UniCredit Grubu tarafından düzenlenen “9. Türkiye Altyapı Finansmanı Toplantısı”nda konuşan Murtazaoğlu, sermayesinin tamamı demiryollarına ait 3 bağlı ortaklıkları ile bunun yanında yerli ve yabancı ortaklıkların da olduğu 3-4 tane iştiraklerinin bulunduğunu söyledi.
TCDD Genel Müdür Yardımcısı İsmail Murtazaoğlu, 3. köprüye bir demiryolu bağlantısının planlandığını anımsatarak, “Bu yılın sonuna kadar bir kesiminin yapım ihalesi projelendirmesi devam edecek. Yıl sonundan önce ilanına çıkmaya çalışıyoruz” dedi.
Murtazaoğlu, tren işletmeciliğinin ekonomik, güvenli, hızlı olduğunu vurgulayarak, burada daha temiz enerji kullanıldığını ve işletme maliyeti dışındaki maliyetlerin de oldukça düşük olduğunu söyledi.
Türkiye’deki yolcu ve yük sayısının yılda 46 milyon kişi ve 25 milyon ton yük olduğunu aktaran Murtazaoğlu, sözlerine şöyle devam etti:
“Almanya, İtalya ve İspanya’ya baktığımızda yolcu ve yükte Avrupa’nın çok gerisinde olduğumuzu açıkça görüyoruz. Türkiye’de bin kilometrekareye 12 kilometre demiryolu düşerken, İspanya’da 34 kilometre, Romanya’da 45 kilometre demiryolu düşüyor. Demiryolu ulaştırma alt yapımız mutlaka geliştirilmelidir. Demiryolları, merkezi otoritenin kendine verdiği görevi yerine getirmek için canla başla çalışmalarını sürdürüyor. Dolayısıyla, demiryollarına yapılan yatırımlar da her yıl artıyor. Toplam sektöre gerçekleştirilen yatırım 2003 yılında 1,1 milyar lira iken, 2015 yılında 8,8 milyar lira olacak.”
– “Şu anda Ankara-Eskişehir seyahatinin yüzde 72’si YHT ile yapılıyor”
İsmail Murtazaoğlu, Türkiye’deki demiryolu alt yapısının geliştirilmeye muhtaç olduğunu belirterek, son yıllarda sektörde yapılan yenilikleri anlattı.
İlk Yüksek Hızlı Tren hattını (YHT) Ankara-Eskişehir arasında gerçekleştirdiklerini hatırlatan Murtazaoğlu, şunları kaydetti:
“Eskişehir artık Ankara’nın banliyösü olmuş durumda. Daha önce bu hatlar arasındaki seyahatin yüzde 8’i tren ile gerçekleştirilirken, yüksek hızlı trenden sonra bu oran yüzde 72’ye yükseldi. Ankara-Konya hattında ise doğrudan demiryolu bağlantısı yoktu. Ancak şimdi seyahatin yüzde 66’sı YHT ile gerçekleştiriliyor. Ankara-İstanbul hattı ise Pendik’e kadar hizmet veriyor. İnşallah Marmaray’ın tamamlanmasıyla İstanbul’un tamamına hizmet verebilir hale geldiğimizde göreceğiz ki, Ankara-İstanbul yolcu trafiğinin önemli kısmını demiryolları alacaktır. 3. köprüye de bir demiryolu bağlantısı planlanıyor. Bu yılın sonuna kadar bir kesiminin yapım ihalesi projelendirmesi devam ediyor. Yıl sonundan önce ilanına çıkmaya çalışıyoruz.”
Murtazaoğlu, bin 213 kilometre yüksek hızlı tren hattının işletme altında bulunduğunu belirterek, yapım ve ihale aşamasındaki hatların uzunluğunun ise bin 520 kilometre olduğunu dile getirdi.
Ankara-Sivas hattının tamamının yapım aşamasında olduğunu belirten Murtazaoğlu, “Ankara-Kırıkkale arasında yaklaşık 40-50 kilometre için bir tane ihalemiz neticelenmek üzere. 150 kilometrelik kısmın alt yapısı tamamlandı. Hattın tamamı 405 kilometre… Kalan kısımlardaki alt yapı ilerlemeleri yüzde 70 mertebelerinde. Yıl sonundan önce Ankara-Sivas için bir üst yapı ihalesine çıkmak için hazırlıklarımız sürüyor. Ankara-İzmir YHT projesinin ise alt yapı inşaatı devam ediyor” ifadelerini kullandı.
YHT hatlarının dışında bir de hızlı tren hatları bulunduğunu aktaran Murtazaoğlu, şu anda yapım ve ihale aşamasında yaklaşık bin kilometre, proje aşamasında ise 12 bin kilometre hat bulunduğunu söyledi.
Murtazaoğlu, bir Kuzey-Güney hattı, bir Güney bağlantısı ve bir Batı ile Orta Anadolu bağlantısının, yük ve yolcu taşımacılığında esas olmak üzere 2023 hedefleri çerçevesinde gerçekleşeceğini kaydetti.
