Düzce’de çimento fabrikası kurmaya hazırlanan Ali Ağaoğlu sanayi grubunun başına oğlu Alican’ı getirdi. Yatırımın danışmanlığını ise inşaat sektörünün duayenlerinden Atalay Şahinoğlu yapıyor.
Türkiye son yıllarda sanayiyle, yani üretimle büyümüyor. Büyüyen moda sektörler gayrimenkul, perakende ve turizm. Bunun doğal sonucu olarak, son 5 yılda ekonominin gündeminde inşaatçıların, müteahhitlerin ağırlığı arttı.
Sanayici aileler de bu gidişattan endişeliydi. Çünkü yeni kuşaklar da sanayiye değil, gayrimenkule daha çok ilgi gösteriyor. İstanbul Sanayi Odası Başkanı Erdal Bahçıvan sırf bu yüzden, gençlere sanayiciliği sevdirmenin yollarını aramayı kendisine misyon edindi. Hal böyleyken, sanayiyi ekonominin alt sıralarına iten gayrimenkulün en magazinel ve popüler ismi Ali Ağaoğlu şimdi sanayici oluyor.
DÜZCE’DE KURACAK
Ali Ağaoğlu son yıllarda hem yaptığı projelerle, hem de özel hayatıyla konuşulan bir isim. Şimdi de farklı bir yatırımıyla gündemde. Sanayiciler gayrimenkulcü olurken, o sanayici olmaya karar verdi ve Düzce’de bir çimento fabrikası için düğmeye bastı. Sanayi grubunun başına da oğlu Alican Ağaoğlu geldi. Yatırımın danışmanlığını ise inşaat sektörünün duayenlerinden, uzun yıllar Nuh Çimento’nun yöneticiliğini yapmış bir isim olan Atalay Şahinoğlu yapıyor.
180 MİLYON LİRA
Fabrikanın makine siparişleri verilmiş. 1.5 yıl süresince altyapı yatırımları tamamlanmış, işe fiilen başlanmış. Yılda 2 milyon ton çimento üretecek olan fabrika, yaklaşık 400 kişiye istihdam sağlayacak. Yatırım tutarı da 180 milyon TL.
Ağaoğlu’nun şirketinin gelecek 20 yılında sanayinin payının artacağı kesin. Grubun yeni stratejisinde bu hedef yer alıyor. İkinci çimento fabrikası için de çok beklemeyecekleri tahmin ediliyor. İkinci fabrikanın Akdeniz bölgesinde olması planlanıyor.
Evet, Ağaoğlu sanayiye adım atıyor atmasına ama seçtiği alan çimento da yine inşaat sektörüne yönelik bir adım. Bakalım Ağaoğlu sanayiciliğe ısınıp farklı alanlara da yelken açacak mı?
ECZACIBAŞI YENİ BİR EVLİLİK HAZIRLIĞINDA
BUGÜNLERDE Eczacıbaşı Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı’nı Türkiye’de yakalamak çok kolay değil. Ya ABD’de ya da Almanya’da… Eczacıbaşı Grubu’nun temeli Türkiye’nin ilk sanayicilerinden Nejat Eczacıbaşı tarafından 1942’de atıldı. Yani Türkiye’nin 70 yıllık köklü sanayi kuruluşlarından biri… Sağlık, seramik ve gayrimenkul sektörlerinin önemli oyuncusu… Dördü yabancı ortaklı 40’ın üzerinde şirketi var. Toplam cirosu 2014 sonu itibariyle 8 milyar TL’ye yakın. 12 bin 500 kişiye istihdam yaratıyor.
Grup, 1990’lardan itibaren yönünü yurtdışına çevirdi. Karo alanında dünyanın en ünlü markalarından Villeroy and Boch’u satın aldı. Eczacıbaşı Türkiye’nin önemli sanayi ailelerinden biri olma geleneğini sürdürmek istiyor. Büyümek için yeni ortaklıkların peşinde. Duyduğuma göre Eczacıbaşı’nın son aylardaki seyahatlerinin sebebi sanatsal ya da özel değil dünyanın önemli grupları ile ortaklık görüşmeleriymiş…
Peki, bunun için uygun bir zaman mı? Yabancı sermaye içte törer sorularına sahne olan, Rusya ile arası bozulmuş bir Türkiye’ye gelir mi?
Bunun yanıtını da iş dünyasından güvendiğim isimler veriyor:
“Türkiye seçimlerden sonra istikrarlı bir hükümet yapısına kavuştu. Bu da uzun vadeli yatırım yapmak isteyen yatırımcıları olumlu etkiledi. Yabancı yatırımcı uzun vadeli düşünüyorsa iç siyasi sorunları çok fazla risk olarak görmüyor.”
Bakalım Eczacıbaşı’nın yeni ortakları kimler olacak? Bunun için çok uzun bir süre beklemek gerekmeyecek gibi…
USTA TRABZON’U MU SEÇECEK!
