Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, “Gençlere akıl terinin de ne olduğunu şimdiden kavratabilirsek, akıl terinin kutsallığına onları yönlendirebilirsek, inanıyorum ki alın teri ile birlikte akıl terinin de katkılarını ülkemize, milletimize ve insanlığa kazandırmış olacağız.” dedi.
Müezzinoğlu, Mamak ilçesinde yapımı tamamlanan Aziz Sancar Genetik Araştırma Merkezinin, Nobel ödülü sahibi Prof. Dr. Aziz Sancar’ın da katılımıyla gerçekleştirilen açılışında konuşma yaptı.
“Çok değerli hocamız” şeklinde hitap ettiği Sancar’ın son dönemde milletin öz güvenine dünya çapında en büyük katkıyı sağladığını ifade eden Müezzinoğlu, Sancar’ın aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti devletinin adının, bilim alanında dünya çapında güçlü bir şekilde anılmasına ve konuşulmasına da vesile olduğunu anlattı.
19 Mayıs 1919’un milleti tarih sayfalarından silmek isteyen bir anlayışa karşı itirazın ve isyanın, aynı zamanda istiklal ve istikbale karşı bir mücadele ruhunun ateşlendiği bir gün olduğunu ifade eden Müezzinoğlu, “Böyle bir günde, başta Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere o mücadeleyi verenlere teşekkür ediyorum, onları saygıyla yad ediyorum.” diye konuştu.
23 Nisan 1920’deki “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” özdeyişinin de bırakılan önemli bir miras olduğunu ifade eden Müezzinoğlu, “Bu milletin egemenliğine, değerlerine, gelecek hayallerine ve umutlarına sahip çıkmak ve bu genç cumhuriyeti milletin egemenliğiyle zenginleştirmek ve taçlandırmak, bu ülkenin vatandaşı olarak bu ay yıldızlı bayrağın altında gelecek hayalleri kuran insanlar olarak boynumuzun borcudur, sorumluluğudur.” değerlendirmesini yaptı.
“Bu millete muasır medeniyet seviyesinin üzerinde bir yer yakışır” ifadesinin ise ikinci önemli vasiyet olduğunun altını çizen Müezzinoğlu, “Bu yere ulaşabilmek için alın terinin kutsallığından daha çok akıl terinin de kutsallığını mutlaka önemsememiz lazım.” dedi.
Alın teri kadar akıl terinin ürünleri dolayısıyla da Sancar’la onur ve gurur duyulduğunu vurgulayan Bakan Müezzinoğlu, “Onun bu başarısından gençlerin alması gereken en büyük mesaj olarak; akıl terlerini mutlaka akıtmaları, yaşam felsefelerine koymaları gerektiğine inanıyorum.” değerlendirmesini yaptı.
Sağlıkta sessiz devrimleri yaptıklarını, hizmet sunumundaki başarılarıyla onur duymanın yanında bu yapılanları yeterli sayamayacaklarını belirten Müezzinoğlu, “Sağlık alanında tüketilen hizmetleri üretebilen olamazsak, yani tıp bilimine akıl terleriyle yeni ürünler katamazsak bu ülkenin bilim adamlarıyla, araştırmacılarıyla hem insanımıza hem de insanlığa farklı pencereler açamazsak biz yalnız başkalarının akıl terini tüketen bir ülke oluruz. Bu bizi muasır medeniyet seviyesinin üzerindeki hedefe taşımaz.” diye konuştu.
– “Suçlamak yerine tespitleri doğru yapmak önemli”
Sağlık Bakanlığı olarak son 3 yıldır en büyük emeği araştırma ve geliştirme alanında geri kalınan alanları hızla kapatabilmek üzerine verdiklerini bildiren Müezzinoğlu, ABD’nin 1928 yılında kurduğu Kanser Enstitüsü ile 1950’li yıllarda kurduğu Biyoteknoloji Enstitüsünü de Türkiye’nin geçen yıl kurabildiğini hatırlattı.
Müezzinoğlu, suçlamak yerine tespitleri doğru yapıp, hatalardan vazgeçerek doğruları çoğaltan bir anlayışla yarınlara ve geleceğe umut ve güvenle bakacaklarını söyledi.
