Finansbank Kurumsal ve Ticari Bankacılık Genel Müdür Yardımcısı Ömür Tan, önümüzdeki 5 yılda proje finansmanı kapsamında verilecek kredi tutarının toplamda yaklaşık 100-120 milyar dolar seviyesinde olacağını düşünüyor. Geçtiğimiz 5 yılda olduğu gibi önümüzdeki 5 yılda da altyapı ve özelleştirmelerin başı çekeceğini belirten Ömür Tan, bunun yanı sıra, sağlık sektöründe başlayan PPP programının da yine büyümeye katkı sağlayacağı kanaatinde. Tan, “Biz de bu işteki pazar payımızı artırarak devam ederiz. Sektördeki ortalama büyüme oranının en az 1.5 katı büyürüz” dedi.
Finansbank Kurumsal ve Ticari Bankacılık Genel Müdür Yardımcısı Ömür Tan ile proje finansmanı ve bankanın projelerini konuştuk. 2014 başından itibaren kurumsal ve ticari bankacılıkta ciddi bir büyüme trendine girdiklerini anlatan Ömür Tan, “2014’te ticari bankacılığı yüzde 55-60 civarında büyüttük. Kurumsal bankacılık tarafında ise büyüme yüzde 50’ler civarında oluştu. Bankanın perakende taraftaki ağırlığını tüzel bankacılığa çevirirken daha hızlı hareket etmeniz gerekiyor. Herkesin gaza bastığı ortamda rekabet daha çok artıyor. Bu nedenle de kendinizi farklılaştırmanız gerekiyor.
Bizde üst segmentteki rekabetin bu kadar kıyasıya yaşandığı bir alanda büyük iş ve müşterüere proje finansmanlarına ağırlık verdik” değerlendirmesini yaptı.
2020’ye kadar olan dönemde proje finansmanına 120 milyar dolara yakın kaynak akmasını bekleyen Ömür Tan, şöyle konuştu: “Geçtiğimiz 5 yılda olduğu gibi önümüzdeki 5 yılda da altyapı ve özelleştirmeler yine başı çekecek. Bunun yanı sıra, sağlık sektöründe başlayan PPP programı da büyümeye katkı sağlayacak. Altyapı sektöründe 2023 hedefi kapsamında yapüacak yatırımları, özelleştirmeler ve tabi ki gelir getiren gayrimenkul, enerji, sağlık ve eğitim yatırımları takip eder. 3. Köprü bağlantı yolları gibi projelerle altyapı sektörünün en büyük payı alması muhtemel gözüküyor. Özelleştirme kapsamında ise elektrik üretim tesislerinin özelleştirmesinin yine pastada büyük bir pay alacağı kanaatindeyiz. Bunlara ek olarak hem ihalesi ertelenen hem de daha ihale edilmemiş programa alınmış PPP modeli ile gerçekleşecek şehir hastanelerinin de toplam kredi payı içinde hatırı sayüır bir pay alacağı görüşündeyiz.”
Bugüne kadar Finansbank olarak girdikleri projelerin 3. Havalimanı, İzmir-Gebze otoyolu gibi ‘büyük’ projeler olduğuna işaret eden Tan, “Bunların hepsi, Türkiye ekonomisine katkısı olan, geleceğe yatırım niteliği taşıyan ve sağlam nakit akışları olan projeler. Zaten bilançoyu büyüterek pazar payı kazanmanızı da bu tür büyük projeler sağlıyor” değerlendirmesini yaptı.
Yılı 2 milyar dolarla kapatacak
Toplam proje finansmanında 2014’te 2.1 milyar dolara imza attıkları-4 m, bu sene de 9 ayda 1.7 milyar dolar civarında bir rakama ulaştıklarını kaydeden Tan, “2014 hızlı büyüdüğümüz bir yıldı” dedi.
Tan, bu yılı da 2 milyar dolar civarında bir büyüklükle kapatmayı hedeflediklerini söyledi.
Tan, geçtiğimiz dönemde sadece büyük projelerde değil, enerji, altyapı, gelir getiren ticari gayrimenkul finansmanı başta olmak üzere daha miktar olarak küçük ama adet olarak fazla pek çok iş yaptıklarını da aktarırken “20-30 milyon dolarlık satın almalar, yatırımlar, yenileme yatırımlarında da banka olarak tek başına yer alarak çok iş yaptık. Ticari segment müşterilerinin makine ve taşmmaz alımlarında da daha aktifiz” diye konuştu.
Gaza basmak için fırsat artacak
Türkiye’nin 2 sene içinde 4 seçim yaşadığını ve son seçime kadar belirsizlik havasımn ağır bastığı bir dönemden geçildiğine işaret eden Tan, 2016 yüının Türkiye açısından daha pozitif bir dönem olacağını düşünüyor. Fed’in hamlesinin netleşmesinin ardından Çin’in izleneceğine de işaret eden Tan, “Bundan sonra küresel risklere daha dikkatle bakmak lazım. Fed faizini bir kere artıracaksa bunu piyasa satın aldı. Ama artırmaya devam edeceğini söyleyeceği ton ve sinyali gelişmekte olan ülkeleri daha negatife getirecek bir sinyal olabilir. Son 1.5 senedir pek çok yatırım ertelendi. Onun için önümüzdeki dönemde daha çok gaza basmak için fırsat çıkacağına inanıyorum” dedi ve ekledi: “Çin’in büyüme sorununun nasü bir çizgi izleyeceği de önemli. Şimdilik Çin’deki gelişmeler çok opak. Önümüzdeki yıl yatırını ortamı açısından şartların bu yıldan daha iyi olacağını düşünüyoruz. Her türlü yatırım vadesi için 4 sene iyi bir vade. Ertelenen pek çok yatırım var. Özelleştirmeler sürecek ve yeni alt yapı yatırımları da gelecek. Bu da bankalara ciddi finansman potansiyeli getirecek. Bu sene sadece büyük yatırımlarda değü küçük işletmeler tarafında da erteleme olduğunu gördük. En azından yatırım kararı alacaklar açısından bir parametre daha ortadan kalktı.”
Finansbank olarak rekabet yoğun olduğu segmentte farklılaşmayı teknoloji yatırımları ve terzi işi çözümlerle getirdiklerine işaret eden Tan, “Bu sene elektronik fatura kapsamına 30 bin şirket daha girecek. Bu şirketler arasındaki faturalaşma elektronik olacak. Biz aradaki o ticareti elektronik krediye dönüştürdük. E-fatura teminatlı kredi veriyoruz. Dış ticaretin yeni ödeme şekli BPO sistemini Türkiye’de uygulayan ilk 3 bankadan biri olduk. Herkes için maliyetin ve rekabetin arttığı bir nakit akışım, işini kolaylaştırıp katma değer yaratabildiğinizde farklılaşıyorsunuz. Sadece kredi vererek para kazanamazsınız” dedi.
Ece Ceyhun / Dünya