Şarık Tara’dan müteahhitlik sektöründe başarının sırları!

Şarık Tara
”Enka olarak sektörün yurtdışına açılmasına öncülük ettik” açıklamasında bulunan Enka’nın Onursal Başkanı Şarık Tara, müteahhitlik sektörüne rehber olacak bir yazı kaleme aldı. İşte Şarık Tara’dan müteahhitlik sektöründe başarının sırrı…

Enka olarak sektörün yurtdışına açılmasına öncülük ettik. Yurtiçinde sıradan inşaatlar yerine, özel teknik ve beceri gerektiren işlere yönelerek rekabet gücü kazanmaya ve piyasada farklı bir konum edinmeye itina gösterdik. Yabancılarla çalışma deneyimini önce Türkiye’de yaptığımız çeşitli işbirlikleri ve ortaklıklarla kazandık, uluslararası nitelikte Şartname ve iş planı hazırlamayı öğrendik. Yurtdışında önce yabancı şirketlerin taşeronu, ardından ortağı olarak çalışmaya başladık. ilk işimiz Libya’daydı, sonra Ortadoğu ülkelerinde çalışmaya başladık. Bu inşaatların neticesinde edinilen imkanlar ve tecrübeler kendi başımıza iş yapabilecek kabiliyette olduğumuzu da bize gösterdi.

İHRACATA DA YOL AÇTIK
Bunu başaran ilk Türk inşaat firmasıydık artık. Yurtdışında iş almak Enka’nın düşüncesini tümüyle değiştirdi. Uluslararası piyasalarda nasıl rekabet edilebilir, nasıl iyi iş yapılır, kalite nedir? Bunları öğrendik. Bizim gidişatımızı, o ilk taşeronluk işi belirledi. İnşaatı hepimiz yurtdışında öğrendik. Biz Libya’da faaliyete başladıktan sonra, neden bu ülkeye mal satmıyoruz diye kafa yormaya başladık ve hemen bazı girişimlerde bulunduk. Kısa zamanda her şeyi satar hale geldik. Libya da bizlere, Türklere bağrını açtı. İhracatımız büyük rakamlara ulaştı. Yani taahhüt sektörü ihracatın anmasına da büyük katkı sağladı. Gittiğimiz her ülkede böyle oldu.

LİBYA’DA BÜYÜK İŞLER YAPTIK
Uluslararası müteahhitliğin bazı kuralları vardır, onları bilmezseniz müteahhitlik yapamazsınız. Nitekim bugün Almanya’da 10 binlerce müteahhit firma vardır ama uluslararası müteahhit firmaların sayısı 20’yi geçmez. ‘Müteahhidim’ diye Libya’ya gidenler bize çok şey kaybettirdi ama bazı şeyler de kazandırdı. Bütün bu olumsuzluklara, düzensizliklere rağmen Türk müteahhitleri Libya’da büyük işler yaptı. Çok sayıda Türk işçisi gitti, orada çalıştı. Dünyanın malzemesi taşındı. Böylece yurtdışında iş yapmayı öğrenen müteahhitlerimiz önce Ortadoğu ülkelerinde ardından Sovyetler Birliği ve SSCB’nin dağılmasını takiben Bağımsız Devletler Topluluğu’nda önemli projelere imza attılar. Günümüzde, Türkiye ‘Dünyanın en büyük 250 müteahhidi’ listesinde 43 firmayla Çin’in ardından ikinci sırada yer alıyor. Bu büyük bir başarıdır.

YENİ PAZARLARA AÇILMALIYIZ
Önümüzdeki dönemde Türkiye’nin yeni pazarlara açılması lazım. Bizim önemli pazarlarımız olan Libya ve Irak’ta durum malum. Siyasi gelişmelerin neden olduğu kargaşa, belirsizlikler bu ülkelerde iş yapmayı engelliyor. Rusya ile yaşanmakta olan gerilimin kısa dönemde yeni işler alınmasını zorlaştıracağını düşünüyorum. Bu dönemde mümkün olabilecek yeni, eski her pazardaki imkanları değerlendirmek gerekir. Afrika ülkeleri, Körfez ülkeleri, Doğu ve Güneydoğu Avrupa ülkeleriyle, Rusya dışındaki Bağımsız Devletler Topluluğu ülkeleri ve Hindistan, Pakistan gibi Asya ülkelerindeki imkanlar değerlendirilmelidir. Ancak özellikle Afrika ülkeleri gibi yeni pazarlara girerken öncü firmaların ülkelerini ve sektörlerini temsil ettiklerinin bilincinde olmaları gerekir. Kısa vadeli hesaplarla kaliteden taviz vermek veya işi yarım bırakmak kendi başarısızlıklarına neden olduğu gibi kötü örnek olarak tüm ülke firmalarını olumsuz etkilemektedir.