Mamak Belediye Başkanı Mesut Akgül’ün Mamak’ta bir araştırma merkeziyle ilgili hiçbir sorumluluğunun bulunmamasına rağmen merkezin güçlü bir altyapıya kavuşması için katkı verdiğini dile getiren Müezzinoğlu, bunun için Akgül’e teşekkür etti.
19 Mayıs 1919 nasıl tarihi bir günse bugünün de tarihi bir gün olduğunu belirten Müezzinoğlu, Mamak’ta bilim, araştırma adına, akıl terlerinin dökülebileceği güçlü ve önemli bir altyapıyı oluşturduklarını ifade etti.
Dünya çapında ödül almış ve milletin bir evladı olan Aziz Sancar’ın adının merkeze verilmesinin önemli olduğuna işaret eden Müezzinoğlu, Sancar’a da merkeze adının verilmesine izin verdiği için teşekkür etti.
Müezzinoğlu, 20 milyon gencin eğitim sürecinde olduğu bir ülkenin yöneticileri olduklarını belirterek, şöyle devam etti:
“Gençlere akıl terinin de ne olduğunu şimdiden kavratabilirsek, akıl terinin kutsallığına onları yönlendirebilirsek, inanıyorum ki alın teri ile birlikte akıl terinin de katkılarını ülkemize, milletimize ve insanlığa kazandırmış olacağız. Yoksa ‘Hiç akletmez misiniz, hiç düşünmez misiniz?’ diye soran bir medeniyetin mensupları olarak övünç duyacak noktada olamayız.
Aziz Sancar gibi bu milletin evlatları dünya çapındaki laboratuvarlarda yaptıkları araştırmalarla ödüller alırken, bu milletin bir kısım evlatları da Türkiye’de yaptıkları çalışmalarla, araştırmalarla bu yarışın içinde güçlü yerlerini alacaktır. Buna inanıyorum. Bu milletin fıtratı, değerleri bu anlamda yeterlidir ve bunu sağlıklı şekilde geleceğe taşıyabilirsek 5-10 yıl sonra dünyaya da sunabileceğimiz bilim alanında zenginliklerimiz daha çok olacaktır.”
Türk milletinin 150 yıldır çok ağır badireler atlattığını dile getiren Müezzinoğlu, bu milletin dinamiklerinden rahatsız olanların çok farklı tuzaklar kurduklarını, milleti ayrıştırmayı, çatıştırmayı başardıklarını, bunun da ağır bedellerinin ödendiğini belirtti. Müezzinoğlu, bu ağır bedelleri de ödemiş olmanın tecrübesiyle artık birbirini daha çok seven, geleceğe umutla ve güvenle bakan, kendi değerleriyle yürümenin dünyaya da zenginlik sunabileceğine inanan bir anlayışla yolculuklarını devam ettireceklerini söyledi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başta olmak üzere son 15 yılda millete en çok kazandırmak istediklerinin, kaybedilen “öz güven” olduğunu dile getiren Müezzinoğlu, şöyle konuştu:
“O nedenle ABD’de başarılan Türkiye’de de başarılabilir. Amerikalının, İngiliz’in, Alman’ın, Fransız’ın başarabildiğini Türk milleti de başarabilir. Bu inançla, bu güvenle hep 14 yıldır ‘Almanya’da, Fransa’da ne varsa, Türkiye’de de o olacak’ dedik. ‘Amerika neyi başardıysa Türk milleti de onu başarır’ dedik ve o nedenle bunun altyapılarını kurduk. Altyapı gerekmeyen alanlarda da başarılarımızı hızla dünya ile yarışacak noktaya taşıdık. Bundan sonraki süreçte daha çok alın teri değil, akıl suyu dökecek süreçleri destekleyeceğimiz, katma değeri yüksek olan alanları stratejik olarak belirleyeceğimiz, evlatlarımıza ve gençlerimize onları yetiştirirken, daha çok aklını çalıştıran, fikir üreten, fikrini ürüne dönüştürebilen, ürünü dünyaya markalaştırarak sunabilen bir anlayışı milletimize mal edeceğimiz süreçlere girdik diye düşünüyorum.”
Müezzinoğlu, Türkiye’nin özellikle 2023 hedeflerine, muasır medeniyet seviyesinin üzerindeki hedefe ulaşabilme yolculuğunda milletçe birlik ve beraberliğe ihtiyacı bulunduğunu vurguladı.
