3. Havalimanı şantiyesinde 2 bin kamyon, 400 iş makinesi aralıksız çalışıyor. Akşam yazarı Şenay Köşdere İGA’nın CEO’su Yusuf Akçayoğlu ile 3. havalimanı şantiyesinde bir araya geldi. İşte o röportaj…
Bundan tam 1 yıl önce, 3. Havalimanı’nı konuşmak üzere bir araya geldiğimizde, Yusuf Akçayoğlu projeyi üstlenen İGA’nın CEO’luğu görevini yeni devralmıştı. Henüz projeyle ilgili hiçbir ayrıntı netlik kazanmamış, finansman anlaşması dahi imzalanmamıştı. Akçayoğlu’nda sadece Türkiye değil dünyanın gözünü diktiği mega projenin başına gelmenin heyecanı vardı. Gündemi meşgul eden konu ise projenin detayları değil, ‘3. Havalimanı şart mıydı, değil miydi’ tartışmalarıydı. 1 yıl sonra Akçayoğlu’yla bu kez dev projenin şantiyesinde buluştuk.
‘RÜYA TAKIM’ KURDUK
Nasıl geçti bu son bir yıl, neler yaptınız?
Çok net bir ifadeyle, bu 1 yılda çok büyük, devrim niteliğinde işler yaptık diyebilirim. Kredi sözleşmemiz yoktu. İşin yapılabilirliği konusunda birçok adım daha atılmamıştı. Bunların başında da master plan vardı. Master plandan sonra yapılacak işin tasarım süreci vardı. İnşaat sürecinin yönetimi konusu vardı. Bunların hepsini çözdük. Önce müthiş bir ekip kurduk. Nüfusumuz 2 binler civarındaydı. Şu anda 9 bin 300 kişiyiz. 40 tane dizayn paketinin ihalesini bitirdik. Değil Türkiye’de, dünyada olabilecek en iyi havacılık ekspertlerini bir araya getirdik. Ve rüya takımı kurduk. Şu anda bunun meyvelerini yiyoruz. Hafriyatın bittiği yerlerde betonarme işlere başladık. Taşeron seçimi, altyüklenici seçimi sürecini tamamladık. Birçoğunu da sahaya mobilize ettik. 5 bin işçinin yatabileceği bir kamp kurduk. Beyaz yakalılarımız için 6 bin metrekarelik, bu devasa ofis binasına yaptık. Özetle büyük işler yaptık. Bunu yapmak zorundaydık ki, birinci fazın 42 aylık sürecini yakalayalım.
Yakalayabilecek misiniz?
Şu anki planlamalarımıza göre yakalıyoruz.
25 BİN ARAÇLIK OTOPARK
Tasarım ne aşamada?
Tasarımın geliştirilmesi için firmaların ihalesini bitirdik. İşi Scott Brownrigg diye İngiliz bir firmaya verdik. Tabii bir yandan bu yabancı firmaların hepsini Türklerle evlendirdik ki bu know how Türkiye’ye gelsin ve yerleşsin. Aynı zamanda Türk mühendis ve mimarların esnekliği de bu işlerin içine dahil olsun dedik. 1 milyon 300 bin metrekare tek çatı altında, dünyanın en büyük terminalini yapıyoruz. 90 milyon yolcu kapasitesiyle açılış olacak. Arkasına 800 bin metrekarelik ve 25 bin araçlık otopark yapıyoruz. Yani toplam 2 milyon 100 bin metrekare bir kapalı alan işimiz var. Tasarımlarımız belli bir seviyeye geldi. Yapacağımız kapı sayısı, lounge’laran yerleri gibi konular netleşti.
TERMİNALE KUBBELİ GİRİŞ
3’üncü Havalimanı denince nasıl bir terminal canlanmalı insanların kafasında?
Bir Türk dokunuşu kesinlikle var. Giriş katındaki çatının yapısı kubbelerden oluşuyor. Buradan doğal ışık geliyor. Mimar Sinan’ın yapılarından esinlenildi diyebilirim. Osmanlı Selçuklu mimarisinin dokunuşlarını barındıran, başka bir havalimanına benzetilemeyecek, eşi olmayan bir proje geliştiriyoruz. Ve tabii ki dünyanın en büyük ve en fonksiyonel havaalanı olduğunu da yinelemekte fayda var.
