MFZ Grup’un ortaklarından Muhanver Gözüm, inşaat başlar başlamaz topraktan yatırıma girme döneminin sona erdiğini, yatırımcının teslimine 6 ay ya da bir yıl kalan projeleri daha çok benimsediğini söyledi.
Yaklaşık 40 yıldan bu yana Ankara’da ürettiği projelerle sektörün önemli aktörlerinden biri haline gelen MFZ Grup’un ortaklarından Muhanver Gözüm, başkent konut sektörünü anlattı. Gözüm, son yıllarda konut piyasasında hızlı tüketim olduğunun altını çizerek, “Yatırımcı birkaç yıl öncesine kadar, inşaat başlar başlamaz topraktan yatırıma girerdi. Ancak bu trend yerini bitime yakın projelere bıraktı. Teslimine 6 ay ya da bir yıl gibi süre kalan projeler şu an itibariyle en karlı yatırım aracı” dedi.
Ankara’nın yapılaşmada ve inşaatta kaydettiği gelişim hakkında bilgi verir misiniz?
Başkent inşaat sektörü özellikle son 10 yılda çok büyük gelişme kaydetti. Eski konut anlayışı tamamen yenilenirken, alıcılar da artık ‘yaşam alanı’ olanağı sunan proje konutlara yönelmeye başladı. Konutların artık kaliteli malzemelerle donatılmış, sağlam, doğayla da uyumlu olması isteniyor. İnşaat sektörü temsilcileri de bu anlayışa uygun konut üretimine yöneldi. Önümüzdeki dönemde Ankara’da inşaat sektörünün gelişimini sürdürerek, bir dünya başkentine yakışır görünümünü sağlamlaştıracağına inanıyorum.
Peki, sizce Ankara inşaat sektörü, Türkiye ekonomisine nasıl bir katkı sağlıyor?
Ankara, siyasetin kalbi olmasının yanında artık inşaatta da dünyayla yarışır hale geldi. Bu durum elbette kentin olduğu gibi ülke ekonomisinde de olumlu sonuçlara imza atıyor. İnşaat sektörü sayesinde büyüyen Ankara, kalkınmasını sürdürdükçe Türkiye ekonomisindeki önemi de artar. Ankara inşaat sektörünün de katkısıyla artık dünyada öne çıkan bir kent haline geldi. Yabancı yatırımcıların da tercihlerini Ankara’ya kaydırmaya başlaması, kentin değerini artırıyor. Türk firmaları da hem Ankara’da hem de dünyada yatırımlar için işbirliği yapıyor. Ekonomide 2023 hedeflerine ulaşmada Ankara inşaat sektörünün başarılı çalışmalarının da katkısı olacağını söylemek öngörü değil, gerçektir.
İnşaat sektörünün son 10 yılını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Ekonominin lokomotifi inşaat sektörü ciddi yatırımlar ve projelerle büyüyor, gelişiyor. Türk inşaat sektöründe göz ardı edilmemesi gereken bir arz-talep dengesi var. Dünya genelinde bir ekonomik daralma olsa da Türkiye, özellikle inşaat sektörünün bundan çok etkileneceğini düşünmüyorum. Bana göre en az 15 sene daha sektörün büyüyüp geliştiğine şahit olacağız. Bunun yanında yatırım konusunda da tercihler güncellendi. Konut piyasası kendini artık çok hızlı tüketiyor. Yatırımcı birkaç yıl öncesine kadar, inşaat başlar başlamaz topraktan yatırıma girerdi. Ancak bu trend yerini bitime yakın projelere bıraktı. Teslimine 6 ay ya da bir yıl gibi süre kalan projeler şu an itibariyle en karlı yatırım aracı. Çünkü daire teslim edildikten, yaşam başladıktan sonra bir anda yüzde 20’ler civarı otomatik artış oluyor. Yani 5-6 ayda minimum yüzde 20-30 kar elde etmek mümkün.
İnşaat-gayrimenkul sektörünün en önemli sorunları ve çözüm önerileriniz nelerdir?
Sektörümüzün çok ince bir ‘güven’ çizgisi var. Konut alıcısının güvenini asla kaybetmemek gerekiyor. Bunu sağlamanın da en önemli formülü, sektör hakkında hiçbir bilgisi olmadan, yalnızca para kazanma amacıyla girenleri ayırmaktan geçiyor. İnşaat sektörünün ciddi bir kazanç getirdiği doğru. Ancak bu iş yalnızca para kazanmak için yapılmaz. MFZ olarak başladığımız günden bu yana konut ya da ofis değil, hayata dokunan işlere imza atmayı benimsedik. Bu yüzden de yalnızca alıcı gözünde değil sektörde de parmakla gösterilen firmalardan olmayı başardık.
Sabah