Gümrük ve Ticaret Bakanı Cenap Aşcı, “Bakü-Tiflis-Kars Projesinde tünel inşaatı bitmek üzere, Ulaştırma Bakanı ile görüşmelerimiz devam ediyor. Gelecek yıl ilk çeyrekte, olmadı ikinci çeyrekte orayı da açmış olacağız” diye konuştu.
Anadolu Ajansı (AA) Editör Masası’na konuk olan Aşcı, gündeme ilişkin soruları yanıtladı. Terör ve güvenlik nedeniyle kapatılan gümrük kapılarındaki son durumun sorulması üzerine Aşcı, 20 gümrük görevlisinin kaçırıldığını, 8 Eylül’de Türkiye’ye döndüklerini hatırlatarak, 3 sınır kapısının kapalı olduğunu söyledi.
Aşcı, Van’daki Kapıköy sınır kapısında hem demiryolu, hem de yolcu giriş çıkışları yapıldığını belirterek, burada trenle gelen ve giden mallara ilişkin hizmetlerin kesintiye uğramadığını ancak yolcu giriş çıkışlarını güvenlik sebebiyle bir süre durdurduklarını, pazartesi gününden itibaren ise yeniden gümrük hizmeti vermeye başladıklarını ifade etti.
“İnsanlar iki yıl içerisinde barış, huzur olursa nasıl bir konfor içerisinde yaşayacaklarını gördüler” diyen Aşcı, geçen dönemlerde Van’da İranlı turistlerin yoğunlukla bulunduğunu, kapı kapandığı için otellerde bir miktar müşteri kaybı olduğunu duyduklarını anlattı.
Ardahan ve Gürcistan arasında yeni Çıldır-Aktaş gümrük kapısını açtıklarını hatırlatan Aşcı, bombalı saldırı sonucu pasaport işlemlerini yapmak için giderken 13 polisin şehit olduğu Iğdır’dan Nahçıvan’a açılan Dilucu sınır kapısını yenilediklerini söyledi.
– “Esendere’de dün yolcu geçiş işlemlerini başlattık”
Aşcı, Hakkari’nin Yüksekova ilçesindeki Esendere sınır kapısının hem yolcu hem de tır giriş çıkışları yapılan bir sınır kapısı olduğunu ancak bu kapının şu anda yap işlet devret modeliyle yenileme çalışmalarının devam ettiğini belirtti. Aşcı, Kapıköy, Çıldır-Aktaş, Dilucu ve Esendere sınır kapılarının aynı anlaşma kapsamında yapılan yerler olduğunu belirterek, Esendere sınır kapısındaki yenileme işlemlerinin bitmek üzere olduğunu, bu kapıyı da güvenlik nedeniyle bir süre kapatmak durumunda kaldıklarını ama dün itibarıyla orada da yolcu geçiş işlemlerini başlattıklarını, bu yenileme sebebiyle tır geçişlerinde bir miktar aksama olacağını kaydetti.
Esendere’de kaçırma olayı gerçekleşmeseydi de bu durumun söz konusu olacağını, çünkü yenileme işlemlerinin devam ettiğini dile getiren Aşcı, “Sadece terörden değil bu gelişme, inşaat sebebiyle. İnşallah 1 aya kadar da orası bitecek” dedi.
Hakkari Çukurca’dan Irak’a açılan sınır kapısında ticari olarak kamyonların giriş çıkışlarının olmadığını dile getiren Aşcı, buranın sadece vatandaşların karşılıklı geliş gidişlerini kontrol ettiğini, ilk kaçırma eyleminin de burada olduğunu bildirdi. Aşcı, vatandaşların arzusu üzerine bu kapıyı çok acele, prefabrik yapılarla açtıklarını anlatarak, bu kapıyı kapattıklarını, devletin geçici, prefabrik yapılarla hizmet vermesini uygun görmediğini söyledi. Oraya kalıcı, güvenli, insanlara yakışır bir bina yapmak istediklerini ifade eden Aşcı, bu kapıyı da yenileyeceklerini, ondan sonra açacaklarını bildirdi.
– “Irak ile 12 milyar dolar ihracat bu sene için zor görünüyor”
Aşcı, terör eylemleri dolayısıyla ticaretin kısmen etkilendiğini ancak daha ziyade ticaretin yapılan ülkelerle bağlantısının olduğunu dile getirerek, Şırnak ile Irak arasında bulunan Habur sınır kapısının normal günlerde 2 bin tırın giriş, 2 bin tırın da çıkış yaptığı, aşağı yukarı günde ortalama 6 bin araçlık hareketin bulunduğu bir kapı olduğunu söyledi.
