Vahap Munyar Hürriyet Gazetesi’nde yer alan bugünkü yazısında Astaş Holding yatırımlarını kaleme aldı. ASTAŞ Holding Yönetim Kurulu Başkanı Vedat Aşçı, 15 Temmuz 2016 Cuma akşamı Bodrum Göltürkbükü’ndeki Cennet Koyu’nda yer alan grup bünyesindeki Mandarin Otel’de yabancı konuklarıyla yemekteydi.
Saat 22.30-23.00’te “darbe girişimi” mesajları ulaşmaya başladı. Hemen televizyonun karşısına geçti. İlk haberleri izleyip otelin Alman Genel Müdürü’nü çağırdı:
– Yabancı müşterilerimize durumu anlatın. Telaşa kapılmamalarını söyleyin, “Otelimizin sahibi de burada” deyin. Ertesi sabah 2-3 müşteri ayrılırken, uçuşları ertelenenler kalış sürelerini bir hafta uzattı. Aşçı, rezervasyonları izlemeye aldı:
– İlk günlerde hızlı rezervasyon iptalleri oldu. Ancak, sonra toparlanmaya başladı.
Görünen o ki, ağustos ve eylülde durum epey toparlanacak. İşbirliği yaptıkları yabancı şirketler sık sık aradı:
– Türkiye’de neler oluyor? İyi misiniz? Yanıtıyla onları sakinleştirdi:
– Ülkemiz büyük bir tehlike atlattı. Cumhurbaşkanı, hükümet, muhalefet partileri, medya ve halk demokrasiye sahip çıktı, darbeyi püskürttü. Hükümet, işlerin normale dönmesi için hızlı adımlar atıyor. Biz de işlerimize yeniden yoğunlaştık. Mandarin Oriental Grubu’yla görüşürken İstanbul Kuruçeşme’deki otel projesini anımsattı:
– İnşaat maliyeti 200 milyon doları bulacak yatırıma 2017’de başlayacaktım. Erkene çekiyorum. Eylül-Ekim 2016’da temel atabilirim. Aşçı, yaptığı görüşmeleri bana özetleyip, ekledi:
– Ülkemize her zamankinden daha fazla sahip çıkmalıyız. Kuruçeşme’deki otele Mandarin Oriental’in yatırımcı olarak girip girmeyeceğinisordum, yanıtladı:
– O seçenek de gündemimizde. Ayrıca, İstanbul’daki ikinci, hatta üçüncü otel için de
araştırmalara başladık. Rusya krizi ve terör etkisiyle turizmin bu yıl dibe vurduğunu anımsattım:
– Bu ortamda yeni otel yatırımına nasıl karar verebiliyorsunuz?
– Bugün başlayacak yatırım 2-2.5 yıl sürer. Ülkemizin hızlı toparlanacağına inanıyorum. Ayrıca, otel yatırımlarını rezidans projeleriyle dengeliyoruz. Hükümet de, sıkıntılı sektörlere destek sinyalleri veriyor.
Ardından İstanbul’da kentsel dönüşüm çerçevesinde 2017-2018’de 3 ayrı projeye başlamaya hazırlandıklarını aktardı:
– Projelerden biri Esentepe’deki Emekli Subay Evleri 1. Kısım’da olacak. Orada hak sahiplerinin 3’te 2’sini aşan bölümüyle anlaştık. Diğer iki proje için görüşmeler sürüyor. 3 projenin yatırım büyüklüğünü merak ettim, hesabı ortaya koydu:
– Kuruçeşme’deki otel, 3 rezidans ve Bodrum’da planladığımız yeni otelle birlikte 3 yıl içinde 1 milyar dolarlık yatırımı başlatmış olacağız. 2017-2018’de başlayacakları projelerde 2 bin 500 kişiye doğrudan iş kapısı açılabileceğini kaydetti:
– Dolaylı olarak 10 bin kişiye istihdam sağlanır. Darbe girişimi sonrası oluşan “birlik, beraberlik havası”, iş dünyasında karşılığını yeni yatırım kararlarıyla buluyor… 3 yılda yabancı markaların da içinde olacağı 1 milyar dolarlık yatırıma soyunmak, yerli yatırımcının “ülkeme güveniyorum” tavrını güçlü şekilde ortaya koyuyor…
MKEK: MİLLİ TÜFEK’TE ANA YÜKLENİCİ BİZİZ
KALE Grubu Başkan ve CEO’su Zeynep Bodur Okyay, geçen hafta Çan’daki sohbetimizin bir bölümünde Milli Piyade Tüfeği (MPT) projesindeki hayal kırıklığını dile getirdi, ben de yazımda yansıttım.Makina ve Kimya Endüstrisi Kurumu’ndan (MKEK) yazımın o bölümüne itiraz geldi:- MPT, 9 Nisan 2008 tarihli Savunma Sanayi İcra Komitesi kararıyla MKE ana yükleniciliğinde, Kalekalıp A.Ş. alt yükleniciliğinde gerçekleştirilen milli bir projedir.MKEK, Türkiye’de uzun namlulu silah ihtiyacını
karşılayan tek yerli kuruluş olduğunu belirtti:- İlk yerli piyade tüfeğinin tasarım sorumluluğu MKEK’e verilmiştir.MKEK, Okyay’ın tasarımla ilgili iddiasına şiddetle karşı çıktı:- Alt yüklenici firmanın, “MKEK’in tasarım yeteneği yoktu, MPT-76’yı biz tasarladık” beyanı gerçeğe aykırıdır.MKEK’ten gelen açıklama özetle böyle…
KİMİN YAZISINA İTİRAZ ETTİKLERİNİ BİLMİYORLAR
MKEK’ten “Hürriyet gazetesi”ne hitaben gönderilen açıklamanın kapak sayfasında iki imza var. Strateji Geliştirme Daire Başkanı Bülent Dilaveroğlu ve I. Hukuk Müşaviri Şenay Dayanır.Sayfada yazısına itiraz edilen kişiye baktım, Cumhuriyet Gazetesi’nden meslektaşım Şehriban Kıraç’ın adı yer alıyor.Yani, MKEK aslında kimin yazısına itiraz ettiğinin bile farkında değil…Yine de kurumsal saygı çerçevesinde açıklamaya yer veriyorum.
Hürriyet – Vahap Munyar