Van Kültür ve Turizm İl Müdürü Aktuğ, “Van Kalesini, korumaya yönelik olarak alınacak önlemlerle, sadece Türkiye’ye değil, dünyaya tanıtıp yaşatılmaya gayret edeceğiz.”
Kültür ve Turizm İl Müdürü Muzaffer Aktuğ, Van Kalesi’nin UNESCO Dünya Miras listesine alınması için başvuruda bulunduklarını belirtti. Aktuğ, yaptığı yazılı açıklamada, Urartu’nun M.Ö l’inci bin yılda krallığını ilan ettiği Van Kalesi’nin, başkent niteliğiyle Demir Çağ Anadolu’sunun en önemli ve etkileyici kenti olduğunu, bugün halen büyük oranda ayakta kalan Urartu anlt yapılarının “başkent” niteliğini koruduğunu bildirdi.
Gerek mimari gerekse bölgeye getirdikleri yeni yaşam ve üretim biçimleriyle Urartulann Doğu Anadolu ve Kafkasya’da devrim niteliğinde dönüşümler yarattığını ifade eden Aktuğ, şöyle devam etti: “İşte bu dönüşümün ilk adımlarının atıldığı, bu dönüşümün tüm maddi kültür kalıntılarından örnekleri barındıran yegane yerleşme Van Kalesi/Tuşpa kentidir. Urartu’nun bütün özgün karakterini barındıran, Urartu’nun kuruluşunu ilan ettiği bu Demir Çağı başkentinin Kültürel Miras Programına alınması, 5 bin yıllık tarihsel sürece tanıklık eden alanın korunması, yaşatılması ve farkındalığının artması noktasında büyük katkı sunacaktır.Tarihi, sanatsal ve kültürel değerleriyle anıt kabul ettiğimiz Van Kalesi’ni, korumaya yönelik alınacak önlemlerle, sadece Türkiye’ye değil dünyaya tanıtıp yaşatılmaya gayret edeceğiz.”
“Akdamar Kilisesi geçici listeye alınmıştı”
Daha önce de Van’ın en önemli tarihi ve turistik değerlerinden olan Akdamar Kilisesi’nin UNESGO Dünya Mirası Listesi’ne girmesi için gereken çalışmaları yaptıklarını ammsatan Aktuğ, bu girişimin ardından kilisenin geçici listeye alındığını, bu girişimlerinin ikinci meyvesini deVan Kalesi ve Eski Van Şehrini UNESCO Dünya Mirası Listesine aldırmakla taçlandırmak istediklerine işaret etti.
Bu çalışmalarla kenti turizmde hedeflenen noktaya taşımayı amaçladıklarını vurgulayan Aktuğ, Van Kalesi/Tuşpa, Van Kalesi Höyüğü ve Eski Van Şehri’nin, yaklaşık 97 hektarlık bir alana yayıldığını, söz konusu alanda M.Ö. 3. bin yılından 20. yüzyılın başına uzanan süreçte, bölgede yaşayan toplumlara ilişkin maddi kültür kalıntıları bulunduğunu ifade etti.
Erken Transkafkasya toplumları, Urartular, Medler, Persler, Roma, Part, Sassani, Arap, Bizans, Ermeni, Selçuklu, Eyyubi, İlhanlı, Karakoyunlu, Timurlu, Sefavi ve Osmanlı dönemlerine ilişkin kültür katmanlarının bu alandan izlenebildiğini bildiren Aktuğ, bölgede yaklaşık 5 bin yıllık yaşam, üretim biçimi ve mimari sürecin gözlemlenebildiğine değindi. Aktuğ, şöyle devbam etti: “Bu çok kültürlü yapı mimari de çarpıcı bir zenginlik sunmaktadır. Van Kalesi, Doğu Anadolu Bölgesi’nde yaklaşık 250 yıl egemenlik sürdüren Urartular’ın başkentliğini yapmıştır. Van Gölü’nün hemen doğu kıyısındaki bu konglomera kayalık yaklaşık bin 800 metre uzunluğunda, 20-120 metre genişliğinde ve 100 metre yüksekliğindedir. Başkentin sitadelinde bulunan surlar ve temel yatakları, ana kayarım yontularak düzleştirilmesiyle oluşturulan platformlarda izleri rahatlıkla görülebilen yapı tabanları, açık hava kült alanları, kralların defnedildiği kaya mezarları, ana kaya üzerine işlenmiş kral yıllıkları, yazıtlı steller, inşa yazıtları büyük ve gelişmiş bir devlet yapısının izlerini taşımaktadır. Sitadelin kuzeyinde onunla aynı doğrultuda uzanan Van Kalesi Höyüğü ve güneyinde Eski Van Şehri yer almaktadır. Van Kalesi Höyüğü’nde yaklaşık 5 bin yıllık bir yerleşme kültürünün izleri, Eski Van Şehri’nde ise yaklaşık 800 yıllık bir kent dokusunu izleyebilmekteyiz.”
Hürses
Bir yanıt bırakın