İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cemil Çelik, “Çok iyi hekim kadrosu olan bir üniversite hastanesi, devletten Karaciğer Hastanesi için destek olunmasını talep etti. Şu anda Karaciğer Nakil Hastanemiz bitmiş durumda” dedi.
İnönü Üniversitesi Prof. Dr. Cemil çelik, TRT GAP Diyarbakır Radyosu’na yaptığı açıklamada, Karaciğer Nakil Hastanesi ile ilgili olarak değerlendirmelerde bulundu.
“12 AMELİYATHANESİ OLACAK”
Karaciğer Nakil Hastanesi’nin önemli ve büyük bir yatırım olduğuna işaret eden Rektör Prof. Dr. Cemil Çelik, “Karaciğer Nakil Hastanemiz, Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin verdiği destek ile yapılan büyük bir yatırım. Karaciğer Nakil Hastanesi Turgut Özal Tıp Merkezi bünyesinde 160 yataklı, tek kişilik odaları olan ve 12 ameliyathanesi bulunan bir hastane” dedi.
“BU HASTANENİN BÖLGEDE OLMASI ÇOK ANLAMLI”
Turgut Özal Tıp Merkezi’nin karaciğer naklinde çok iyi bir hekim kadrosuna sahip olduğunu belirten Prof. Dr. Çelik şöyle konuştu:“Tabi hastane kurulmadan önce İnönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp Merkezi, yılda 300 karaciğer nakli yapan bir hastane konumuna geldi. Bu durumu ile Avrupa’da en çok karaciğer nakli yapan ve dünyada da ikinci en çok karaciğer nakil yapan merkez hüviyetini kazandı. Böyle olunca da, böyle bu kadar başarılı işler yapan, çok iyi hekim kadrosu olan bir üniversite hastanesi devletten Karaciğer Nakil Hastanesi için destek olunmasını talep etti. Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve Hükümeti bu yatırıma para verdi. Şuanda Karaciğer Nakil Hastanemiz bitmiş durumda. Şuanda bir takım pratik malzemeler yerleştiriliyor. Kısa süre içerisinde karaciğer nakil hastalarımızın artık bu merkez de nakilleri yapılacak ve burada konaklattırılacak. Böyle bir hastanenin özellikle Malatya’da olması, özellikle ülkemiz açısından olduğu kadar bölgemiz açısında da oldukça anlamlı. Çünkü bölgemizde hepatit ve buna benzer birçok hastalıkların yaygın olduğunu biliyoruz. Sadece Türkiye’de değil, çevremizdeki ülkelerde de, dolayısıyla karaciğer nakline yatkın olan hastamız bir hayli fazla. Umuyorum bu hastalarımız sadece Türkiye’de değil, çevremizdeki coğrafyadaki ülkelerde, bu sadece Arap coğrafyası değil, Balkanlar, Rusya, Kafkas coğrafyası ve Türki cumhuriyetleri kapsayan bir coğrafyada bir çok insanın derdine çare bulunacağı bir merkez haline gelecektir. Karaciğer Nakil Hastanemiz bu ayın içerisinde tamamen hizmete sunulmuş olacak.”
“AYNI ANDA 4 KARACİĞER NAKLİ YAPAN BİR EKİP VAR”
Turgut Özal Tıp Merkezi’nin sadece karaciğer nakli ile başarılı olmadığını, yabancı bilim adamlarına karaciğer nakli eğitimini de verdiğini ve bunun çok önemli bir gelişme olduğunu ifade eden İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cemil Çelik, “2002 yılından başlayarak burada arkadaşlarımız bu konuda profesyonel bir çizgiye geldiler. Tecrübe kazandılar. Şuan dünyada sanmıyorum, bizim dışımızda aynı anda 4 karaciğer naklini yapan ikinci bir hastane olsun. Aynı anda 4 ekip, 4 karaciğer naklini yapabilecek tecrübeye sahip. 22 doktorumuz tamamen karaciğer nakliyle, Genel Cerrahi Anabilim Dalı’nda olan doktorlarımız karaciğer nakliyle uğraşıyorlar. Bu da bize üniversite olarak, ülke olarak da önemli bir prestij sağlıyor. Diğer önemli bir nokta, sadece karaciğer nakli yapmıyor arkadaşlarımız, çevremizde bulunan ülkelerden, özellikle bizim doğumuzda Azerbaycan ve Pakistan, Batı’dan da birçok Batı Avrupa Ülkesinden özellikle canlıdan canlıya karaciğer nakli deneyimini kazanmak isteyen hekimler gelip bizim arkadaşlarımızdan eğitim alıyorlar. Bu da oldukça önemli. Biz bugüne kadar hep Batı Avrupa ülkelerinden ve Amerika’dan gidip tecrübe kazanarak hekimlerimizi Türkiye’ye getiriyorduk. Bir alanda İnönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp Merkezi dünyada karaciğer nakli konusunda tecrübelerini dünyadaki bilim insanlarıyla, hekimleriyle paylaşmış oluyor. Bununda bizim için yarı bir iftihar edeceğimiz bir konu olduğunu ifade etmek istiyorum” şeklinde konuştu.
“TIP MERKEZLERİ BELLİ ALANLARDA MARKA OLMALI”
Rektör Prof. Dr. Çelik sözlerini söyle tamamladı:
“Yüzde 10 ile 15 arasındaki hastalarımız yurt dışından geliyorlar. Türkiye’deki Tıp Fakülteleri, herkes hiç olmazsa bir alanda dünyada marka olmaya doğru gitmelidir. Yani İnönü Üniversitesi Karaciğer Naklinde marka ise, Dicle Üniversitesi başka bir alanda, Erzurum Atatürk Üniversitesi başka bir alanda marka olmalıdır. Dolayısıyla bu ülkemize prestij sağladığı gibi sağlık dağıtımında da daha önde olan kurumlar haline gelmemize yardımcı olacaktır.”
Malatya Haber Gazetesi
Bir yanıt bırakın