Cushman&Wakefield’in raporu, Türkiye’nin dünyanın sekizinci, Avrupa’nın ise birinci üretim üssü haline geldiğini ortaya koydu. İlk sırada da Malezya var.
Ticari gayrimenkul danışmanlık şirketi Cushman & Wakefield ülkelerin üretimdeki çekiciliğini ortaya koyan bir rapor hazırladı. Ucuz maliyet, işgücü, pazara erişim, sürdürebilirlik, tedarik zinciri gibi unsurlar dikkate alınarak hazırlanan rapora göre, Çin, artan işçilik ve işletme maliyetleri nedeniyle üretimdeki gücünü Malezya’ya kaptırdı. Türkiye, Avrupa’nın ilk, dünyanın ise sekizinci önemli üreticisi oldu. Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Örgütü’nün (UNCTAD) tanımladığı imalat çıktıları açısından en büyük 30 ülkeyi sıralayan endekste, Asya Pasifik ülkeleri üretim destinasyonu olarak hakimiyetini sürdürüyor. İlk 10 ülkenin 7’si bu bölgeden. Artan işçilik maliyetleri nedeniyle Çin’in tahtını Malezya dışında Vietnam ve Endonezya da almaya başladı.
TÜRKİYE 3 SIRA ÇIKTI
Endekste üç sıra yükselen Türkiye, dünyada sekizinci sırada. Avrupa, Asya, Rusya ve Afrika’nın kesişim noktasında bulunan Türkiye’nin sıralamadaki yerinin yükselmesinde altyapı yatırımları da etkili. İngiltere de yerel pazarlardaki ileri teknoloji üretim kapasitesi, gelişmiş bilim ve tasarım yetkinliklerinin çekici bir ortam yaratması nedeniyle konumunu güçlendiriyor.
SİNGAPUR TEKNOLOJİ ÜSSÜ
Endekse yeni giriş yapan Singapur da ilk 30’da. Ülke, bilim veya teknoloji temelli imalat sanayisinin üssü olmaya aday. Kaya gazı ve yenilenebilir enerji kaynakları gibi unsurlar ABD’nin profilini de güçlendiriyor. Kanada ve Meksika 6 ve 14’üncü sırayla listede. Meksika, ABD’nin ihracat odaklı orta ve yüksek teknoloji imalatının önemli bir bölümünü alıyor.
‘TÜRKİYE PARLAYAN YILDIZ OLABİLİR’
Cushman & Wakefield Yönetici Ortağı Tuğra Gönden “Son yıllarda Çin, özellikle tekstil ve otomotiv sektörlerindeki üretimde Türkiye ile rekabet etti. Çin’in çoğu zaman tek avantajı, maliyetlerin ciddi oranda düşük olmasıydı. Ancak Türkiye, konum ve potansiyelini doğru değerlendirerek uzun vadede üretimde parlayan bir yıldız olmayı başarabilir” yorumunda bulundu. Gönden, Türkiye’nin üretim süreçlerinde inovasyon ve teknolojiye yatırım yaparak büyük üretici firmaların stratejik planlamalarında yer alabileceğinin altını çizdi.
Neden yükseliyoruz? Şeref Fayat (TGSD Başkanı):
Full paket hizmet veriyoruz
Avrupa’nın üretim üssü haline gelmemizdeki en büyük etken full paket hizmet verebilmemiz. Türkiye’de ithal girdi olmaksızın pamuktan paketleme aşamasına kadar üretimin tüm kademelerine hakim bir yapı var. Örneğin, Doğu bloku ülkelerinde sadece kesim dikim yapılıyor, orada hammadde yok. Geçen yıl kilogram başına 24 dolar olan fiyat, bu yıl 26’ya çıktı. Bu da artık Avrupa’ya daha inovatif ürünler sattığımızı gösteriyor.
İsmail Gülle (İTHİB Başkanı):
Değişen strateji ülkemize yaradı
Türkiye, 1995-2005 yılları arasında tekstile yapılan yatırımların meyvesini topluyor. Avrupa’nın üretim üssü olduk. Katma değerli üretim yapıyoruz. Dünyada ekonomik konjonktüre göre değişen bir alım stratejisi var. Eskiden Avrupalılar ürünü önce depolar sonra satardı. Şimdi ise satıyor, bittikçe alım yapıyor.
Sabah