Irak’ın petrol fiyatlarının gerilemesi nedeniyle alım gücünün düştüğüne dikkati çeken Aşcı, “Geçen sene bu kapıdan Irak’a 12 milyar dolar ihracat yaptık. Şimdiki rakamlar bu sene 12 milyar doları yakalamanın zor olduğunu gösteriyor. Eylemlerin çok az bir etkisi olmakla beraber alıcı ülkenin gelir kaybından kaynaklanan bir şey. Gelir varsa ticaret var, gelir yoksa ticaret yok” diye konuştu.
Aşcı, 2012 yılından bu yana Suriye’den ticari araçların girişine izin vermediklerini, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının da Suriye’ye çıkışlarına izin vermediklerini belirterek, gümrük idaresinin alanındaki yerlerde araçtan araca aktarma suretiyle ihracatın yapıldığını, 200-250 tırlık günlük ihracatın gerçekleştiğini bildirdi.
Gümrük kapılarını artıracaklarının altını çizen Aşcı, “Yeni kapı projelerimiz de var” dedi.
Aşcı, 10 gümrük kapısını yap işlet devlet modeliyle yenilediklerine dikkati çekerek, Bulgaristan’a açılan Kapıkule, Hamzabeyli, Yunanistan’a açılan İpsala ve Gürcistan’a açılan Sarp’ın yenilenen sınır kapıları arasında yer aldığını söyledi.
Sarp sınır kapısından zaman zaman 30 bin giriş, 30 bin de çıkış yapılabildiğini ifade eden Aşcı, hesaplarının çok üzerinde bir trafğin olduğunu, genişletme ve modernleştirme çalışmalarının yapılacağını kaydetti.
Bakan Aşcı, Çıldır-Aktaş gümrük kapısının da yer aldığı Bakü-Tiflis-Kars Projesi ile Pekin’in Londra’ya bağlanacağına dikkati çekerek, “Bakü-Tiflis-Kars Projesinde tünel inşaatı bitmek üzere, Ulaştırma Bakanı ile görüşmelerimiz devam ediyor. Gelecek yıl ilk çeyrekte, olmadı ikinci çeyrekte orayı da açmış olacağız” diye konuştu.
– “Tek durak projesi ile 5 işlemi tek bir noktada yapmayı düşünüyoruz”
Halen 160’a yakın gümrük müdürlüğünün bulunduğuna, asıl gümrük işlemlerinin buralarda yapıldığına dikkati çeken Aşcı, “Birisini Çatalca mevkisinde yapıyoruz, Halkalı Gümrük Müdürlüğünü oraya taşıyacağız. Avrupa’nın sayılı büyük tesislerinden biri olacak” dedi.
“Tek durak” projesi ile ilgili de bilgiler veren Aşcı, tırların sınır kapılarında minimum 6 noktada durduğunu, günümüz dünyasında hızın önemli olduğunu söyledi. Aşcı, “Tek durak” projesi ile 5 işlemi tek bir noktada yapmayı düşündüklerini, pasaport işlemlerini polislerin gerçekleştirmeye devam edeceğini ifade etti.
Mevcut durumda Türkiye’ye girişte kontrollerin memur eliyle yapıldığını ifade eden Aşcı, ilerleyen aşamada elektronik sistemle, anahtar barkod denilen sistemle yapılacağını, projenin yakıt ve zaman tasarrufu ile ülkeye çok ciddi katkılar vereceğini anlattı.
İlk olarak Kapıkule’de pilot uygulamaya başladıklarını dile getiren Aşcı, sonuçlarını izlediklerini, Sarp Sınır kapısında da deneyeceklerini, burada başarılı bir şekilde uygulanırsa diğer kapılara da yaygınlaştıracaklarını kaydetti.
Gümrük ve Ticaret Bakanı Cenap Aşcı, elektronik iletilere ilişkin şikayet sistemi üzerinden yapılan başvuru sayısının 20 Ekim itibarıyla 109 bin 285’e ulaştığını bildirdi.
Anadolu Ajansı (AA) Editör Masası’na katılan Aşcı, gündemdeki konulara ilişkin soruları yanıtladı.