– “Türkiye bir yük koridorunun ortasında bulunuyor”
İsmail Murtazaoğlu, YHT ve hızlı tren hatları tamamlandığında Türkiye nüfusunun yüzde 52’sinin bunlarla seyahat etme imkanına kavuşacağını belirterek, “Mevcut hatlarımızı da iyileştirmemiz gerekiyor. Yaklaşık 80 yıldır hiç yenilenmemiş yollar vardı. Bunlarda yenileme yaptık. Böylece ticari hızımız yükselmeye başladı” dedi.
Bursa Yenişehir’de hem ikmal ihalesine, hem de bağlantı kısmı projesinin ihalesine bu yıl çıkabileceklerini vurgulayan Murtazaoğlu, Kayseri-Antalya demiryolu alt yapı inşaatlarının da proje çalışmalarının devam ettiğini, 2017 yılının ikinci yarısında tamamlanmasını öngördüklerini ifade etti.
Murtazaoğlu, Türkiye’nin bir “yük koridorunun” ortasında bulunduğunun altını çizerek, alt yapı yatırımlarını tamamlarsa konumu sayesinde çok ciddi kazanç elde edebileceğini aktardı.
Şu anda YHT işletmeciliğinde 12 tane setleri bulunduğunu aktaran Murtazaoğlu, sözlerini şöyle tamamladı:
“Hatlarımızın periyodik aralıklarla her türlü ölçümünü yapıp güvenliğini sağlamak üzere kullanıyoruz. 2016 yılında 6 tane çok yüksek hızlı tren seti satın alınacak. Bir tanesi alındı. Konya hattımızın 185 kilometrelik kısmının geometrik durumu, 300 kilometre hız yapabilecek geometri ve alt yapıya sahip. Şu an 250 kilometre/saat ile gidiyoruz ama ileride araçlarımızı temin ettikten sonra daha yüksek hızlarla, yani 300 kilometre/saat’e kadar hızla gidebiliriz. Toplamda 106 tane yüksek hızlı tren seti satın alacağız. Bunları yerlilik ve öğrenme tabanlı teknolojiyle satın alacağız. Bunların yüzde 53’lük kısmı bir şekilde Türkiye’de üretilecek. Bunu bize satan firma içeriden kendine ortaklar bulacak ve bir şekilde Türkiye’de üretecek. Ülkemizin sanayisine de katkıda bulunacağız.”
– “Türkiye’nin orta vadede potansiyeli en yüksek büyümeyi sağlayacak ülkeler arasında”
Bu arada, UniCredit Grubu Orta ve Doğu Avrupa Bölüm Başkanı Carlo Vivaldi, açılış konuşmasından sonra basınla sohbet toplantısı düzenledi.
Vivaldi, 1 Kasım’dan önce ülkede belirsizlik olduğunun hatırlatılması ve seçimlerden sonra ülkeye dair projeksiyonlarının nasıl değiştiği ile ilgili bir soru üzerine, “Türkiye’nin UniCredit için önemli olduğunu söylemiştim. Biz projeksiyonlarımızda kısa vadeli volatiliteleri dikkate almıyoruz. Bundan ziyade orta ve uzun vadeli potansiyele bakıyoruz” dedi.
Türkiye’nin nüfus ve ortalama yaşta iyi bir potansiyele sahip olduğunu gördüklerini anlatan Vivaldi, UniCredit gibi bir yatırımcının da uzun vadede buna bakması gerektiğini düşündüklerini söyledi.
Siyasi istikrarın belirsizliği azaltacağının söylenebileceğini bildiren Vivaldi, “Bu ülkenin kalkınması açısından daha çok güven oluşturacaktır. Bu konuda bir itirazımız yok” şeklinde konuştu.
Türkiye’nin genel olarak ortalamanın üstünde büyüme sergileyen bir ülke olduğuna dikkati çeken Vivaldi, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Ama şu an itibariyle daha fazla büyüme gerçekleştirenler var. Örneğin Çek Cumhuriyeti ve Slovakya daha fazla büyüme gerçekleştirmiş durumda. Genel olarak Orta ve Doğu Avrupa’da iyi bir büyüme görüyoruz. Ukrayna’da derin bir durgunluk var. Burada da bir toparlanma var ama önceki seviyelere gelmesi için 10 yıldan daha fazla bir süre gerekecektir. Rusya yine negatif büyümenin olduğu bir ülke. Buradaki büyümenin pozitife dönmesi 2016’da, belki 2017’de gerçekleşecek.”
Vivaldi, Türkiye’nin orta vadede potansiyelinin en yüksek büyümeyi sağlayacak ülkeler arasında olduğunun altını çizdi.
Vivaldi, 3. havalimanının finansmanında neden yer almadıklarının sorulması üzerine, projenin müzakere sürecinde müşteri ile mutabık kalmadıkları noktaların olduğunu dile getirdi.
AA
Bir yanıt bırakın