“Ayrıştırmaya ve araya fitne ve fesat sokmaya çalışanları elimizin tersiyle itmemiz gerekiyor” diye konuşan Müezzinoğlu, terörizmle ve teröristle mücadelede de kardeşliği merkeze alarak güçlü bir yolculuk yapmaya ihtiyaç olduğunu söyledi.
Bakan Müezzinoğlu, Aziz Sancar’ın adının verildiği araştırma merkezinin ülke ve millet adına hayırlı olmasını diledi.
– “Merkezden Nobel’ler çıkabilir”
Aziz Sancar ise konuşmasına, kendisine bu onuru verenlere teşekkür ederek başladı.
Türkiye’ye geldiğinden beri çok sevgi ve takdir gördüğünü dile getiren Sancar, “Sizlere çok minnettarım. Sizlere, bu merkeze layık olmaya çalışacağım, bu merkezin başarılı olması için elimden geleni yapacağım. İnşallah bu merkezde çok önemli buluşlar olur ve merkezde yapılan araştırmalar, buluşlar Türk ve dünya insanının sağlığı için önemli olur. Nobel’ler çıkabilir buradan, çıkmasa bile halkımıza, insan sağlığına burada hizmet edersek görevimizi yapmış oluruz.” diye konuştu.
Türkiye Sağlık Enstitüleri (TÜSEB) Başkanı Prof. Dr. Fahrettin Keleştemur ise merkez içinde bir kütüphane düzenlendiğini ve Sancar’ın Savur’dan Nobel’e uzanan yaşamı boyunca yaptığı çalışmaların burada sergileneceğini söyledi. Keleştemur, bu alanın müze haline getirileceğini ifade etti.
Mamak Belediye Başkanı Mesut Akgül ise merkezin kurulması için 42 dönümlük araziyi Sağlık Bakanlığına verme kararı aldıklarını anlattı.
– Öğrencileriyle sürpriz buluşma
Müezzinoğlu ve Sancar daha sonra merkezi gezdi. Sancar’a burada Mardin Savur’da bir hastaneye “Prof. Dr. Aziz Sancar” adının verildiği açıklandı. Sancar’a adının verildiği hastanenin görüntüleri, çok sevdiği “Üsküdar’a giderken” şarkısı eşliğinde izlettirildi.
Aziz Sancar, daha sonra, Amerika’daki laboratuvarlarında asistanlığını yapan öğrencileriyle, eserlerine yer verilen merkezin kütüphanesinde buluştu. Buluşma sırasında duygusal anlar yaşayan Sancar, buluşmanın kendisi için sürpriz olduğunu belirterek, “Onlarla iftihar ediyorum.” dedi.
Bakan Müezzinoğlu, bu sırada öğrencilere, “Bir ayağınız burada olsun.” çağrısında bulundu.
– Merkezde genç bilim insanları yetiştirilecek
Aziz Sancar Genetik Araştırma Merkezi sayesinde ilk defa bilim alanında Nobel alan bir Türk bilim insanının ismi yaşatılmış olacak. Merkez bünyesinde oluşturulan Aziz Sancar oda ve kütüphanesi, Nobel’e giden yolu özetleyen bir mekan olarak tasarlandı.
Ayrıca bir program kapsamında Aziz Sancar’ın ABD’deki laboratuvarında genç bilim insanları yetiştirilecek ve bu araştırmacılar Türkiye’ye döndükten sonra Aziz Sancar Araştırma Merkezinde, çalışmalarına devam edecek.
Sağlık Bilimleri Üniversitesi ve TÜSEB işbirliğiyle benzer araştırma merkezlerinin kurulmasına devam edilecek. Aziz Sancar Genetik Araştırma Merkezi, Devlet Planlama Teşkilatının altyapı projeleri kapsamında desteklenerek, Sağlık Bakanlığınca inşa edildi.
Merkez içerisinde hücresel tedavi, rejeneratif tıp ve ileri genomik araştırmaların yapılabileceği alanlar bulunuyor. Merkezde bulunan modern GMP (Good Manufacturing Practices) laboratuvarları sayesinde adacık ve kök hücre ile ilgili araştırmalar yapılabilecek, “Tip 1” diyabetin hücresel tedavisi uygulanabilecek. Modern altyapı ve donanımı sayesinde Merkez, kısa bir süre sonra inşaatına başlanacak olan diğer araştırma üniteleri ile uluslararası olarak da hizmet verecek.
AA