Yassıada’nın imara açıldıktan sonra adeta şantiyeye dönen çehresini gözler önüne seren fotoğrafların, geçen hafta basına yansımasının ardından yetkililer harekete geçti. “Demokrasi ve Özgürlükler Adası” projesi kapsamında, 103 bin metrekare yüzölçümüne sahip Yassıada’nın 63 bin metrekarelik bölümüne 388 ağaç, 5 bin 373 çalı, 14 bin çiçek, sarmaşık ve yer örtücü olmak üzere 20 bin 635 yeni bitki dikileceği açıklandı.
Kültür ve Turizm Bakanlığı, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ve Gümrük ve Turizm İşletmeleri Tic. AŞ arasında, sözleşmesi 23 Temmuz 2013’te imzalanan projenin yetkililerinden alınan bilgiye göre, 103 bin metrekare yüzölçümlü Yassıada’da yapılacak binaların oturum alanı 20 bin metrekare olacak.
Bu yönüyle projenin yapılaşmayı değil, açık ve yeşil alan kullanımını öncelediği belirtiliyor. Bina oturum alanı dışında kalan 83 bin metrekarelik kısmın 63 bin metrekaresine ise proje kapsamında bitkisel ve yapısal peyzaj düzenlemesi yapılacak. Ağaçlandırma ve yeşillendirme çalışmalarıyla mevcut makilik ve fundalık, daha yoğun ve estetik bir görünüme kavuşacak.
Askeri dönemden kalan 8 katlı yapılar başta olmak üzere yoğun bir yapı stoğunun bulunduğu Yassıada’da, yapılar azaltılacak, açık ve yeşil alan kullanımlarına izin veren bir tasarımla ada yeniden düzenlenecek. Proje kapsamında adaya 388 ağaç, 5 bin 373 yeni çalı, 14 bin yeni çiçek, sarmaşık ve yer örtücü olmak üzere 20 bin 635 yeni bitki dikilecek.
YEŞİL ALAN ARTACAK
Yetkililer, kamuoyunda bir süre önce adanın konut alanına dönüşeceği, eğlence adası olarak projelendirildiği, mevcut yeşil dokunun tamamen yok edildiği yönünde iddiaların gündeme geldiğine işaret ederek, yapılan haberlerin aksine Yassıada’da nitelikli mevcut ağaçların korunacağını ve adaya yeni ağaçlar ve bitkiler dikileceğini bildirdi. Yassıada’nın, Türkiye’deki makroklima tiplerinden Akdeniz’in Marmara tali iklim tipi içine girdiğini belirten yetkililer, bu nedenle adada doğal olarak bulunan türlerin, genel olarak Akdeniz iklimine özgü türler olduğunu, bunların başında makilik alanlar ve yabani bitki türlerinin geldiğini anlattı, iklime bağlı olarak yaz kuraklığına dayanıklı kısa boylu bodur ağaç ve çalılardan oluşan makilik bu alanların, adanın genel mevcut bitki örtüsünü oluşturduğuna değindi.
1995 yılından itibaren kaderine terk edilmiş Yassıada’da mevcut bitki dokusunun, kontrolsüz büyüyen yabani otlar ile birlikte geliştiğini ifade eden yetkililer, Yassıada’da nitelikli bir bitki örtüsünden bahsetmenin mümkün olmadığına dikkati çekti. Projede mevcut alanların korunması konusunun dikkate alındığını, nitelikli hiçbir ağaca dokunulmadığını vurgulayan yetkililer, zarar göreceği düşünülen nitelikli ağaçların ise bilimsel yöntemlerle uygun yerlere taşındığını bildirdi.
Hazırlanan eylem planı kapsamında, yetişmiş ağaçların korunmasının esas alındığını söyleyen yetkililer, müteahhit firmanın, mevcut ağaç dokusunun korunması için yazılı olarak önceden uyarıldığını açıkladı. Yassıada projesinin, yaşanan acılardan referans alınarak, Türkiye’nin demokrasi serüvenini anlatacak Demokrasi Meydanı, Demokrasi Parkı, 27 Mayıs Platosu, açık hava sergileri, kıyı kullanımları ile demokrasi, özgürlükler ve insan hakları kavramlarını açık alan kullanımları ile destekleyerek sunmayı hedefleyen bir proje olduğu vurgulanıyor.
Hürriyet