PARKTAN UÇAĞA 1 SAAT
Fonksiyonelden kasıt ne?
Yolcunun otoparka aracını parkettiği andan itibaren geçireceği sürecin problemsiz olmasını kastediyoruz. Her yerde yürüyen bantlar ve bagiler olacak. Yolcu arabadan indiğinde check-in, güvenlik kontrolü gibi işlemler dahil olmak üzere 1 saat içinde uçakta olabilecek.
150 milyon yolcu 350 destinasyon
Yeni havalimanı, İstanbul’un Avrupa yakasında, Karadeniz kıyısındaki Tayakadın ile Akpınar köyleri arasındaki 76,5 milyon metrekare alan üzerinde yükselecek. Yıllık 150 milyon yolcu kapasitesine sahip olacak 3. Havalimanı’ndan 350’den fazla destinasyona uçuş yapılması planlanıyor.
Tek parti önümüzü açar
Yakın zamanda kredi sözleşmesini imzaladınız. Neden yerli sermaye?
Paranın artık yerlisi, yabancısı yok. Evet lider Ziraat Bankası ama 6 tane banka var ve bunların 3’ü yabancı sermayeli bankalar. Parayı Türk bankaların kazanmasında ne gibi bir sakınca var ben bunu anlamıyorum. Ayrıca bu çapta bir kredinin, bu kadar zamanda çözülmüş olması da büyük bir başarı. Önümüzde 4 yıllık bir tek parti yönetimi var. Bu da projenin önünü açacak bir faktör.
Londra ve Çin’den talep
Bir ara finansman sıkıntısı çektiğinize dair de söylentiler çıkmıştı. Gerçekten zorlandınız mı kredi bulmakta?
Biz işi yaparken Çin’den de İngiltere’den da kredi verme talebi geldi. Biz bir süreç sürerken bölüp, ‘dur bir de seni deneyeyim’ diyemezdik, bu sadece zamanı uzatırdı. Süreci kesintiye uğratmamak için ilk kurduğumuz yapı üzerinden devam ettik. Böyle büyük çaplı bir finansman daha kısa sürede çözülemezdi.
2 bine yakın kamyon, 400 iş makinesi
Her yer kamyon, iş makinesı dolu. Kaç araç var?
76 milyon metrekarenin bir havalimanı için ayrılması çok büyük şans. Handikapı ise çok fazla toprak hareketini gerektirmesi. Zamanında tamamlayabilmek için resmen inşaat rekorları kırıyoruz. 2000’e yakın yüksek kapasiteli kamyon, 400 ağır iş makinesi çalışıyor. Günlük 1 milyon metrekareyi aşan bir toprak hareketi var. Sadece günlük akaryakıt tüketimimiz 700 – 800 bin litrelerde.
Maksimum yerlilik
Yerlilik oranı nasıl?
Maksimumda tutmaya çalışıyoruz. Özel sistemler hariç her şeyin yerli olması için çaba sarf ediyoruz.
Maliyetlerde sürprizler oluyor mu?
Altyapıda, zemin iyileştirmlede bazı şeyler kontrolümüzden çıkabiliyor. Ama bunlar inşaatın doğasında var. Bunlarla mücadele edip, bütçelediğimiz seviyede projede tamamlamayı hedefliyoruz.
Tanıtımlara başlıyoruz
Tanıtım faaliyetleri de olacak mı?
Aralık ayında İGA olarak dünya havacılık alanında büyük bir kongreye ev sahipliği yapacağız. ACI Airport Council International İstanbul’da olacak. Biz de ev sahibi olacağız. Devrim sürecinde ayağa kalkmaya çalıştık, enerjimizi başka şeylere harcadık. Şimdi artık uluslararası tanıtımlara da başlıyoruz.
Doğa için rekor bütçe hazırladık
Bir de doğanın bozulmasıyla ilgili eleştiriler var… Bu konuda çalışmalarınız var mı?