İstenmeyen kısa mesaj, e-posta gibi iletilere ilişkin şu ana kadar tüketicilerden Bakanlığa kaç şikayet ulaştığının sorulması üzerine Aşcı, konuyla ilgili yönetmeliğin 15 Temmuz’da yürürlüğe girdiğini hatırlattı.
Söz konusu tarihten 20 Ekim’e kadar geçen dönemde şikayet sistemi üzerinden yapılan başvuru sayısının 109 bin 185’e ulaştığını belirten Aşcı, “Başvuruların yüzde 90’ı SMS’leri, yüzde 7’si e-postaları, geriye kalan yüzde 3’ü ise sesli aramaları şikayet ediyor” diye konuştu.
Başvuruların 3 büyük ilde yoğunlaştığını kaydeden Aşcı, İstanbul Ticaret İl Müdürlüğüne 45 bin, Ankara Ticaret İl Müdürlüğüne 16 bin 500, İzmir Ticaret İl Müdürlüğüne 5 bin 500 civarında şikayetin ulaştığını bildirdi. Aşcı, Dilekçe Hakkının Kullanılmasına Dair Kanun kapsamında da 313 başvuru yapıldığını ifade etti. Üç büyük ildeki şikayet sayısının genel şikayet sayısına oranının yüzde 61 olduğunu belirten Aşcı, şikayetleri il müdürlüklerine yönlendirdiklerini, il müdürlüklerinin de iletinin kaynağını tespit etmeye çalıştıklarını söyledi.
Bugün itibarıyla söz konusu işlemleri elden yaptıklarını dile getiren Aşcı, “İlerleyen aşamalarda, yapacağımız protokollerle bizim memurumuz sistemden sorgulayacak. Karşısında elektronik olarak cevabını alacağımız bir hale getirmeye çalışıyoruz ki süreç uzamasın” diye konuştu.
Şikayet üzerine ceza kesilen şirket olup olmadığına ilişkin bir soruyu da yanıtlayan Aşcı, Kayseri’deki 4 farklı şirkete çeşitli gerekçelerle ceza kesildiğini ifade etti.
Aşcı, ceza kesilen şirket sayısının gelecek dönemde artabileceğine dikkati çekerek, “109 bin başvuru azımsanacak bir başvuru değil. Bunlardan yarısının haksız olduğunu düşünseniz 50 bin tane ceza gerektirir” değerlendirmesinde bulundu. Aşcı, vatandaşlara da şikayetlerini iletme konusunda çekingen davranmamaları tavsiyesinde bulundu.
– Yurtdışından getirilen kişisel kara taşıtları
Yurtdışından getirilen kişisel kullanıma mahsus kara taşıtlarının, Türkiye’deki kalış süresinin 6 aydan 24 aya çıkarılmasına ilişkin düzenlemenin hedefinin ne olduğunun sorulması üzerine Aşcı, daha önceki uygulamada emeklilere ait araçlar için sürenin 1 yıl, emekli olmayanlara ait araçlar için ise 6 ay olduğunu anımsattı.
Çoğu Avrupa’da olmak üzere yurtdışında yaşayan çok sayıda gurbetçi vatandaş bulunduğuna işaret eden Aşcı, “Vatandaşlarımızdan çok büyük talepler geldi. Dediler ki ‘Bize bu süre yetmiyor. Bu süreyi uzatın.’ Esasında en başta emekliler için 6 aydı. Önce emeklilerimizi 2 yıla çıkardık. Madem öyle düşünüyorlar 2 yıl arabaları kalsın. Çünkü emeklilerde şöyle bir fark var. Gidip orada çalışma zorunlulukları yok ama sonra çalışanlar da ‘Bu süre bize yetmiyor’ dediler” ifadelerini kullandı.
Aşcı, 2014 verilerine göre, Avrupa’dan Türkiye’ye 500 bin civarında aracın 6 ay süreli geldiğini dile getirerek, bunlardan yüzde 98’inin ilk 50 gün içinde tekrar çıkış yaptıklarını söyledi.
– “İç piyasaya etkisi olmaz”
Kapıkule’den zaman zaman günde 10 bin aracın geçiş yaptığını belirten Aşcı, “Bu kardeşlerimiz geldiklerinde bu imkan olmasa ne yapacaklar? Ya arabasız tatillerini geçirecekler ya da araba kiralama durumunda kalacaklar. Bizim insanımız arabasıyla bütünleşir. Bırakmak istemiyorlar. Bunun iç piyasaya çok büyük etkisi olacağını düşünmüyorum” dedi.