Kitleleri sürükleyen, büyük paraların döndüğü endüstriyel futbolun göbek bağı, ticaret ve siyasetle kesilmiş. Siyaset seçim döneminde kulüplerin kaşkolunu takarak çıkar podyuma. Seçim sonrasında ise kulüplerde ve futbolu düzenleyen kurumlarda boy gösterir.
Kulüp başkanlıklarına işadamları aday olur. Ortada hep kazan kazan ilişkisi vardır… Yani futbol siyaseti, siyaset futbolu, her ikisi de ticareti etkiler. Halka açılan, milyon dolarların döndüğü bu büyük alanda takımların, futbol federasyonunun başında işadamlarının olması bu yüzden şaşırtıcı olmaz hiç… İş dünyasından spor sahalarına son transfer, sağlık alanında oldu. Trabzonspor’un başına Medical Park ve Liv Hospital’ın kurucularından Muharrem Usta seçildi. Muharrem Usta Dokuz Eylül Tıp Fakültesi mezunu. 2005 yılında sadece Fatih ve Gaziosmanpaşa’da 2 hastanesi vardı. İlaç sektöründe faaliyet gösteren Ethem Sancak’la ortak olduktan sonra, hızlı bir büyüme dönemine girdi. Hedefi en büyük özel hastane zincirlerinden biri olmaktı. Bunu 10 yılda başardı. Bugün 12 ilde 22 hastane ve yaklaşık 4 bin yatağa sahip. Üç yıl önce üst gelir grubu ve sağlık turizmine yönelik Liv Hospital ile Araştırma Hastanesi Topkapı’nın kuruluşunu da gerçekleştirdi. Yatırımların artmasında Medical Park ve Liv’in yüzde 51’ini Turkven’e satması etkili oldu.
Avrupa Yatırım Bankası, IFC, emeklilik fonları, Abu Dabi Yatırım Ajansı, Singapur Devlet Yatırım Fonu gibi kurumsal yatırımcıların hissedarları arasında olduğu özel sermaye fonu Turkven, Türkiye’de 2 milyar dolarlık bir fonu yönetiyor. Mavi’den Koton’a kadar 20’ye yakın Türk şirketinin de ortağı oldu. Hastanecilik alanında başarısını kanıtlayan Muharrem Usta, geçen ay sürpriz yaptı. Ve artık Trabzonspor’un başkanı… Seçimlerde önemli bir oy alarak başkan olan Usta’nın hedefi, ekonomik olarak zor durumda olan takımın bütçe, finansman sorunlarını çözmek. Medical Park ve Liv’de Usta’nın halen yüzde 25 hissesi var ve artık hastanelerine daha az uğruyor. Konsantrasyonu Trabzonspor üzerine… Ve taraftarlar da geçmiş başarılarına bakarak, takımı düzlüğe çıkaracağına inanıyor.
Hastane grubunda ise şimdi yeni bir söylenti var. Usta’nın kalan hissesini de Turkven’e satarak sağlık sektörüne veda edeceği konuşuluyor. Bakalım Usta önümüzdeki yıllarda kariyerinde ilk göz ağrısı sağlığı mı, yoksa futbolu mu seçecek?
HOLLYWOOD YILDIZLARI İSTANBUL’DAN VAZGEÇTİ
Bizim Hürriyet Gezi’nin de yazarlarından olan Saffet Emre Tonguç, “paha biçilemez İstanbul’un en iyi hikaye anlatıcılarındandır. Yıllardır İstanbul’un hazine sandığındaki saklı mekanları ve hikayelerini, yerli yabancı binlerce kişiye gezdirerek, anlattı, öğretti, sevdirdi.
Gezdirdiği kişiler arasında kimler yok ki! Oprah Winfrey, Kevin Spacey, Billy Cristal gibi Hollywood ünlüleri, Blackberry’nin iki kurucusundan biri olan Jim Balsille, Microsoft’un ortaklarından Paul Allen gibi işadamları, İstanbul’u Tonguç’un hazırladığı özel gezi programı ile tanıyanlar arasında. Tonguç’un en son konuğu iki ay önce Prens Edward olmuş…
Dünya Turizm Örgütü’nün iki yıl önceki araştırmasında, gezilecek şehirler arasında Paris’i geçen İstanbul’un son durumu nedir merak ettim. Tonguç’a son zamanlarda yaşadığımız iç ve dış sorunların onun işine nasıl yansıdığını sordum.
Gizlilik anlaşması nedeniyle isimlerini veremese de, özellikle önümüzdeki günlerde gelecek bazı Hollywood yıldızlarının İstanbul ziyaretlerini askıya aldıklarını söyledi. İki aydır ne iş dünyasından ne de sanat dünyasından gelen giden olmuş.
İstanbul’da gelişmeye paralel açılan birçok restoran, eğlence merkezi ve oteli ise şimdiden kara düşünceler aldı. İstanbul’da inşaatı süren 100’e yakın otel yakında açılacak. Sultanahmet’te Avrupalı müşterilere yönelik açılan butik oteller sıkıntıda. Küçük Oteller Birliği Başkanı Faruk Boyalı bu tehlikeye dikkat çekiyor. Lüks restoranların tek çaresi ise yerli müşteriye yönelmek…
Hürriyet