TEKNOLOJİYİ İZLEYİN
Şimdiye kadar yeterince değerlendirilmemiş Afrika ülkelerinde büyüme olabilir. Siyasi istikrarsızlıklann son bulmasıyla, ki en büyük temennim kısa sürede bölgeye barış ve huzurun gelmesi, yine Ortadoğu ülkeleri ve tabii ki Rusya’da büyüme mümkün olacaktır. Türkiye’de uzun süre taahhüt sektöründe faaliyette bulunmak her firmaya nasip olmuyor. Bunun belirli kıstastan var. Bunlara uymazsanız kısa sürede kaybolup gidersiniz. Zira taahhüt sektörü kılıç üzerinde yürümek gibi bir şey. Bir anda sağa veya sola yıkılabilirsiniz. Hele hele Türkiye’de taahhüt sektöründe iş yapmak deveye hendek atlatmak gibi bir şey. İş sahibinin mutlaka işin başında olması gerekir. İşi iyi takip etmek gerekir. Büyük taahhütlerin altına giriyorsunuz ve kaçağı, suistimali bol olan bir işle uğraşıyorsunuz. Tasarruf tedbirlerine de dikkat etmek gerekir. Ama en önemlisi sürekli teknolojiyi yenilemek.

Yeni pazarlarda başarılı olmanın temel şartının kendi teknolojimizi dünya seviyesine çıkarmak olduğu unutulmamalıdır. Enka bunu başarmıştır. Bu yapıldığında her yerde başanlı oluruz. Biz birbirinden çok farklı ülkelerde çalıştık. Çalıştığımız her ülkede, her zaman en iyi işi yapmaya çalıştık. Aynı zamanda barış ve dostluğa katkımız olsun istedik. Eskiden Fransızlar Türkiye’de iş yaparken “bon pour l’orient” (Doğu için yeterli) derlermiş. Biz hiçbir yerde bunu yapmadık.

ORTAKLIK KÜLTÜRÜNÜ BİLİN
Dürüst olacaksınız. Dürüst olmak bir fazilet değil, herkesin olması gereken bir hal. Çalışkan olacaksınız ve en iyisini yapacaksınız ama iş hayatında her şeyden önce dürüst olacaksınız. Hatta bulunduğunuz ortamda iyiden daha iyisini yapacaksınız. Başkalarının fikirlerine hürmet edeceksiniz. Yardım etmek kolaydır, yardım istemek zordur. Bilenden yardım isteyeceksiniz, ancak siz de yardım edeceksiniz. Gerektiğinde, tamamlayıcılık açısından size ve karşı tarafa katkı sağlayacak ortaklıklar kuracaksınız. Ortağını seçene kadar her türlü incelemeyi yapacaksın ama seçtin mi artık kendin gibi bileceksin. Ortakların menfaati yalnız ve yalnız ortaklıktan gelir, bu ilkeden ayrılmayacaksın. Şayet bir ortaklık içinde bir taraf ilave menfaat temin ediyorsa, o ortaklık yürümez.

Bütün bunlara dikkat ederek çok çalışınca ikincilikten birinciliğe geçmek mümkün olabilir. Ama sadece bunlar yetmez, siyasi konjonktür ve devlet desteği de çok önemli. Rakiplerinizin arkalarında hükümetlerinin desteğiyle başarılı olduğu bir coğrafyada, sizin bu destek olmadan daha başarılı olmanız beklenemez.

HAYALLERİMDEKİ TÜRKİYE
Her zaman Türkiye ne kadar dışarıya açılırsa, ekonomisi dünya ekonomisiyle bütünleşirse, bunlara yönelik düzenlemeleri yaparsa, Türkiye’nin önü o kadar açılır ve ülkede demokrasi ve hukuk devleti yerleşir diye düşündüm. Demokrasiyi istiyoruz. Demokrasinin şartı olan bir ekonomi sistemi var, o da serbest piyasa ekonomisi. Bu amaçla hem ben uluslararası olmak için çalıştım, hem de şirketimi ve ülkemi uluslararası yapmak için elimden geleni yaptım.

Önümüzdeki yıllarda komşularıyla sorunlarını aşmış, her alanda iyi ilişkiler sürdüren, ekonomik işbirliğini en üst düzeye taşımış, içeride de barışı ve huzuru sağlamış bir Türkiye hayal ediyorum. Bir diğer deyişle Atatürk’ün söylediği gibi ‘Yurtta sulh, cihanda sulh” ilkesini hayata geçirmiş bir Türkiye.

Etnik kökeni ne olursa olsun tüm vatandaşların her alanda eşit hak ve görevlere sahip olduğu, tüm vatandaşların diline, inancına, kültürüne, değerlerine, yaşam tarzına, farklılıklarına saygı gösteren, bilimsel çalışmalarda lider, teknoloji üreten, katma değeri yüksek ürünlerde uzmanlaşmış, dünya ekonomisiyle bütünleşmiş ve sosyal adaleti sağlamış bir Türkiye hayalim. Her zaman mükemmeli arzu etmek başarının en önemli sırrıdır.

Başarının 5 sırrı
1- Üstlendiğiniz işi zamanında hatta zamanından önce bitirin,
2- Teknolojinizi dünya seviyesine çıkarın ve kaliteden taviz vermeyin.
3- Hükümet desteğini yanınıza alın,
4- Ortaklıklar kurun, ortaklık kültürünü iyi hazmedin,
5- Yardım istemekten ve I yardım etmekten çekinmeyin.

Ekonomist