Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Türkiye’nin reform istikametinden geri gitmesinin tüm siyasi partilerin aleyhine olduğunu söyledi.
Kurtulmuş, TBMM Genel Kurulunda, Başbakanlık ve bağlı kurumların 2016 yılı bütçeleri üzerinde milletvekillerinin sorularını yanıtladı.
Türkiye’nin zor bir süreçten geçtiğini, bu süreçten çıkış yolunun reform istikametinde yürüyüşünü hızlandırması olduğunu anlatan Kurtulmuş, şunları kaydetti:
“Biz bu reformları hep beraber Parlamentonun iradesiyle el ele yapabilme becerisini gösterebilirsek, ekonomi, siyaset ve hukuk alanındaki reformlarımızı yaparsak… Her biriniz takdir edeceksiniz ki 12, 15, 20 sene evvelki Türkiye, siyasi, ekonomik sistem ve reformlar açısından baktığınızda mesafe alınmış. Yeterli mi, değil… Henüz süper lige çıkmadık, play-off’ta oynuyoruz. Birileri Türkiye’yi tekrar aşağı indirmek istiyor, biz de Türkiye’yi yukarıya, süper lige çıkartacağız. Bunun yolu, karşımızdakinin ne dediğini anlamaya çalışmaktan geçiyor. Eleştirilerimizi açık, net, yürekli şekilde ortaya çıkarmaktan geçiyor. Biz de bunları dinleriz. Ama sonuç itibarıyla Türkiye’nin herhangi bir şekilde bu reform istikametinden geri gitmesi, bu çatı altında bulunan ve bulunmayan siyasi partilerin tamamının aleyhinedir. Dolayısıyla Türkiye’nin iktisadi reformlarını tamamlaması lazım, bu dinamik bir süreç, zaman içinde yenilenmesi lazım. Siyasi reformlarını tamamlaması lazım. Türkiye’nin hukuki reformlarını, başta Anayasa, diğer antidemokratik yasalar olmak üzere bunları tamamlaması lazım. Bunu birileri başka bir yerden gelip yapmayacak. Birilerinin telkin, tavsiyesiyle bunlar olmayacak. Emri alacağımız yer bellidir. Milletin kendisinden, 80 milyonun tamamından bu emri alacağız. İnşallah burada oluşan milli irade istikametinde de reformlarımızı da tamamlayacağız.”
-“İdari ve mali açıdan özerk”
Başbakan Yardımcısı Lütfi Elvan da milletvekillerinin sorularını yanıtlarken, Çukurova Havaalanı’nın daha önce yap-işlet- devret modeliyle ihale edildiğini, ilgili müteahhidin yaklaşık 50 milyon avro harcamasına rağmen yatırımı tamamlayamadığını, seçim öncesi tekrar yap-işlet- devret modeliyle çıkılan ihalede tek teklif gelmesi nedeniyle Ulaştırma Bakanlığının iptal ettiğini anlattı.
Elvan, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı ile bir araya geldiklerini, yatırımın kamu kurumu tarafından yapılması konusunda hemfikir olduklarını dile getirdi.
DHMİ’nin tüm çalışmaları tamamladığını belirten Elvan, yatırımın Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığınca yapılması için icap eden YPK kararı konusunda gerekli yazışmaların yapıldığını, uygun görüşler alınarak imzaya açıldığını anlattı. Elvan, dün itibarıyla YPK kararının tamamlandığını, iki hafta içinde ihaleye çıkacaklarını, yatırımın tüm masrafları Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığınca karşılanmak üzere yatırımı gerçekleştireceklerini söyledi.
İnsan Hakları Kurumunun idari ve mali açıdan özerk yapıda olduğunu belirten Elvan, kurul yapısının Bakanlar Kurulu ve Cumhurbaşkanlığı tarafından atama şeklinde olduğunu ve bunun Avrupa’da çok sayıda örneği bulunduğunu kaydetti.
Elvan, ayrımcılıkla ilgili bir yasa tasarısının hazırlandığını hatırlatarak, “Ayrımcılıkla ilgili husus ile İnsan Hakları Kurumunun birleştirilmesi. Tek kurum olması konusunda karar verildi. Bunun gerekçesi şuydu; insan haklarını ayrımcılıktan, ayrımcılığı da insan haklarından ayırmanız mümkün değil. Özellikle Avrupa ülkelerinin birçoğunda insan hakları konusu ile ayrımcılığın aynı kurum tarafından yürütüldüğünü görüyoruz. Biz de insan Hakları Kurumu ile ayrımcılıkla mücadele için oluşturacağımız kurulu birleştirip tek bir kurum haline dönüştürme kararı aldık. İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu adını verdik. Kurum, üç temel işlevi yerine getirecek; insan hakları konusunda resen inceleme yapma yetkisi olacak, işkence ve kötü muameleye dönük ulusal önleme mekanizması olarak çalışacak, ayrımcılıkla mücadele edebilecek” dedi.
Kurumda esnek yapı oluşturduklarını anlatan Lütfi Elvan, şöyle konuştu:
“Kurumun kendi içinde kurul üyelerinin kendi daire başkanlarını, ilgili birimleri ve o birimleri hangi görevleri üstlenebileceği yetkisini Kurula verdik. Geleneksel olarak kurumlara baktığınızda bu yetki yasayla düzenleniyor. Ama biz yasada genel yapılması gereken sorumluluklar ve görevlerin neler olduğunu belirledik. Bu çerçevede Kurula çok geniş yetki verdik. Esnek bir yapı oluşturduk ki gelecek talepler doğrultusunda Kurul kendi içinde esnek hareket edebilsin. Önemli olan atamanın nasıl ve ne şekilde yapıldığı değil, önemli olan o kurumun işlevsel bağımsızlığıdır. Kurul çalışmaya başladığı andan itibaren işlevsel bağımsızlığıdır. İnsan Hakları Kurumunun etkinleştirileceğini söyledik ama takdir edersiniz ki yarı zamanlı çalışan Kurul üyeleri ve 15-20 personelle kurumun etkin çalışması mümkün değil. Kurum kadrosunu 150’ye çıkardık ve tam zamanlı çalışacak yapıya dönüştürdük ki Kurul üyeleri tam mesailerini Kuruma versinler diye…”
Cumhurbaşkanlığı, TBMM Başkanlığı, Başbakanlık, Anayasa Mahkemesi, Sayıştay, Yargıtay ve Danıştay Başkanlığı, Kamu Denetçiliği Kurumu, MİT Müsteşarlığı, MGK Genel Sekreterliği, Diyanet İşleri Başkanlığı, RTÜK, Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü ile Türkiye İnsan Hakları Kurumunun 2016 yılı bütçeleri kabul edildi.
CHP’li milletvekilleri, bütçelerin oylamasında ret oyu kullanırken kırmızı kart gösterdi.
Başkanvekili Ahmet Aydın, bütçelerin kabul edilmesinin ardından birleşimi saat 11.00’de toplanmak üzere kapattı.
AA