Aşcı, arabayı yurtdışından kim getirdiyse onun kullanmasının zorunlu olduğuna işaret ederek, yapılan düzenlemeden yurtdışında yaşayan vatandaşların memnun olduğunu kaydetti.
– “TTIP’e müdahil olmaya çalışıyoruz”
ABD ile AB arasındaki müzakereleri sürdürülen Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı Anlaşmasının (TTIP) Türkiye’ye olası etkilerine ilişkin bir soru üzerine Aşcı, “Biz de müdahil olmaya çalışıyoruz. Çünkü ABD gibi bir pazarı kaybetmek istemeyiz. Avrupa da bizim için önemli bir pazar” diye konuştu.
Aşcı, Gümrük Birliği Anlaşması’nın revizyonuna ilişkin çalışmaların sürdürüldüğünü belirterek, anlaşmanın Türkiye’ye açısından yararlı olduğunu ve devam etmesi gerektiğini ifade etti.
Kara parayla mücadeleye ilişkin bir soruyu da yanıtlayan Aşcı, dünyadaki kara para miktarının dünya milli gelirinin yüzde 2-6’sını oluşturduğunun tahmin edildiğini kaydetti.
Bunun, Türkiye’nin milli gelirinden daha fazla bir paraya karşılık geldiğine dikkati çeken Aşcı, şu değerlendirmede bulundu:
“(Terörle mücadele) diyoruz. Bu kadar bombayı, silahı, mühimmatı nereden buluyorlar? Bir şekilde terörün finansmanı uyuşturucudur, başka şekilde illegal yollardan kazandıkları paralarla sağlıyorlar. Dünyaya baktığımızda belli bir coğrafyada sıkıntı var, belli din-inanış grubunda sıkıntı var, belli yerlerde yok. Şu anda dünyanın en karışık, kardeş kavgasının olduğu yerler çoğunlukla Müslüman ülkeler. Diğer yerlerde böyle bir sıkıntı yok. Demek ki kazanılan kara paranın çoğu burada aklanıyor.”
Perakende ticaretin düzenlenmesine yönelik kanuna ilişkin gelecek dönemde ne gibi ikincil düzenlemelerin yapılacağının sorulması üzerine Aşcı, perakende ticaretinin düzenlenmesi hakkında kanunun yıllardır tartışıldığını hatırlatarak, “Alışveriş merkezleri hakkında taslağı hazırladık kamuoyunun bilgisine sunduk, görüşleri bekliyoruz. Bakanlığımızın sitesinden herkes bu taslağa ulaşabilir. Bütün kesimlerin görüşlerini alma taraftarıyız. Yıllarca beklenen bir kanun olduğu için istiyoruz ki herkesi kapsayan bir kanun olsun. Kimse bundan şikayet etmesin” dedi.
Taslakta neler olduğuna değinen Aşcı, “Burada en çok şikayetlerden birisi, ‘yüzde 70’e varan indirimler’ diye yazıyorlar. Mağazaya girince birkaç üründe indirimin yapıldığını görüyorsunuz. İşte bunun önüne geçmeye çalışıyoruz. Bir de ‘fabrikadan satış’ ve ‘outlet’ kavramları karıştırılıyor. Hakikaten outlet mi değil mi bunları ortaya koymaya çalışıyor, bu tür kavramları düzenlemeye çalışıyor. Sosyal donatı alanları, çocuk bakım yerleri ve herkesin ibadetlerini yapabilecekleri yerlerin olması gibi düzenlemelerin hepsi bu taslağımızda var” ifadelerini kullandı.
Perakende ticarette uygulanabilecek ilke ve kurallara yönelik yönetmelik taslağını yakında görüşe açacaklarını belirten Aşcı, Bakanlık olarak çok önem verdikleri, bakanlık koordinatörlüğünde hayata geçirilecek olan Perakendeciler Konseyinin oluşumu için yönetmelik taslağının hazırlandığını kaydetti. Aşcı, “Bundan sonraki kısmını uygulamada göreceğiz. Uygulamada birtakım sorunlar çıkabiliyor. İyi niyetli olarak koyduğunuz bir kural ticaret erbabını tıkayabiliyor” değerlendirmesinde bulundu.
Aşcı, Türkiye’de de internetten alışverişin artığına dikkati çekerek, e-ticarette 2014 itibarıyla 41,8 milyar liralık satış yapıldığını, hedefin 2018 yılında 170 milyar, 2023’te ise 350 milyar lira olduğunu kaydetti.
AA
Bir yanıt bırakın