Bursa’nın en fazla göç alan ilçesi Yıldırım’ın kentsel dönüşümünde sona gelindi.Yıldırım Belediye Başkanı, kentsel dönüşümde yeni gelişmeleri anlattı. İşte Olay Gazetesi’nden Mustafa Özdal’ın köşe yazısı:
Bursa’nın en fazla göç alan ilçesi Yıldırım’ın kentsel dönüşümünde sona gelindi. Dün sabah kahvesini içmek için ziyaret ettiğim Yıldırım Belediye Başkanı, kentsel dönüşümde yeni gelişmeleri anlattı.
Başkan Edebali’nin anlattıklarını detaylı bir şekilde paylaşacağım. Ancak öncelikle şunu belirtmeliyim ki, Edebali son derece radikal adımlar atıyor ve 8 mahalleyi sil baştan yaratacak planı hayata geçiriyor. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndan onay aldıklarını belirten Edebali’nin anlattıkları şöyle:
Öncelikle Ankara Yolu’nun altındaki 6 mahallenin, cami, sağlık ocağı ve kamu kurumları dışındaki tüm binaları yıkılacak. Bu mahalleler şunlar: Yavuzselim, Arabayatağı, Hacivat, Çınarönü, Ulus ve Şirinevler…
Bu 6 mahallede 150 bin kişi yaşıyor. 12 bin 282 bina ve 36 bin 846 yapı var. Yolun üstünde kurulmuş mahallelerdense Değirmenönü ve Karapınar’da, yine aynı şekilde cami, sağlık ocağı ve kamu kurumları dışında kalan tüm binalar yıkılacak. Başkan Edebali, yolun altındaki 6 mahallenin 6306 Sayılı Afet Riski Altındaki Alanları Dönüştürülmesi Hakkında Kanun ile dönüştürüleceğini, Değirmenönü ve Karapınar’ın ise belediye kanunu ile yeniden inşa edileceğini söyledi.
Başkan Edebali’nin söyledikleriyle devam edelim:
“Yolun altındaki 6 mahallenin planlarını hazırladık. O bölgedeki binaların birçoğu bitişik nizam ile yapılmış. Yolları çok dar, caddeleri geniş değil. Ayrıca, park ve sosyal donatı alanlarından yoksunlar. Bu bölgede, cami, sağlık ocağı ve kamu kurumları dışındaki tüm yapıları yıkıp, yeni bir şehir yaratmayı planlıyoruz. Binaların altında ticaret merkezleri olacak. Sadece konut olarak değil, istihdam ve ticaret bakımından da dönüşümü sağlayacağız. Dönüşümle birlikte bölgenin değeri kendiliğinden artacak. Aynı şekilde Değirmenönü ve Karapınar da Yıldırım’ın çok sorunlu olan mahalleleri. Bu bölgelerde de aynı yöntemi uygulayıp, yepyeni 2 mahalle inşa edeceğiz.”
Edebali’ye 8 mahallede, kat yüksekliğini de sordum. “8 katı geçmeyecek” dedi ve ekledi: “Kentin silüetini bozacak bir yapılaşmaya da gitmeyeceğiz.”
Bu noktada Başkan Edebali’nin şu sözlerini de aktarmadan geçmeyeyim:
“Biz plan yapıyoruz. Vatandaş ile yüklenici firmayı buluşturacağız. Kentsel Tasarım Merkezi’nde, projelerin detaylarını, maketlerle vatandaşa göstereceğiz. Ve vatandaşın razı olmayacağı hiçbir projeyi hayata geçirmeyeceğiz.”
Yeşil Yıldırım garantör oluyor
Yıldırım Belediyesi, yüklenici firmayla vatandaş arasında köprü olması için Yeşil Yıldırım isimli bir şirket kurmuştu. Başkan Edebali, Yeşil Yıldırım şirketinden de söz etti. Yeşil Yıldırım, yolun üst mahallelerinde, vatandaş ile müteahhiti buluşturuyor. Dahası, vatandaş ile müteahhit arasındaki anlaşmazlıkları çözmeye çalışıyor. Vatandaş ise belediye şirketi olan Yeşil Yıldırım’ın garantisiyle sözleşme imzalıyor. Yani Yıldırım Belediyesi, bir bakıma garantör rolünde. Başkan Edebali bu yöntemi Türkiye genelinde sadece 3 ilçe belediyesinin uyguladığını belirtti.
Edebali’den Yıldırımlılara çağrı
Yıldırım’da kuşkusuz sadece kentsel dönüşüm projeleri yürümüyor.Başkan Edebali, çok önemsedikleri çevre konusundaki faaliyetlerini de anlattı. Mesela, geçmişte haftada 2 gün toplanan çöpler, pazar da dahil her gün toplanıyor, cami ve cemevleri, düzenli olarak temizleniyormuş. Atık yağ, ambalaj atığı, ağır metal taşıyan piller konusunda da Edebali, Yıldırımlılara çağrı yaptı:
“Lütfen, atık yağlarınızı dökmeyin, pilleri, cam eşyaları, ambalaj atıklarını ve kullanmadığınız elektronik ev eşyalarınızı atmayın. Atık yağlarınızı ve elektronik ev eşyalarınızı biz topluyoruz. Pillerinizi, cam eşyalarınızı ambalaj kağıtlarınızı da geri dönüşüm kutularına atın.”
Edebali, bu konuda sarsıcı rakamlar da verdi:
“Bir ton ambalaj kağıdı, 17 ağaç demek. 250 ton cam, 25 ton petrole eş değer. 1 litre atık yağ, 1 milyon metreküp yer altı suyunu kirletiyor. 15 ton elektronik atıktan 1 ton bakır çıkıyor. Bunları çöpe attığınızda milli servet heba oluyor, kaynaklarımız tükeniyor.”
Olay / Mustafa Özdal