devletin 20 ya da 30 yıl kadar hayatı olmuştur bütün bir siyasi tarihte. Normalde 20-30 yıl yaşamış bir devleti hiçbir şekilde hatırlamamız gerekir. Çünkü dünyada o kadar devlet, o kadar çok yaşamıştır ki, Çağatay Devleti’nin esamesinin bile okunmaması gerekir. Ama hepimiz Çağatay Devleti’ni biliyoruz. Sebebi, Çağatay Türkçesi yüzünden biliyoruz. Normalde Çağatay Türkçesini de çok hatırlamamız gerekirdi. Çünkü başka dillerde eserler vermiş Türk, Müslüman bilim adamı var. Ali Şir Nevai diye öylesine büyük bir entellektüel, öylesine büyük bir şair insanlığın sanat ve düşünce tarihi yazılırken asla vaz geçilemeyecek bir mütefekkir, Ali Şir Nevai Çağatay Türkçesi ile yazdığı için, insanlık olarak asla Ali Şir Nevai’yi görmezden gelemeyeceğimiz için Ali Şir Nevai sayesinde Çağatay Türkçesini görmezden gelemiyoruz. Onun sayesinde de Çağatay Devleti’ni hatırlıyoruz. Bir kişi, bir alim, bir ilim adamı koskoca bir dili temsil edebilir, o dil de 20-30 yıl yaşamış bir devletin ebediyen hatırlanmasına yol açabilir. Devletin bekası ile ilim hayatı, dil, entellektüeller ve üniversite hocalarımız arasındaki bağlantıyı anlatmak için söylüyorum size bunları.”
Çelik, zayıflayan ekonominin yetiden güçlendirilebileceğini, kaybedilen donanmanın yerine yenisinin yapılabileceğini ancak kültürel ve ilmi hafıza yok olduğuna geride devlet ile millet hayatı diye bir şeyin olamayacağını vurguladı. Çelik, “Çünkü o hafıza sizi siz yapan değerleri, sizi o topraklarda ev sahibi yapan temel unsurları işaret etmektedir. Bu bakımdan ilim hayatı, üniversite, bizim sadece bir takım bilgileri öğrendiğimiz yer değil, geleceğimizi ve millet olma şuurumuzu inşa ettiğimiz yerlerdir.” diye konuştu.
“ÇÜ evrensel standartlarda yönetiliyor”
İkinci Dünya Savaşı’nda bir ülkenin kralının, ilk olarak başkentteki kütüphanenin koruma altına alınması yönünde emir verdiğini anlatan Çelik, milli kütüphanenin kültürel hafızayı temsil ettiğini dile getirdi.
Bir üniversitede insanların siyasi görüşünün olmamasının düşünülemeyeceğini ifade eden Çelik, şu değerlendirmede bulundu:
“Farklı ideolojik görüşlere rağmen karşılıklı anlayışın ve saygının üretilmesi de bir üniversitenin markalaşması ve o üniversitede alınan, geçirilen zamanın kalitesi bakımından çok önemlidir. Bu bakımdan da üniversitemizin, ideolojik görüşlerin asabiyetine kapılmadan, herhangi bir fanatizme teslim olmadan, herkesin kendi görüşünü, kendi kimliğini rahatlıkla ifade edebildiği, ortak bir kardeşlik duygusu içerisinde, ortak bir barış havası içerisinde yönetiliyor olmasından, burada bu şekilde sosyal faaliyetlerin yürütülüyor olmasından da son derece memnun olduğumu, bu konuyu dikkatle gözlemlediğimi, gözlemlerim sonucunda da ÇÜ’nün bu bakımdan evrensel standartlarda yönetildiğini söylemek isterim.”
Çelik, üniversitelerde öğretilen derslerin ötesinde ortaya koyulan anlayışın önemli olduğuna önemli olduğuna işaret ederek, demokrasinin gelişmesi için saygının, karşılıklı anlayışın, hoşgörünün gelişmesi gerektiğini anlattı. Çelik, şöyle dedi:
“Irak’ta, Suriye’de görüldüğü gibi, fanatizmin yeniden yükseldiği, çeşitli fanatizmler adına insanların birbirini öldürdüğü, fanatizmlerinin arkasına dinin, ideolojinin, siyasetin istismarını alan, insan barışını tehdit ettiği, DAEŞ gibi lanetli bir terör örgütünün, İslamiyet’in kutsal kavramlarını istismar ederek insanlığa karşı tehdit oluşturduğu, ülkemizin PKK gibi bir terör örgütü karşısında tehditlerle karşı karşıya kaldığı bir dönemde ulusal, toplumsal barışımızı, siyasette hoşgörüyü, karşılıklı fikirlere saygıyı en yüksek düzeyde tutmak da üniversitenin en önemli görevleri arasındadır. Üniversite ile Türkiye’nin demokratik standartları, demokratik bilinci arasında da doğrudan ilişki vardır.”
“Şehitlerimizin olduğu her yer bizim manevi ve entellektüel sınırımızdır”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın himayesinde, Başbakan Davutoğlu’nun katılımıyla dün Kut’ül Amare Zaferi’nin 100. yılını kutladıklarını anımsatan Çelik, “Ulusal sınırlarımız Misak-ı Milli’dir ama entellektüel sınırlarımız, manevi sınırlarımıza baktığınızda, şehitlerimizin olduğu her yer bizim manevi ve entellektüel sınırımızdır.” diye konuştu.
Nijer’e gittiklerinde, 300 sene önce İstanbul’dan gönderilen bir paşanın kurduğu Agadez Sultanlığı’ndan birilerinin kendilerini ziyarete geldiğini aktaran Çelik, “Onlar hala bizi hatırlıyorlar, deve sırtında 3 gün yol gelerek Türkiye’den, Anadolu’dan gelen Sayın Başbakan’ı görmeye geldiler. O yüzden Sayın Başbakanımız, ‘Bunlar niye 3 günde geliyor?’ dedi. Çünkü yol yokmuş, o zaman Sayın Başbakanımız talimat verdi, şimdi Cumhurbaşkanımız, ‘Buraya TİKA tarafından derhal yol yapılsın’ dedi. Biz bu coğrafyaları unutmuşuz.” ifadelerini kullandı.
Çelik, devlet hayatında sokaktaki vatandaşın mutluluğunun önemine değinerek, temeli atılan ve açılışı yapılan tesisler hakkında bilgi verdi.
Konuşmaların ardından bakanlar Sarı, Çelik, Adana Valisi Mustafa Büyük, milletvekilleri, kamu kurum müdürleri ve siyasi parti temsilcilerinin katılımıyla temel atma töreni, ardından kurdele kesimiyle de yapımı tamamlanan 12 tesisin açılışı gerçekleştirildi.
AA