Süper mega iş yapılıyorsa, doğayı olduğu gibi korumak mümkün değil. Bu dünyanın her yerinde bu böyle. 76 milyon metrekarelik bir proje yapacağız ama her şey olduğu gibi kalacak, doğayı koruyacağız dersek yalan söylemiş oluruz. Biz yalan söylemek istemiyoruz. Ancak bu etkiyi minimuma indirmek için çok mücadele veriyoruz. Doğa hasarını en aza indirgemek için onlarca milyon euroluk bir bütçe ayırdık. İddia ediyorum böyle bir bütçeyi kimse harcamadı doğa için bugüne kadar.
Neler var bu bütçenin içinde?
Arazideki endemik bitkilerin haritasını çıkardık. Profesyonel destek alıyoruz. Buradaki bitki soğanlarını aldık, taşıdık. Başka yerlerde türün devamını sağlıyoruz. 20 bin civarında ağaç transplantasyon yöntemiyle taşındı. Kesilen her ağaç yerine de 5 ağaç dikiyoruz.
Kuşlarla ilgili de çalışmalarınız vardı…
Evet. Kuşların hareketlerini inceledik. Tabii burada diğer paydaşların da rolü var. Bunlardan biri de İstanbul Büyükşehir Belediyemiz. Burada bir atık çöp toplama merkezi var. Orası kuşlar için bir cazibe merkezi. Çünkü kuşlarda bir öğrenme ve unutma süresi var. Şu an kalksa bile belli bir süre kuşlar oraya gelmeye devam edecek. Belediye bize bu merkezin kaldırılacağına dair söz verdi. Diğer taraftan kuş radarları satın aldık belli bölgelere yerleştiriyoruz. Kuş yönetimini en sağlıklı bir şekilde sağlıyoruz.
Enerjisini güneşten suyu yerden alacak
Yeşil havaalanı olmak adına ne gibi planlarınız var?
Burası yeraltı sularının denize doğru aktığı bir yer. Bu suları belli bir yerde biriktirip, filtreleyip, heba etmeden kullanmak yolunda bir projemiz var. Bunun üzerinde çalışıyoruz. Güneş enerjisiyle ilgili projelerimiz var. Burası 250 megavatlık bir yapı. Afyon şehrinin harcadığı enerjiyi tek başına çekecek bir yapıdan bahsediyoruz. Elbette kendi enerjisinin tamamını üretemez ama bir kısmını kendi üretsin istiyoruz. Ayrıca peyzajda her yer yeşil olacak. Bir de tabii karbon ayak izinden bahsetmek lazım. Şu anda Atatürk Havalimanı’nda yoğun hava trafiğinden dolayı çok ciddi bir enerji sarfiyatı söz konusu. Uçaklar 20-30 dakika havada turlamak zorunda kalkıyor. Bu da karbon ayakizi yaratıyor. Bizde bağımsız pistler olduğu için bu oran minimuma inecek. Aynı zamanda denizin üzerinden iniş kalkış sağlandığı için yermleşim yerlerine gürültü kirliliği yaratılmayacak.
Duty free alanı Atatürk’ün 10 katı olacak
Alışveriş alanları genişleyecek mi?
Evet oldukça büyük bir duty free alanı olacak. 40 bin metrekare net satış alanı olan 100 bin metrekareye yayılmış dutyfree alanı olacak. Şu anda Atatürk Havalimanı’ndaki duty free alanının tam 10 katı. Lounge alanları da ciddi anlamda genişleyecek. Sadece Türk Havayolları’na 10-11 bin metrekare lounge alanı veriyoruz.
Sektörün, şirketlerin projeye bakışı nasıl?
Bu yapı dünya havacılık sektörünün merkezi olmaya talip bir yapı. Mesela duty free için Unifree’yle birlikte Heinemann’la anlaştık. Tüm operasyonlarını İstanbul’a kaydıracaklar. Kargo için de DHL’le görüşülüyor. Onların da burada bölgesel bir ‘hub’ yapması söz konusu.
Şenay Köşdere/Akşam